Güncelleme Tarihi:
Kan basıncı ile kalp damar hastalıkları arasında yakın ilişki vardır. Kan basıncı ne kadar yüksekse kalp krizi, kalp yetmezliği, felç, göz ve böbrek hastalıkları gelişme riski de o kadar yüksektir. Oluşturduğu şikayetler silik, oldukça az veya hiç yoktur. Bu yüzden "sessiz katil" olarak adlandırılır. Hipertansiyonu olanların yalnızca yarısı hastalıklarının farkındadır, farkında olanların ancak yarısı ilaç kullanmakta, ilaç kullananların ise ancak yarısının tansiyonu kontrol altındadır. Türkiye'de her 3-5 kişiden biri yüksek tansiyon hastasıdır. Oysa yüksek tansiyon, tanı ve tedavisi kolay bir hastalıktır. Yüksek tansiyonun yol açtığı birçok ölüm, erken tanı ve tedavi ile önlenebilir. Önemli olan hastalığın çok önemli olduğunu kabul etmek ve yapılması gerekenleri yapmaktır.
Hipertansiyonun nedenleri nelerdir? Yüksek tansiyon çok büyük oranda (%95'in üzerinde) genetik faktörlerin de içinde olduğu insan yapısına ait birden fazla faktörün bir arada bulunmasıyla oluşur. Küçük bir kısmından ise (%3-5) böbrek, damar veya hormon hastalıkları sorumludur.
Hipertansiyon oluşumunda; değiştirilemeyen faktörler:
Kalıtım: Ailesinde yüksek tansiyon hastası bulunan kimselerde hipertansiyon gelişme riski yüksektir. Ancak bu, yüksek tansiyonluların yakınlarında da mutlaka yüksek tansiyon gelişeceği anlamına gelmez. Ancak bu kişiler daha dikkatli olmalıdır.
Yaş: Yüksek tansiyon genellikle 35 ile 50 yaşları arasında ortaya çıkar. Ancak bu hastalık daha genç yaşlarda da gelişebilir.
Cinsiyet: Yüksek tansiyon 50 yaşından küçük erkeklerde, kadınlara göre daha sık görülür. 50 yaş üstünde ise kadınlarda erkeklere göre sıklığı artar.
Şeker hastalığı: Şeker hastalarında yüksek tansiyonun ortaya çıkma riski, şeker hastası olmayanlara göre daha fazladır. Şeker hastalarında hipertansiyonun kontrolü çok daha önemlidir ve çok daha aşağılara çekilmesi gerekir.
Değiştirilebilir faktörler
Şişmanlık: Fazla kilolar, kan basıncı üzerinde olumsuz rol oynayarak yüksek tansiyona zemin hazırlar. Bu yüzden fazla kiloların verilmesi, kan basıncının normal düzeye indirilmesine büyük ölçüde yardımcı olur.
Sigara: Sigara, yüksek tansiyonun damarlar üzerindeki zararlı etkilerini hızlandırır.
Tuz: Yüksek kan basıncı, tuzlu yiyeceklerle daha da yükselir.
Stres: Aşırı sıkıntılı bir yaşam biçimi, yüksek tansiyonun ortaya çıkması için zemin hazırlar.
Hareketsizlik: Düzenli yapılan egzersiz ve spor, yüksek tansiyonun kontrol altına alınmasını kolaylaştırır.
Fazla alkol: Aşırı miktarda alınan alkol, damar sağlığı üzerinde olumsuz etkide bulunur. Günlük alkol tüketimi 20 ml'nin altında olmalıdır.
Hipertansiyonun belirtileri nelerdir?
Sabahları ense bölgesinde hissedilen ağrı, nefes darlığı, çarpıntı, baş dönmesi, baş ağrısı, sık idrara çıkma olabilir. Daha da önemlisi; tansiyon yüksek, hatta çok yüksek olduğu halde bazı hastalarda hiçbir şikayet olmayabilir.
Hipertansiyon tedavisi:
Yüksek tansiyona karşı mücadelede atılacak en önemli adım, fazla kiloların kontrol altına alınmasıdır. Bunun için az tuzlu yemek ve katı yağlı yiyeceklerden kaçınmak, porsiyonları küçültmek etkili olacaktır. Fazla olan her 10 kilonun verilmesi yüksek tansiyonun 5-20 mm cıva düşmesini sağlar. Diyetin, meyve, sebze ve katı yağ içeriği azaltılmış süt ürünlerinden zengin olması da tansiyonun normale dönmesine katkıda bulunur. Düzenli spor (veya daha da kolay olarak haftada en az 3 gün ve en az 30 dk tempolu yürüyüş) bir çok yararlı etkisinin yanı sıra yüksek tansiyonu 4-9 mm cıva kadar düşürür. Yaşam biçiminde yapılacak değişikliklere karşı kan basıncındaki yükseklik devam ediyorsa veya tansiyon yalnızca bu önlemlerle normale dönmeyecekse ilaç tedavisine başvurulmalıdır. İlaç tedavisinde kullanılacak ilaçların cinsi, dozu ve çeşitliliği tamamen doktor kontrolü altında olmalıdır. Hastanın doktor dışındaki herhangi birinin tavsiyesi üzerine ilaç almaması çok önemlidir. Başka bir hastada çok iyi sonuçlar vermiş olmasına karşın aynı ilaç diğer hastada zararlı sonuçlara yol açabilir. İlaç tedavisinde en önemli unsur, doktorun verdiği ilaçları, düzenli olarak kullanmaktır. Yapılan en büyük hata, tansiyon kontrol altına alındıktan sonra ilaca gerek kalmadığı düşünülerek ilacın azaltılması veya kesilmesidir. İlacın azaltılması veya kesilmesi durumunda tansiyon tekrar yükselecektir. Özellikle romatizma tedavisinde kullanılan ağrı kesici ilaçların, soğuk algınlığı ve grip için kullanılan ilaçların kan basıncını yükseltici etkileri vardır. Bu tür hastalarda bu ilaçların doktor kontrolü ve tavsiyesi ile kullanılmasında yarar vardır.
Prof. Dr. Servet Öztürk Memorial Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı