Hiperaktifse ne yapmalısınız?

Güncelleme Tarihi:

Hiperaktifse ne yapmalısınız
Oluşturulma Tarihi: Eylül 03, 2014 16:18

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu bir kişinin dikkatini görev ve sorumluluklara vermede güçlük yaşaması veya çok hareketli, konuşkan, aceleci olması durumudur. Çocuk ve Genç Psikiyatrisi başkanı Prof. Dr. Eyüp Sabri Ercan, DEHB hakkında bilgi verdi:

Haberin Devamı

Dikkat Eksikliği belirtileri en çok ilkokul birinci ve dördüncü sınıflarda fark edilir. Okul öncesi dönemde oyun çocuğu ve ana sınıfı etkinliklerinde konsantre olmaya çok fazla gereksinim olmadığı için dikkat eksikliği pek fark edilmez. İlkokul birinci sınıfta o güne kadar gelişimi normal olan bir çocukta aşırı zorlanma, saatlerce ödev yapma, anne baba ya da birlikte ders yaptığı kişiyi dikkatini toplamadığı için aşırı zorlama ilk dikkat eksikliği bozukluğu belirtileri olabilir.

Dördüncü sınıfta derslerin zorlaşmasıyla da dikkat eksikliği belirtileri ortaya çıkabilir. En sık görülen özellikler şöyle tanımlanır:

* Bilgisayara / telefona/ dizilere/ futbola/ şarkıcılara kısacası canı istediği şeye verdiği dikkatin yarısını derslere verse çok daha başarılı olurdu.
* Ona ders deme de ne dersen de. Ona ders yap dedin mi kıyamet kopuyor. Ama başka konularda ilgisi, algılaması çok iyi.
* Haydi kızım/oğlum demekten dilimizde tüy bitti.
* Hep ödevini almayı, sınav günlerini unutur ama dizileri hiç unutmaz.
* O kadar dağınık ki onu uyarmadan edemiyoruz. Her şeyi bir tarafta.
* Ne zaman derse otursa hep bir bahane bulup kalkıyor.
* Dersin başına oturdu mu ikide bir tuvalete gider, ama TV’nin başında saatlerce oturabilir.

Haberin Devamı

Hiperaktivite belirtileri ise çok erken yaşlarda hatta anne karnında bile fark edilebilir. Bazı hiperaktif çocukların anneleri hamileliklerinde bile çocuklarının diğer gebeliklerine göre çok aşırı hareketli olduklarını söylerler. Ama genellikle ilk belirtiler 2-3 yaşlarında başlar. Kreşte veya anasınıfında diğer çocuklara göre çok daha hareketli olma şeklinde görülebilir.

İlkokul döneminde sınıfta oturmakta güçlük çekme, derste konuşma, sürekli hareket halinde olma gibi belirtilerle sürer. Bazı hiperaktif çocuklarda aşırı hareketliliğin yanı sıra çok konuşma ve tutturma da çok sık görülür. Anne babalar, hiperaktivitesi olan çocukları genelde şöyle tanımlarlar

*Düz duvara tırmanır
* Eli dursa ayağı durmaz
* O kadar çok tutturur ki insanı canından bezdirir
* İstediği yapılmadı mı kıyamet kopar
* Onu bir yerde zaptetmek imkansız
* Ele avuca sığmaz
* Misafirliğe gittiğimizde ev sahibi neredeyse kalkın gidin diyecek
* Öyle konuşur ki susmak nedir bilmez
Ergenlik döneminde ve yetişkinlerde hiperaktivite ise çocuklardan farklıdır. Çok hareketlilik yerine beklemekten aşırı sıkılma, çok konuşma, karşısındakinin sözünü kesme, acelecilik daha ön planda görülür. Ama yetmiş yaşında aşırı hareketliliği dört dörtlük devam eden bireylere de rastlanabilmektedir.

Haberin Devamı

DEHB sadece çocukluk çağlarında mı gözlemlenir?

DEHB çocukluk yıllarında başlayan bir hastalık olduğu için uzun yıllar sadece çocukların DEHB olabileceği düşünülmüş ve erişkinlerde DEHB çok fazla ihmal edilmiştir. Oysa DEHB olan çocukların en az % 60 kadarı erişkinlikte de DEHB belirtileri göstermeye devam ederler. Yani toplumdaki erişkinlerin % 3-5 gibi çok önemli bir bölümü DEHB’dir. DEHB olan erişkinler çok uzun yıllardır bu bozuklukla yaşadıklarından neredeyse tamamında DEHB’ye başka sorunlar eklenmiştir. Çocukluktan beri sürmekte olan dikkat eksikliğinin en sık görülen sonuçları, kendi kapasitesinin altında başarı gösterme, özgüven azalması, sinirlilik, depresyon veya anksiyete bozukluklarıdır. Tedavi edilmeyen hiperaktivite için de benzer sonuçlar görülmektedir. Ayrıca, çocukken hiperaktif olanlarda sadece dikkat eksikliği olanlara ek olarak bu sorunlara kaza-travma ve sigara-alkol-madde kullanım bozukluğu riskinde artış eklenmektedir. Aile-arkadaş-eş ilişkilerinde ve iş yaşamında yaşanan sorunlar DEHB olan erişkinlerin neredeyse tümünün yaşamında az ya da çok görülmektedir.

Haberin Devamı

DEHB teşhisi nasıl konur?

DEHB tıbbi bir hastalıktır ve başında çocuk psikiyatristinin olduğu bir ekip tarafından tanı konur ve tedavi edilir. Nasıl bir çocuğun kolu kırıldığında tanı koyup tedaviyi düzenleyen ortopedistse, DEHB’de de tanı ve tedaviyi düzenleme tamamen çocuk psikiyatristi tarafından yapılır.

Hiçbir test, ölçek, anket, zeka testi, EEG, MR, BT gibi yöntemler Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tanısı koydurmaz. Çocuk ve ergenlerde Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tanısı sadece Çocuk Psikiyatristleri tarafından çocukla ve ebeveynlerle görüşülerek konabilir.

Erkek çocuklarda kız çocuklarına oranla daha sık görüldüğü doğru mudur?

Haberin Devamı

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ilköğretim çağı çocuklarının % 8-10’unda görülür. Erkeklerde kızlardan 4-8 kat daha sık görülür. Erkeklerde daha çok aşırı hareketlilik ve bileşik tip görülürken kızlarda daha çok dikkat eksikliği tipi görülür.

DEHB öğrenmeyi, okul hayatını nasıl etkiliyor?

Hiperaktivitesi olan çocuğun okula başlamasıyla sorunlar görülmeye başlar. Sınıfta oturma, dikkatini toplama, kurallara uyma, içtepisel (dürtüsel) davranışları engelleme, düzenli olma, arkadaşlarıyla yardımlaşma ve iyi ilişkiler kurma gibi çocuğun okula uyumu ve başarısı için gerekli olan özelliklerin pek çoğu hiperaktivitesi olan çocuklarda bulunmamaktadır. Şimdiye kadar sadece evde çocuğun davranış sorunlarıyla baş etmeye çalışan anne babalar bu kez çocuklarının okula uyum sorunlarının eklenmesiyle çok daha büyük zorluklar yaşamaktadır.

Haberin Devamı

Sadece dikkat eksikliği olan ve aşırı hareketliliği olmayan çocuklarda ise yukarıda anlatılan özelliklerin pek çoğu bulunmamaktadır. Bu çocuklar genellikle ‘dalgın, sakar, ilgisiz veya tembel’ öğrenciler olarak düşünülürler. Evde çocuk oyun oynarken ve okul ödevlerini yaparken dikkatsiz olduğunu gözlemleyen bazı anne babalar veya öğretmenler de 'çocuktur, dikkati azdır' gibi sözlerle bu durumu geçiştirebilirler. Bu nedenlerle dikkat eksikliği belirtileri olan çocukların çocuk psikiyatrisince anlaşılması çoğunlukla bu çocukların depresyon ve anksiyete (kaygı) belirtileri nedeniyle başvurularında gerçekleşir. Çünkü devamlı kendi zihinsel kapasitesinin altında okul başarısı elde eden, öğretmenleri ve arkadaşları tarafından ilgisiz veya tembel olarak düşünülen, evde sakar, dağınık ve dalgın olduğu için sık sık eleştirilen çocukta özdeğerlilikte (benlik saygısında) düşüşe, huzursuzluk ve kaygı belirtilerinde ise artışa yaygın bir biçimde rastlanır. Ayrıca bu çocuklarda okula ve derslere karşı oluşan tepki nedeniyle okula gitme isteksizliği, okulu sevmeme, okulu reddetme ve okul korkusu gibi sorunlar da sık olarak görülmektedir.

DEHB olan çocuklar sınav zamanı ne yapmalı?

DEHB’nin göze en fazla çarptığı alanlar sınav zamanlarıdır. DEHB olan bireyler genellikle sınavlarda kendi kapasitelerinin altında başarı gösterirler. Uzun süre oturamama, sınava tam konsantre olamama, soruları doğru okumadığı için sınavda basit soruları çözememe, zamanı kötü kullanma en sık görülen belirtilerdir.

DEHB olan bireylerin daha çok bireysel destekten yaralanarak sınava hazırlanmaları, çalışacakları derslerin küçük parçalara ayrılarak verilmesi, kısa süreli hedef ve ödüllerle sınava çalışılması en önemli kurallardır.

DEHB tedavi edilebilir mi?

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun (DEHB) tedavisi tıpta üzerinde en çok çalışılmış alanlarından birisidir. Anne babanın DEHB konusunda bilgilendirilmesi, ilaç tedavisi, çocuklarının dikkat ve hiperaktivite sorunlarıyla etkili olarak başa çıkabilmeleri için anne babalarına eğitim verilmesi ve sınıfta davranış düzenleme tekniklerinin uygulanması gibi tedavi seçenekleri ayrıntılı bir biçimde araştırılmıştır. Bütün bu tedavi seçenekleri içerisinde en etkili olan ilaç tedavisidir. Çünkü DEHB kalıtımla geçen, nörobiyolojik bir bozukluktur. Özellikle erken tanı konarak tedavi başlandığında son derece yüz güldürücü sonuçlar elde edilebilir.

DEHB tedavi edilmediği zaman ne gibi sonuçlar doğurur?

DEHB tedavi edilmediğinde bu sorunlarla karşılaşma riski normal çocuklardan çok daha fazladır ama ille de olacak diye bir kural yoktur. Örneğin, sigara kesinlikle sağlığa zararlıdır ve kanser riskini arttırır ama her sigara içen kanser olmaz ve sigara herkesin sağlığını eşit oranda bozmaz. Hepimizin tanıdığı sigara içen ama sağlıklı olan insanlar vardır. Ancak bu sigaranın zararsız olduğu anlamına gelmez. Eğer o kişi sigara içmiyor olsa çok daha sağlıklı ve mutlu bir yaşamı olabilirdi. Benzer durum DEHB için de geçerlidir. DEHB olup tedavi olmadığı halde iyi bir yaşam süren insanlar vardır. Ama aynı kişi tedavi olsa çok daha sağlıklı ve başarılı olma olasılığı bilimsel olarak çok daha yüksektir. Tedavi olan ve olmayan DEHB çocuklarla normal çocukların karşılaştırıldığı izlem çalışmaları 25-30 yıllık süreleri geride bıraktığından; “DEHB tedavi edilmediğinde nelerle karşılaşabiliriz?” sorusunun yanıtını çok iyi biliyoruz. DEHB olan ve tedavi edilmeyen çocukların en fazla % 10-20’lik bir bölümü erişkinlik dönemine DEHB’den çok önemli bir zarar görmeden geçebiliyorlar. Geri kalan % 80-90’lık bölümde yer alan çocuklar ise erişkinliğe kadar DEHB’den çok ciddi zararlar görüyorlar.

Tedavi olmayan DEHB çocukların karşılaşabileceği sorunlar:

Tedavisiz geçen süre arttıkça risk artar ve sonraki basamaklara geçilir
Özgüvende azalma
Kendi kapasitesinin altında başarı gösterme
Psikiyatrik bozuklukların eklenmesi
İlişkilerde sorun (arkadaş, aile, eş)
Kaza-yaralanma
Sigara–alkol-uyuşturucu kullanımı
Yasal problemler

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!