Güncelleme Tarihi:
ABD’nin New Haven şehrindeki dünyaca ünlü tıp merkezi Yale Üniversitesi Hastanesi’nde Kısırlık ve Üreme Endokrinolojisi bölümünün başı Prof. Dr. Emre Seli (48,) her yıl en az 500 Amerikalı çifti tüp bebek yöntemiyle mutlu ederken, başında olduğu labaratuvarda fare ve kurbağalar üzerindeki deneylerde doğum mekanizmasını sağlayan gen üzerinde çalışmalar yapıyor.
Yaklaşık 20 yıldır Yale’de çalışan Prof.Dr. Emre Seli, aynı bölümün eski başkanı Prof. Dr. Aydın Arıcı’nın yetiştirdiği bir isim.
Prof Dr. Seli, “Kısırlık Tedavisi” ve çalışmalarıyla ilgili sorularımıza şöyle cevaplar verdi;
Tüp bebek yönteminin mucidi Robert Winston (73), Kısırlık tedavisinin insanlığı tehdit edebileceği, zenginlerin özel daha fazla ödeyerek özel tasarlanmış bebekler ısmarlayabileceğini, bu sayede ileride insanlar arasında gen kalitesi farkı olacağı, bunun insanlık için bir felaket olacağı konusunda uyardı. Bu görüşe katılıyormusunuz?
-Çiftler için isteğe göre ideal bebek tasarlama yeteneğimiz yok. Bize başvuran çiftlerin de böyle bir talebi yok. Bazen cinsiyet seçimiyle ilgili istek oluyor. Yale’in bu konuda belli kriterleri var. İsteğin bu kriterlere uyması gerekiyor. Genetik testlerimizde ağızdan alınan tükürükteki 108 gene bakıyoruz. İkisinde de ortak olan sorunl ubir bir gen varsa, o zaman labaratuvarda 8 hücre ile büyüyen embriyodan bir hücre alıp tüm genomuna bakım normal olanı seçebiliyoruz. Burada cinsiyetine göreseçim yapabiliyoruz. Ancak, göz ya da saç rengini göremiyoruz. Bu konuda zaten engelleyici yasalar var. Tüp bebeğin avantajlı yanları var ama, başka riskleri de var. Ayrıca, tüp bebek yönteminin geçmişi sadece 35 yıl. Uzun yıllardaki etkilerinin ne olacağını henüz bilmiyoruz.
-Kısırlık tanısını nasıl koyuyorsunuz?
ABD’de 1 yıl korunmadan cinsel ilişkiye girip bebek yapılamıyorsa kısırlık tanısı koyuyoruz. Bu oran genellikle yüzde 15 civarında. Biz Yale’de 35 yaş üzerindekilerde 6 ay sonrasında tedaviye başlıyoruz. Ancak, çiftler sabırlı olsalar 2 yıl içinde en az yarısının doğal yöntemle de bebek sahibi olma şansı var.
Tedaviye nasıl başlıyorsunuz?
Öncelikle bize başvuran çiftte gebelik için gerekli sağlıklı kanallar ve Rahim içine bakıyoruz. Yumurta yapılıyor olması gerekiyor. Bunun için testler yapıp hormonlarına bakıyoruz.
-Tedavide 4 seçenek var
Erkekte sperm çok az, kadında ise kanallafr kapalıysa direk tüp bebek yöntemine başlıyoruz. Ameliyatla kanalları açma yöntemi hem çok pahalı, hemde dış gebelik riski var. Rahmin anatomisinde bir bozukluk varsa o zaman ufak bir ameliyatla düzeltebiliyoruz.
Kadında hormonal ve yumurta üretebilme bozukluğu varsa. Hormonal haplar desteğiyle daha fazla yumurtaların üretilmesini sağlıyoruz. Böylece, gebe kalma yeteneği artıyor. Bunu takiben yumurtaların ideal ölçülere gelmesini takip edip, çiftlere ne zaman seks yapmaları gerektiğini söylüyoruz. Bu yöntemi 3 ayda, 3 defa denedikten sonra netice alamıyorsak o zaman tüp bebek yöntemine başvuruyoruz.
Tüp bebeğin riskleri var mı?
En büyük riski ikizler gibi çoğul gebelik olabilmesidir. 35 yaş altındaki hastaya 2 embryo koyarsanız yüzde 50 gebelik şansı var. Bu yüzde 50’nin üçte biri ikiz oluyor. Önemli nokta şu; erken doğum riski, hatta, “Cerebral Palsy “ hastalığı ve buna bağlı ölüm riski de var. Çok düşük bir risk olsa da, ikizlerde bu 2-4 misli artıyor. Üçüzlerde ise bu 10 misli gibi artıyor. Ancak, biz embriyoları bilimsel yolla seçerek çoğul gebelikleri önleyebiliyoruz.
Kısırlık tedavisi büyüyen bir sektör mü?
“The Stork” gibi evde kullanılan, spermi rahmin ucuna bırakan cihazlar var. “Trek Fertility” gibi erkeklerdeki sperm kalitesini evde kendi kendine test edebilecek ekonomik aletler de piyasaya geliyor. Kısırlık tedavisi kuşkusuz çok büyük sector ve bazı çiftler için çok masraflı bir yöntem.
Tüp bebek uygulaması giderek artıyor mu?
ABD’de 10 yıl önce yaklaşık 85 bin tüp bebbek dünyaya gelirken geçtiğimiz yıl bu rakam 150 bin’e yükseldi. Özellikle dondurulmuş yumurtalarla tüp bebek yapma ve taşıyıcı annelik oranı hızla artıyor. Bunun nedeni kadınların profesyonel yaşamı önceliğe alıp doğum yapmayı geciktirmeleri. Böyle olunca da gebe kalma şansları azalıyor.
- Doğum mekanizmasını sağlayan geni buldunuz. Anlatır mısınız?
Yale’de temel bilim dalına bağlı kalarak tedaviler uyguluyoruz. Labaratuarda genler üzerinde araştırma yaparak yaş ilerledikçe neden daha az yumurta yapıldığına bakıyoruz. Herşeyı üretenler proteinlerdir. Bunun kaynağına bakıyoruz.
Genetik bilginin hücreye yayılmasını sağlayan yumurtalar anneden gelen mesajı embryo’ya getiriyor. Baba da genetik material veriyor.
Biz hangi genin bu mekanizmayı düzenlediğini bulduk. Son 7 yıldır “Epap” ismini verdiğimiz bu gen üzerinde çalışıyoruz. Farelerde bu geni yok ettiğimizde kısırlık başladığını gördük.
Taşıyıcı annelik çok tercih ediliyor mu?
Ebeveynliğin en önemli kısmı bebeğe bakmak onu yetiştirmektir. ABD’de taşıyıcı annenin bilgileri gizli tutuluyor. Türkiye’de ise zaten bu yöntem yasak. İngiltere’de ise bu bilgi anonim olduğu için, sadece bir kişiden onbinlerce geldiğini biliyoruz. ABD’de eyaletlere göre farklı yasalar var. Bazılarında “bebeğin annesi doğuran kadındır yasası” var. Ülkemizde bu yöntem tamamen yasak. Hatta, doktorlara hastanın böyle bir seçeneğinin olduğunu söylemek bile yasak. Bu yüzden çok sayıda hasta yurtdışında çaraler aramaktadır.
Tüp bebekte çoğul gebelik riskini tarihe gömen Türk profesör Seli, yöntemini şöyle anlatıyor;
“Embriyoları laboratuvarda besinler içeren bir damla sıvının içinde 3-5 gün arası tutarak geliştiriyoruz. Sonra mikroskop altında bakarak hangi embriyonun daha fazla hücresi varsa 2-3 tanesini seçip rahim içine yerleştiriyoruz. Eskiden sadece şekline bakılırdı. Bizim geliştirdiğimiz teknikte embriyonun içinde bulunduğu damlayı spektroskopik olarak analiz ediyoruz. Yani, sıvıyı alıp, içinden değişik dalga boylarında ışınlar geçirerek embriyoların içinde bulunduğu sıvıdaki metabolik değişimlere bağlı olarak farklı kırılımları görüyoruz. Hamilelik yaratacak bir embriyo, hamilelik yaratmayacak bir embriyoya göre çevresini daha farklı değiştiriyor. Embriyo içinde bulunduğu besleyici o sıvı içinde nefes alıp vererek besleniyor ve dışkılıyor. Sıvıdaki bu değişimleri bilgisayara kaydedip, matematiksel modelimizle analiz ediyoruz. İşte bu analizlerde bir embriyonun hamilelik yapma yeteneği yüzde 80 anlaşılabiliyor.”
-Prof. Dr. Seli’nin kısırlık ve üreme tedavisindeki çiftlerin bilmesi gereken 10 maddeyi şöyle sıralıyor;
1-Toplumda kısırlık oranı genetic olarak artmıyor. Bu yanlış bir kanı. Kadınlarda kısırlığın en büyük nedenlerinden biri sosyo-ekonomik nedenlerden dolayı, bebek sahibi olmayı ertelemekten ya da geçiktirmelerinden kaynaklanıyor.
2- 25 yaşındaki bir çiftin bile korumasız bir ilişkide bebek sahibi olma şansı sadece yüzde 20. Yaş 35’i geçince bu oran iyice azalıyor.
3- Erkeklerde kadınlardaki gibi bir azalma yok. 50 yaş üzerindeki erkeklerde “semen” kalitesi azalsa da çok büyük bir fark görmüyoruz. Ancak, kadınlarda yumurtalar neredeyse tükenmiş oluyor.
4- Kısırlık tedavisi için dünyanın en iyi kliniğine de gitseniz önemli olan kadının yaşıdır. Kadınlarda yaş ilerledikçe gebelik zorlaşır.
5- Tedavi için seçeceğiniz doktor ya da kliniğin başarı istatistiklerini öğrenmelisiniz. ABD’de bu rakamlar doğru olarak veriliyor.
6- Bugün için kısırlığa rağmen sağlıklı bir bebek dünyaya getirebiliyoruz. Ancak, yumurta ve spermin içeriğini iyileştiremiyoruz. İçlerinden iyisini seçebiliyoruz. Yumurtanın içi kötüyse yapabilecek pek şey yok. Bu durumda donörlere başvuruluyor.
7- Başta sigara, kafein içerikli çay ve kahveler doğurganlığa olumsuz etki yapıyor. Sigarayı hamile kalınca bırakırım anlayışı işinizi zorlaştırabilir.
8- En doğurgan olduğunuz gün, bir sonraki adet kanamanızdan 14 gün önceki gündür. Bir başka deyişle 28 günde bir adet görüyorsanız sizin için ideal olan 14’üncü gün, 24 günde bir görenler için ise 10’uncu gün sonrası. Bu aşamada 4 gün öncesinden cinsel ilişkiye başlayıp, hergün değil günaşırı devam edilmelidir. Çünkü, yumurtalar 12 saat yaşarken, spermler 72 saat yaşayabiliyor.
9- Fazla kilolar yumurta ve rahim kalitesine olumsuz etki yapıyor. Burada BMI formulüne uyulması gerekiyor. Cinsellikle buluşan hastalıklar tüpleri tahrip ettiğinden korunma yöntemlerine dikkat edilmeli.
10- Stresin gebeliğe olumsuz etkisi olduğuna inanıyoruz.