Güncelleme Tarihi:
Ülkemizde kadınların yaklaşık 3’te 1’inin hayatında hiç jinekolojik muayene yaptırmadığını vurgulayan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Erhan Karaalp kadınlara jinekolojik muayenenin erken teşhisteki önemi konusunda uyarılarda bulundu.
YILDA 5 DAKİKALIK MUAYENE HAYAT KURTARIYOR
Sağlık durumunun iyilik halini gösteren check-up’ ların kadınlarda bir parçası olan jinekolojik muayenelerin hiçbir şikayet olmasa bile her yıl yaptırılması, kadın sağlığı açısından büyük önem taşır. Zamanınızdan yılda ayıracağınız sadece 5 dakikalık bir muayeneyle jinekolojik kanserler henüz başlamadan fark edilebilir ya da çok erken dönemde tanı konularak tamamen vücuttan temizlenebilirler.
KADINLARIN YÜZDE 30’U HİÇ JİNEKOLOĞA GİTMEMİŞ!
Türk toplumu, Japonlar ve Almanlardan sonra dünyada en sık doktora giden 3. toplum olmasına rağmen aynı duyarlılığı jinekolog kontrolü sırasında gösterilmiyor. 2012 yılında 12 farklı ilde yapılan bir araştırmada kadınların yüzde 30'unun hiç jinekoloğa gitmediği ortaya çıktı. Gelişmekte olan ülkelerin çoğunda da kadınların hasta olmadan sadece kontrol amaçlı jinekoloğa gitme alışkanlıkları çok düşük.
KIRSAL KESİMDE TABLO KÖTÜ
Kentsel kesimde jinekoloğa gitme oranı düşükken, kırsal kesime doğru gidildikçe tablo daha kötü hale geliyor. doğumu bile ebe eşliğinde yapan, hayatında bir kez bile jinekolog muayenesinden geçmemiş kadın sayısı azımsanmayacak kadar çok. İhmal ve jinekolojik muayene korkusu, hatta en önemlisi bu konunun önemi hakkındaki bilinçsizlik; pişmanlıklar ve çaresizlikler doğuruyor.
MUAYENE 15 YAŞINDA BAŞLAMALI
Kadınlarda jinekolojik kontrollere şikayet olmasa bile, 15-16’lı yaşlarda kontrollerin başlanması gerekir. Bakirelerde sadece karından yapılan ultrason yeterliyken, cinsel yönden aktif kadınlarda genital muayene-smear ve jinekolojik ultrason her yıl atlanmadan eksiksiz tekrarlanmalı.
RAHİM KANSERİ KENDİNİ BELLİ EDİYOR
Yılda bir kez jinekolojik muayene, hayati derecede önemli. Çünkü jinekolojik kanserler içerisinde sadece rahim kanseri kendini vajinal kanama ile erken belli eder. Bu yüzden erken evrede yakalanma ihtimalleri ve kür sağlama şansı yüksek. Hastaların tanısı her ne kadar ''kanser'' olsa da, bu hastalar basit bir myom (ur) alınıyormuşcasına genişletilmemiş bir operasyonla tamamen sağlığına kavuşturulabilirler.
YUMURTALIK VE RAHİM AĞZI KANSERİ SİNSİ
Diğer jinekolojik kanserler; rahim ağzı, yumurtalık ve tüp kanserleri ise ne yazık ki kendini belli etmeyen, sinsi kanserler. Tüp kanserleri oldukça nadir görülürler; rahim ağzı kanserleri ise daha kanser olmadan yıllık smear takibiyle çok erken yakalanabilir. Bu üçünün içinde tanısı ve tedavisi her şeyiyle en zor olan tür yumurtalık kanserleri. Yumurtalık kanserleri, dünyada tüm kanserler arasında 4. sıklıkta ve jinekolojik kanserler içinde ise ölüm oranı en yüksek olanı.
HER YIL 2 BİN KADIN YUMURTALIK KANSERİ OLUYOR
Dünyada her yıl ortalama 250 bin kişiye, Türkiye' de ise yılda yaklaşık 2 bin kişiye yumurtalık kanseri teşhisi konuluyor. Patogenezinde (hastalığın esas ve gelişimi) hem genetik hem çevresel birçok faktörün rol oynadığı yumurtalık kanserlerinin önemi, geç fark edilmesinden kaynaklanıyor. Hastalar en sık 3. evrede yakalanırlar; yani kanser birçok organa artık yayılmış olur.
KARIN İÇİNDE ÖLÜ BOŞLUK TEHLİKESİ
Yumurtalık kanseri, takipsiz kadınlarda ‘karın içerisinde ölü boşluk’ diye tabir ettiğimiz bağırsaklar arası boş alanlarda rahatça büyüyebilir; belirti vermeden diğer organlara yayılıp evre atlayabilir. Bu konuda zayıf hastalar göreceli olarak biraz daha şanslı. Çünkü zayıf hastalarda kitleler yaklaşık 10-15 cm iken karın şişliği şeklinde kendini belli ederken; obez hastalar 20-30 cm’ lere ulaşana dek bu kitlelerin farkına varmayabilirler. 20-30 cm kitleleri olan hastalar, bu halleriyle operasyon olsalar bile, 5 yıllık yaşam şansları yüzde 35-40’lara kadar düşer.