Güncelleme Tarihi:
Akar'ın açıklamaları geçen hafta çok tepki alırken Türk Tabipler Birliği Başkanı Özdemir Aktan: “Helal kandan helal ilaç üretilmesi gibi bir konu ve Sağlık Bakanlığı ile Kızılay gibi iki kurumun böyle bir çalışma içinde olması şaşkınlık verici. Birincisi milli kandan üretilen ilaç daha faydalı gibi bilimsel bir veri yok. İkincisi bir hekim olarak şunun kanı haram şunun kanı helal nasıl diyebiliriz. Olayları hayretler içinde izliyoruz.” demişti.
AKAR'DAN YENİ AÇIKLAMA: HELAL-HARAM KAN YOKTUR
Akar, Türk Kızılayının, güvenilir donörlerden aldığı kanı, analiz edip, üzerinde işlemler yapıp, güvenli hale geldiğinden emin olduktan sonra hastanelere dağıttığını belirtti.
Bir süredir yaşanan helal-haram kan tartışmalarının kendisini çok üzdüğünü ifade eden Akar, "Kızılayda helal ya da haram kan kavramı yoktur. Böyle bir kavram hiçbir zaman olmamıştır. Hiçbir zaman telaffuz edilmemiştir. Helal kan haram kan diye bir ayrım asla söz konusu değildir" dedi.
Türkiye'de kan ürünleri fabrikasının olmaması nedeniyle ülkenin her yıl yaklaşık 400-500 milyon dolar döviz kaybına uğradığına dikkati çeken Akar, tesisin kurulmasıyla hem ithalatın ortadan kalkacağını hem de İslam ülkelerine ihracat yapma imkanı doğacağını anlattı.
"BAĞIŞLARI ETKİLEYECEĞİNDEN KORKTUĞUM İÇİN ÜZÜLDÜM"
Uyuşturucu kullananlar ve bulaşıcı hastalığı olanlardan kan alınmadığını vurgulayan Akar, "içki içenlerin kanı alınır veya alınmaz" diye bir ayrımın da asla söz konusu olmadığına işaret etti.
Akar, alınan kanların analize tabi tutulduğunu, herhangi bir zararlı faktör tespit edilmesi durumunda mevcut kanın derhal imha edildiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Milyonlarca insana kan yetiştiriyoruz. Milyonlarca insan Kızılayın kan getirmesini bekliyor. Bir zaafiyet, birkaç kişinin kan vermemesi, ameliyat masasında kan bekleyen insanların hayatlarının sonu olabilir. Bu durumun bağışları etkileyeceğinden korktuğum için üzüldüm. Kurum için üzüldüm. Yoksa başka bir üzüntüm yok. Ne dediğimi biliyorum. Helal-haram kan kavramı asla ve asla yoktur. Dünyada da yoktur, bizde de yoktur. Kan ürünleriyle söylenmiş bir pazarlama terimidir. Helal gıda kavramı gibi bir şeydir. Kanla değil, kan ürünleriyle alakalı birşeydi. Kandan elde edilecek ürünlerle alakalıydı."
"KAN İŞLEMLERİ TAMAMEN BİLİMSEL"
Kan bağışı konusunda, milyonlarca insanın bilgilerinin girildiği çok geniş bir veri tabanlarının bulunduğunu ifade eden Akar, bu sistemden bir kişinin daha önce kan verip vermediğinden, bağışının reddedilip edilmediğine kadar birçok bilgiye ulaşılabildiğini söyledi.
Kızılayın kan işlemlerinin, prosedürlerinin tamamen bilimsel olduğuna dikkati çeken Akar, ülke genelinde her gün ortalama 6 bin ünite kan topladıklarını bildirdi.
"KAN STOĞU AZALIRSA BÜYÜK VİCDAN AZABI DUYARIM"
Toplanan kanların, dijital ortamdan takibinin yapıldığını vurgulayan Akar, "Sistem üzerinden, kaç ekibin kan almaya çıktığı, kanların nerelerden ne kadar toplandığı, ne kadarının reddedildiği, hangi hastaneye ne kadar yönlendirildiğine kadar her şey görülebiliyor. Araçların içinde bulunan kanların ısısını bile bilgisayar ekranından çok rahatlıkla izleyebiliyoruz. Böylesine teknolojiyi kullanan, bilimsel çalışan bir kurumun bu tür şeylere alet edilmemesi lazım. Kan stoğumuz, bu konuyla ilgili bir tane bile azalsa büyük vicdan azabı duyarım" dedi.