Güncelleme Tarihi:
Hidrosefali, "beyinde su toplanması" olarak da bilinen, beyin ventriküllerinde ve boşluklarında normalin üzerinde BOS (Beyin Omurilik Sıvısı, Serebrospinal Sıvı) birikmesi durumudur. Bu durum kafatasının içindeki kafa boşluğunda basıncın artmasına ve kafanın artan ölçüde büyümesine, kasılmalara ve zihinsel engelli olma sonuçlarına yol açabilir. Bu terim hidro (su) ve sefali (kafa) terimlerinden türemiştir.
HİDROSEFALİ SEMPTOMLARI
Hidrosefali'nin muayenesi hastalığın kronikliğine göre değişir. Ventriküler sistemin akut dilatasyonu (genleşmesi), artan kafa içi basıncının belirgin olmayan işaretleri ve belirtileri ile açığa çıkar. Buna karşıt olarak kronik dilatasyon (özellikle ileri yaşlarda) Hakim üçlemesinde olduğu gibi daha sinsi bir başlangıç izleyebilir. Kafa boşluğunun içindeki artan basıncın belirtileri baş ağrısı, mide bulantısı, kusma, papil-ödem, uykusuzluk ve baygınlık olarak ortaya çıkabilir. Yüksek kafa içi basıncı temporal lopta ve/veya serebellar tonsilde fıtık oluşumuna ve ölümcül beyin sapı sıkışmasına yol açabilir.
HİDROSEFALİ TARİHİ
Hidrosefalik kafataslarına olan atıflar MÖ 2500'den MS 500'e kadar olan zamanı kapsayan tıbbi kayıtlarda bulunmaktadır. Hidrosefali Hipokrat tarafından MÖ 4. yüzyılda açık bir şekilde tarif edilse de daha iyi bir tanımlama MS 2. yüzyılda Romalı hekim Galen tarafından yapılmıştır.
Hidrosefali'nin ilk klinik tanımlaması ve cerrahi operasyonu hakkında bilgiler, hidrosefali bulunan çocuklarda yüzeysel kafa içi sıvının nasıl tahliye edileceğini de anlatan Arap cerrah Ebu el Kasım el Zahravi tarafından MS 1000 de yazılan El-Tasrif adlı eserde yer almaktadır.
20. yüzyılda şantlar ve diğer nöroşirujik tedavi yöntemleri bulunana kadar bu durum tedavi edilemez olarak kaldı. Az bilinen bir tıbbi durum olmak ile beraber hidrosefalinin tedavisi hakkında az miktarda araştırma yapılmış olup bu makalenin yazıldığı tarih itibarı ile hastalığın tam bir tedavisi bulunmamaktadır.