Güncelleme Tarihi:
Asistan Hekim Temsilcisi Dr. İnan Mutlu, "Yoğun çalışmayla, dinlenememe, uyku problemi, iş stresi, aralıksız 33 saat çalışma, özetle bir robot gibi çalıştırılma asistanlarda hastalıklara davetiye çıkarmaktadır. İnsan vücudu böyle bir tempoya daha fazla dayanamamakta, ruhsal ve bedensel çöküntü sonrası ’tükenmişlik’ tablosu ortaya çıkmaktadır" dedi.
Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı son rakamlara göre, Türkiye’de, gripten 57 kişi hayatını kaybetti. İzmir’de Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde görev yapan iki asistan doktorun üç gündür domuz gribi şüphesiyle tedavi altına alındıkları öğrenildi.
Üç gün önce önce ayrı ayrı olarak dokuz Eylül Üniversitesi acil servisinde görev yapan asistan doktor kendi hastanesine, anı hastanenin kadın doğum servisinde görev yapan asistan doktor ise Ege Üniversitesi Hastanesi’ne yüksek ateş şüphesiyle gitti. Asistan doktorları tedavi eden meslektaşları, domuz gribi şüphesiyle, onları özel servislerde tedavi altına aldı. Halen asistan oldukları ve mesleki yaşamları için olumsuz etkisi olmaması için isimleri açıklanmayan asistan doktorların tedavilerinin devam ettiği öğrenildi.
BU TÜKENMİŞLİK TABLOSU
Konuyla ilgili açıklama ise Asistan Hekim Temsilcisi Dr. İnan Mutlu’dan geldi. Mutlu şunları söyledi:
"Asistan hekimler sağlık hizmeti verdikleri sırada hasta olmaktan artık gına geldi. Yoğun çalışmaya bağlı yeterince dinlenememe, uyku problemi, iş stresi, aralıksız 33 saat çalışma özetle birer robot gibi çalıştırılma asistanlarda hastalıklara davetiye çıkarmaktadır. İnsan vücudu böyle bir tempoya daha fazla dayanamamakta, ruhsal ve bedensel çöküntü sonrası ’tükenmişlik’ tablosu ortaya çıkmaktadır. Bu kaotik sağlık sisteminde asistanlar ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Göreve yeni başlayan bir asistan ayda ortalama 350-400 saat çalışmakta; bırakın sosyal hayatı, uyumaya, dinlenmeye ve aileleri ile ilgilenmeye zaman bulamamaktadır. Tüm bunlarla başa çıkmaya çalışırken, bir de hastanelerin olumsuz fiziki koşulları da eklenince, asistan hekimler sağlıklarından olmaktadır. Havalandırması yetersiz odalar, sterilizasyon problemleri ve eksik malzeme ile çalışmak gibi sebepler yoğun iş yükü ve baskılanmış bağışıklık sistemi ile birleşince, viral ve bakteriyel enfeksiyonlara yatkın hale gelmektedirler. İzmir’de 2 asistan hekim arkadaşımız H1N1 (domuz gribi) şüphesiyle hastanede yatmaktadır. Yaşanan son durum, asistan arkadaşlarımızın sıklıkla hasta olmaları çalışma koşullarından, iş yoğunluğu ve çalışan sağlığındaki olumsuzluklardan bağımsız değerlendirilmez. Asistan hekimlerin temel hakları, iş yükü, şiddet, mobing, emek sömürüsü gibi başlıklarda başlattığı ’#gınageldi’ kampanyasına asistanların sağlık hizmeti verirken hasta olmaktan #gınageldi başlığını da ekleyebiliriz. İşletmeleştirilen hastanelerde sadece çalışanların sağlığı riske edilmiyor aynı zamanda sağlık hizmeti alan vatandaşların sağlığı da tehlikeye atılıyor. Bu duruma en son örnek yine İzmir’de bir üniversite hastanesinde yaşandı. Ameliyathanede görevli bir çalışana domuz gribi ön tanısı konulmuş ve tanıyı kesinleştirecek tetkikler yapılırken sağlık çalışanına rapor verilmemesi, sağlık çalışanlarının sağlığını tehlikeye attığı gibi vatandaşların da sağlığını riske atmaktadır."