Güncelleme Tarihi:
Günümüzde özellikle sevgili ile olan veya evlilikte yaşanan ilişki sorunlarının gerçekte ilişki sorunu olmadığını belirten Psikoterapist, Klinik Psikolog Uzm. Dr. Timur Harzadın ilişkilerle ilgili tüm soruları cevapladı.
Sevgili, eş, çocuk veya yakın dostlarla ilişki sorunları yaşayan birçok insan bu konuyu çözmek için çare aramaktadır. Günümüzde özellikle sevgili ile olan veya evlilikte yaşanan ilişki sorunları gerçekte ilişki sorunu değildir. Çünkü çoğu insan çocukluk çağından beri taşıdığı kendi bireysel iç sorunlarını partnerine yansıtmaya çalışmaktadır.
Partnere karşı sık kullanılan bir cümle “sen benim tanıştığım günkü insan değilsin” cümlesidir. Bunun sebebi gerçekte çoğu insanın zihnindeki ideal insan neyse karşıdakini de öyle görme ve ona dönüştürme eğilimi içinde olmasıdır. Aslında tanıştığı kişi ile onun sonraki hali aynıdır zaten. Aşk duygusu yatıştıkça zihin karşıdakinin gerçek halini daha iyi görmeye başlar.
İLİŞKİNİN SEYRİNDE ANNE BABA İLE KURULAN İLK İLİŞKİLER BELİRLEYİCİDİR
Bir çocuk anneye ve babaya ilk nasıl bağlanıyorsa, sevgiliye de öyle bağlanmaktadır. Çocuklukta güvenli bir bağlanma olmuşsa yetişkinlikte de bu kişi güvenli hisseder kensisini. Güvenli bağlanmanın oluşabilmesi için; ebeveyn ihtiyaç duyulduğunda çocuğun yanında olmalı, ihtiyaç yokken ise çocuğu işgal etmeyip özgür bırakmalıdır. Bu çocuk “annem burada, bana bakıyor, ihtiyaç duyduğumda yanımda, ona güveniyorum” duygusunu hisseder. Bu bağlanma en sağlıklı bağlanma şeklidir.
Bu kişi yetişkinlikte aşk duygusunu hissettiğinde güvenli bir şekilde aşık olur. Bu kişiler, ailelerinden darbe yemedikleri için terk edilme korkusu geliştirmezler.
EBEVEYNE GÜVENEN ÇOCUK, SEVGİLİYİ DE GÜVENİYOR
Kimi ailede ise anne babanın tavırları tutarsızdır. Bir gün çok sever, bir gün terk eder. Sabah çok mutludur, akşam çok depresiftir. Böyle bir ortamda yetişen çocuk kendisini güvende hissetmez. Büyüdüğünde ise sevgiliye güven duymakta güçlük çeker.
Sevgilisine onu sevip sevmediğini sorar, çok sevildiği ve terk edilmeyeceğine dair cevaplar alsa dahi asla tam olarak sevdiğine güvenemez. Karşıdaki ne yaparsa yapsın derinlerde hep bir güvensizlik, terk edilme, aldatılma korkusu taşır. Bir süre sonra da karşıdaki partner bu insandan sıkılır ve terk eder.
AİLEDE KIZ VE ERKEK ÇOCUĞUN YETİŞTİRİLME TARZI AYNI DEĞİL
Aileler kız çocuklarını büyütürken daha duygusal ifadeler kullanırken, erkek çocuklar için daha sert ve daha az duygu içeren hitaplarda bulunurlar. Bu yüzden kadınlar daha çok duygu içeren kelimelerle sohbet ederken, erkekler daha az duygulu, kısa ve basit konuşmayı tercih eder.
Hormonal olarak da kadınlık hormonu olan östrojen beyindeki bağlantıları artırır. Bu yüzden kadınların beyninde hücreler arasındaki bağlantılar daha fazladır. Bunun kadın için hem avantajları hem de dezavantajları vardır. Avantaj kısmı kadının duyguları iyi anlaması, empati kurması, iletişimle ilgili işlerde daha başarılı olmasıdır. Çocuğuna bakan bir anne 1-2 ay içinde onun ağlamasının tınısına bakarak aç mı, uykusu mu geldi, altı mı kirlendi kolayca ayırt edebilir.
BAŞLANGIÇTA YAŞANAN AŞK DUYGUSU NEDİR?
Başlangıçta yaşanan aşk duygusu çoğunlukla partnere karşı değil, o kişi için zihinde oluşturulan hayali ideal imgeye karşı hissedilir. Birçok insan çocukluğunda eksik kalan duyguları tamamlayabilmek için bir partner bulur ve bir ilişkiye başlar. Küçükken yeterince sevilmeyenin derdi çok sevilmek istemesidir. Güvenilir bir ortamda büyümeyenler ise partnerin güvenilir olmasına çok önem verirken, değer görmeyenler partnerlerininin çok değer vermesine odaklanır. Küçükken anne babadan yeterince bakım görmeyen birisi için ise önemli olan partnerin bakım vermesi, onu düşünmesi, onun fiziksel ve duygusal her türlü ihtiyacını karşılamasıdır.
İLİŞKİYİ BİTİREN NEDENLER
Bir ilişkide aşırı güven monotonluk, aşırı güvensizlik ise kıskançlık yaratır. Aşırı güven aşkı bitirir, çünkü o kişi artık hep elinin altındadır. Hiçbir yere gitmez. Bunun sonucu olarak da karşıdaki insana karşı tolerans limitleri artar. Günde 3 öğün en sevdiği yemeği yiyen birisi bile bir süre sonra bu yemekten nefret eder. Çünkü o yemeği güzel yapan ona ulaşılamayan zamanlardır. Sigara içen birisi için en güzel sigara sabah içilen ilk sigaradır. Gece boyu uyku sebebiyle sigaradan uzak kalmak, onu özlemeye neden olur.
Eğer bir partner de sürekli elinin altında ve ulaşılabilir ise ona karşı tolerans gelişir. Sürekli bir arada olan bir birinin gitmeyeceğinden %100 emin olan kişilerin birbirine sevgisi bir süre sonra azalır. Bu yüzden çiftlerin ara sıra birbirinden ayrılıp başka arkadaş grupları ile iletişimde olması yararlı olacaktır.
SONUÇ…
Günümüzde insanların psikolojiye ve iletişime olan ilgisi giderek artmaktadır. Hem sosyal medyada, hem yazılı basında, hem de televizyon kanallarında psikoloji ve iletişimle ilgili konulara sık sık değinilmektedir. İletim kitaplarının sayısı çok fazladır ve en çok okunan kitaplarıdır. Arkadaş sohbetlerinde günlük konular yanında ilişkiler ve insan psikolojisinden bahsetmek olağan hale gelmiştir.
Tüm bu gelişmelere rağmen partner ilişkilerinde bir iyiye gidiş olmamakta, hatta sorunlar daha da artmaktadır. Burada önemli olan kişinin ötekiyle olan iletişimi yanında kendi iç bireysel problemlerine de bakmasıdır. Bunları fark edip düzeltmeden bir ilişkinin sağlıklı olması pratikte mümkün olmayacaktır. Bunun tersine hem bireysel iç problemleri, hem de karşıdaki ile olan ilişkilerini gözden geçiren birisinin iyi bir partner ilişkisi kurması ise kolaylıkla mümkündür.