Oluşturulma Tarihi: Eylül 11, 2007 13:23
Akdeniz bölgesinde ağırlıklı olarak görünen talasemi (Akdeniz anemisi) ile mücadelede başarının, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki (KKTC) gibi, kalıtımsal hastalığın ders kitaplarına alınmasıyla mümkün olabileceği belirtildi.
Kan Hastalıkları Koruma Tedavi ve Dayanışma Derneği Başkanı Şahin Özbingül, “Akdeniz anemisi” olarak da bilinen talasemi hastalığının yayılmasının önlenmesine katkı sağlamak ve hastaların sorunlarına çözüm bulmak için çaba gösterdiklerini bildirdi.
Özbingül, sağlıklı nesillere sahip olabilmek için talasemi hastalığının öneminin ve hastalığın nasıl ortaya çıktığının iyi anlatılması gerektiğini, bu nedenle, özellikle eğitim seviyeleri daha düşük olan bölgelerde, tarım işçilerinin yaşadığı çadır kentlerde sağlık müdürlüğü ekiplerinin bilinçlendirme çalışması yürüttüğünü belirtti.
Alınan önlemlerin çoğu zaman yetersiz kaldığını, talasemi taşıyıcısı kişilerin, her hangi bir önlem almadan, hatta taşıyıcı olduğunu bilmeden evlendiğini ifade eden Özbingül, “Sonuçta dünyaya hasta ve taşıcıyı çocuklar gelebiliyor. Önlenebilir hastalıkla mücadele kapsamında talasemi anlatılmasına karşın yetişkinler bilinçsiz davranmaya devam ettiği için talasemi çocuk yaşlarda öğretilmeli” dedi.
Özbingül, KKTC'nin bu konuda büyük başarı sağladığını, yaklaşık 8 yıl önce ders kitaplarına talasemi hastalığını ekleyen ve okullarda bilinçlendirme kampanyası başlatılan yavru vatanda, artık hastalıklı çocuk dünyaya gelmediğini ifade etti.
Yurt genelinde 400 bin talasemi ve orak hücreli anemi hastasının bulunduğunu ifade eden Özbingül, talesemi hastalarının her ay düzenli olarak ilikleri çalışmadığı için kan alması gerektiğini, maddi ve manevi yaralar açtığını, bu nedenle KKTC'nin model olarak alınabileceğini bir çalışma başlatılması gerektiğini söyledi.
“BİR HASTANIN YILLIK MALİYETİ 10 BİN DOLAR'
Özbingül, hastalığın sadece kişilere değil devlete de önemli kayıp verdirdiğini belirterek, “Bir hastanın devlete yıllık maliyeti yaklaşık 10 bin dolar. Eğer, geleceğimizi oluşturan çocuklara bu hastalığı iyi anlatabilirsek, 5-10 yıl içinde hem hastalık yok denebilecek seviyeye gelecek hem de sağlık giderlerinde önemli bir kazanım elde edilecek” dedi.
Özbingül, KKTC modelinin uygulanabilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı ile görüşeceklerini kaydetti.
TALASEMİ
Akdeniz anemisi ya da tıptaki adıyla talasemi, Akdeniz ülkelerindeki ırklarda görülen, doğacak çocuğa anne-babasından “beta talasemi” geninin sirayetiyle kalıtımsal olarak geçen bir çeşit “kansızlık” hastalığı. Kanda alyuvarların yapısında yer alan “hemoglobin” maddesinin yapımındaki kusur anemi oluşmasına neden oluyor. Hastalığın Talasemi Major ve Talasemi Minör olarak iki şekli bulunuyor.
Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 2.1'inin taşıyıcı olduğu biliniyor. Bu oran Antalya, Antakya ve Mersin gibi yörelerde yüzde 12'lere kadar çıkabiliyor. Bunun için her çifte evlenmeden önce mecburi yapılan tahliller içinde “Hemoglobin” ve “Hemoglobin Elektroforezi” tahlilleri yer alıyor.
Hem anne hem de baba Akdeniz anemisi taşıyıcısı (Talasemi Minör) ise doğacak çocuklar, yüzde 50 olasılıkla taşıyıcı, yüzde 25 olasılıkla hasta, yüzde 25 olasılıkla da sağlıklı doğabiliyor.