Güncelleme Tarihi:
Akgül, ameliyat hakkında yaptığı açıklamada, 65 yaşındaki kadın hastanın kendilerine yaklaşık bir ay önce kalp krizi şikayeti ile geldiğini söyledi.
Kalp krizi vakalarında ilk 6-8 saat geçtikten sonra, hastayı ameliyat etmeden belli bir süre beklettiklerini belirten Akgül, “Hastanın değerleri düzeldiği zaman ameliyata alırız. Bu hastamızın değerleri düzeldi ama guatr rahatsızlığı olduğu için kandaki tiroit değerleri yüksek kaldı. Biz endokrin ve dahiliye ile devamlı görüşmeler yaptık ama ilaçların dozlarını çok arttırmamıza rağmen kandaki tiroit seviyesini düşüremedik” diye konuştu.
Akgül, bu arada hastanın kalbe giden ana damarında yırtık olduğunu ve kalp ameliyatının da acilen yapılması gerektiğini vurgulayarak, hastanın her an tekrar kalp krizi geçirip ölme riski bulunduğunu anlattı.
Hastanın kanındaki yüksek tiroit hormonunu düşürmeden ameliyat yapılması halinde, ameliyat travması nedeniyle masada kalabilecek bir hasta olduğunu belirten Akgül, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bir karar vermemiz ve bu hormonu temizlememiz lazımdı kandan. Literatürde ciddi bir araştırma yaptık. Kalp ameliyatları hariç bazı basit ameliyatlarda 'plazmaferez' dediğimiz kan değişimi yapılmış. Biz de hastanın 2 ayrı gün 12'şer ünite, bir ayrı günde 8 ünite kan vererek plazmasını değiştirdik. Yani kan şekil elemanları hastada kalıyor, fakat hastanın kanının sıvısı devamlı değişiyor. Çünkü hormon o sıvıda. O hormonu alarak, yerine başka bir plazma vererek hastanın bütün hormonlarını kandan temizledik. Okuduk, her tarafta taradık. Bu yöntemin kalp ameliyatları için hiç yapılmadığını gördük. Tek bizde yapılmış oldu. Riskli bir iş. Ancak yapmasaydık hasta ölecekti. Başka yapılacak bir şey yoktu. Bütün kan sistemini değiştirdik hastanın.”
Akgül, bu yöntemden sonra da hastayı acil kalp ameliyatına aldıklarını dile getirerek, “Ameliyatı kalbi de durdurarak yapmadık. Çalışan kalpte ikili by-pass yapıp hastayı tedavi ettik. Hasta şu anda serviste yatıyor, tiroit hormonları normal seviyede gidiyor” diye konuştu.
Ameliyatın yaklaşık 4 saat sürdüğünü aktaran Akgül, hastaya minimal zarar vermek için ameliyatı kalbi hiç durdurmadan yaptıklarını anlattı.
Akgül, bu yöntem sayesinde hastanın tiroidini de tedavi etmiş olduklarını ifade ederek, şu an hastanın tiroidi için düşük seviyede ilaç kullandıklarını söyledi.
Hastanın ameliyattan sonra bir akşam yoğun bakımda yattığını belirten Akgül, bir aksilik çıkmazsa hastanın birkaç güne kadar taburcu edileceğini kaydetti.
Akgül, “Bu hasta çok 'orijinal' bir hasta oldu bizim için. Kanını temizleyerek ameliyata girmek enteresan bir tarz, başka bir çaremiz yoktu” dedi.
"YENİDEN DOĞMUŞ GİBİYİM"
Ameliyat edilen Havva Hoş da hastaneye gelmeden önce durumunun kötü olduğunu belirterek, “Önceden bir rahatsızlığım yoktu. Kalp krizi geçirdim. Guatr rahatsızlığım varmış, bilmiyorduk. Bu nedenle tiroit hormonlarım çok yükseldi. Buraya geldik, doktorum beni ameliyat etti. Şimdi çok iyiyim. Yeniden doğmuş gibiyim” şeklinde konuştu.