Güncelleme Tarihi:
Neolife Tıp Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç Dr. Duygu Derin, tümör aşılarının bağışıklık sistemini uyarma temeline dayandığını ifade ediyor ve aşıların koruyucu ve tedavi edici aşılar olarak iki gruba ayrıldığını belirtiyor. Derin, “Tümör aşıları bağışıklık sisteminin uyarılması esasına dayanıyor. Kanser hücrelerinin yüzeylerindeki yapılar bağışıklık sistemine tanıtılıyor. Bu yapılar bağışıklık sisteminin yanıt vermesini sağlayacak veya artıracak başka bir proteine eklenebiliyor veya hastanın kendisinden veya başka hastalardan elde edilen hücrelerden "tam hücre aşıları" hazırlanıp hastaya verilebiliyor. Aşılamada, kanser hücrelerini tanır hale gelen vücudun kendi bağışıklık sistemi hücrelerinin, sağlıklı hücrelere zarar vermeksizin doğrudan kanser hücrelerine karşı bir saldırıda bulunacağı varsayımı ile ilerleniyor.” diyor.
Peki, günümüzde uygulanan aşılar nasıl bir rol üstleniyor?
Kanserde koruyucu aşılar arasında karaciğer kanserine karşı Hepatit B ve rahim ağzı kanserine karşı HPV aşısı yer alıyor. Toplumda yaygın görülen ve yüzde 10 oranında kronikleşen bir enfeksiyon hastalığı olan Hepatit B’ de kronikleşen vakaların yüzde 10’u karaciğer kanserine dönüşüyor. Hepatit B aşısı, kişilerde bu enfeksiyona karşı bağışıklık oluşturarak kronikleşmeyi ve kanserleşmeyi önlüyor.
Rahim ağzı kanserinde ise kanser nedeni görülen HPV tip 16 ve 18 enfeksiyonuna karşı geliştirilen aşı ile bu bölgenin kanserleşmesi önleniyor.
Kanserde tedavi edici aşılar ileri teknoloji ürünü olmakla birlikte henüz tedavide etkin bir yöntem olarak kullanılamıyor. Tedavi edici aşılar içinde kök hücre yöntemi olarak bilinen dendritik hücre aşıları ön plana çıkıyor. Hastadan alınan kandaki kök hücreler, laboratuvarda "dendritik hücre" denilen özelleşmiş hücrelere dönüştürülüyor. Bu hücreler kanser hücrelerinin yüzey yapılarına karşı duyarlı hale getirilip tekrar hastaya veriliyor. Bu yöntemin prostat, malign melanom ve böbrek hücreli kanserler üzerindeki tedavi edici etkisi araştırılıyor.
Malign melanomda aşı tedavisinin etkinliği ise henüz tartışılıyor. Ancak bağışıklık sistemini uyaran tedaviler uzun zamandır uygulanıyor. Malign melanom tedavisinde yeni çıkan bir ilaç, kanser hücrelerini tanıyıp yıkan sitotoksik T lenfositlerini durduran mekanizmayı işlemez hale getiriyor. Bu şekilde dolaylı yoldan bağışıklık sistemini aktive ediyor.