Güncelleme Tarihi:
Yapılan çalışmalar, diş eti sorunu olan kadınların hamile kalma şanslarının 4 kat daha düşük olduğunu doğruluyor.
'Porphyromonas gingivalis' adı verilen bakteri hem diş etlerini hem de altında bulunan çene kemiği dokusunu enfekte ediyor. Bu enfeksiyon vücutta inflamasyona neden olarak yumurtlamaya ve embriyonun tutunmasına engel olduğu için gebe kalma olasılığını 4 kat daha azaltıyor.
Diş problemi ve hamile kalamama arasındaki bağlantı ilk kez Helsinki Üniversitesi’nde yapılan araştırmayla kanıtlandı. Araştırma kapsamında 19-42 yaş aralığındaki sağlıklı ve hamile kalmaya çalışan 256 kadının ağız–diş ve jinekolojik muayeneleri yapıldı. Bir yıl boyunca gebelik durumları takibe alındı. Bu sürenin sonunda gebe kalamayan kadınların tükürüğünde en sık saptanan bakteri P. Gingivalis’ti. Araştırmanın sonucuna göre gebe kalma oranı, diş eti hastalığı olmayan ve bakteri saptanmayan kadınlarda 4 kat daha fazlaydı.
Kadın Doğum Uzmanı Dr. Kağan Kocatepe, diş etlerine yerleşen bu bakterinin, “gram negatif” adı verilen bir bakteri türü olduğu için tabiatı gereği endotoksin denilen maddeleri ürettiğini, bu toksinlerin kana geçerek hemen her organın sistemini olumsuz etkileyebildiğini belirtti.
Ortodonti Uzmanı Dt. Duygu Naneci, diş eti enfeksiyonlarının lokal belirtilerin ötesinde, vücudun diğer bölgelerine yayılabilen daha geniş kapsamlı sağlık sorunlarına yol açabileceğini söyledi.
Bu nedenle çocuk sahibi olmak isteyen kadınların diş kontrollerinin düzenli olarak yaptırılmasının oldukça önemli olduğunu, hamilelik gibi hormonal dengenin aşırı değiştiği, bünyede olağanüstü değişikliklerin olduğu durumlarda yaşanacak rahatsızlıkların katlanarak arttığını belirten Diş Hekimi Dt. Kadir Anıl Naneci de basit bir diş çürüğünün bile bu dönemde çok ciddi bir şekilde ağrıya neden olabileceğini ifade etti.
Hamile kalma şansını düşüren, hamilelik döneminde erken doğum ve düşük riskine neden olabilecek bu bakteriyi ve neden olduğu diş problemlerini Kadın Doğum Uzmanı Dr. Kağan Kocatepe, Ortodonti Uzmanı Dt. Duygu Naneci ve Diş Hekimi Dt. Kadir Anıl Naneci ile konuştuk.
İşte 8 soruda hamilelik şansını 4 kat azaltan 'Porphyromonas gingivalis' bakterisi ve etkileri...
1- Ağızdaki bir bakteri nasıl oluyor da üreme sistemini etkileyerek hamile kalmayı zorlaştırabiliyor?
Kadınlarda çeşitli sorunlara yol açabilen P. gingivalis bakterisi en basit haliyle bakteriyel vajinozis adı verilen bir vajinal enfeksiyonun gelişimine neden olabiliyor.
Kağan Kocatepe, bu bakterinin üreme ve gebelik üzerine olan etkilerini araştırmak için 2017 ve 2018 yılında yapılmış geniş kapsamlı iki çalışma olduğunu belirterek, "Sonuç olarak bu bakterinin hamile kalmayı zorlaştırmasına, hamile kalamama gibi sorunlara, gebelik başladıktan sonra düşük yapma, suların erken gelmesi ve erken doğum riskinde artış yaptığına dair kanıtlar var ancak bu durumların gelişimine neden olan ana faktör olarak değerlendirilmesinin çok doğru olmayacağı görüşündeyim" dedi.
Çürük dişle hamile kalmak veya kalamamak arasında kesin bir bağ yoktur. P. Gingivalis bakterisi sadece hamile kalabilme şansını azaltan bir bakteridir. Yani diş eti problemi olan bir kişi hamile kalamayacak anlamına gelmez.
2- Diş eti enfeksiyonu hamilelik döneminde erken doğum ve düşük ihtimalini nasıl artırır?
Duygu Naneci, bu bakterinin potansiyel olarak olumsuz gebelik sonuçlarına katkıda bulunabileceğinin altını çizdi ve ekledi:
“Bu bakteri anne-fetüs ara yüzüne ulaşarak erken doğum, fetal büyüme kısıtlılığı, düşük doğum ağırlığı, preeklampsi gibi olumsuz sonuçlara neden olabilir. Araştırmalarda plasenta, amniyotik sıvı ve göbek kordonunda bakterinin ürettiği bazı antijenlere rastlanmıştır fakat bu durum tartışmalıdır çünkü sağlıklı gebelerde de daha düşük sıklıkta da olsa bu bakteriye ait antijene rastlanmıştır.”
Duygu Naneci, bazı diş eti iltihaplarını tetikleyen bakterilerin üreme sistemine ulaştığını ve bu durumun potansiyel bir düşük riski oluşturabileceğini belirtti ve diş eti iltihabından sorumlu bazı bakterilere üreme sisteminde rastlanmasından dolayı, düşük riskinin en fazla olduğu ilk üç aylık dönemde diş veya diş eti kaynaklı hiçbir enfeksiyonun ağızda olmamasının tavsiye edildiğini söyledi.
Kadir Anıl Naneci de hamilelik boyunca yaşanacak diş enfeksiyonlarının kesinlikle erken doğum ve düşük riski taşıdığını, bu risklerin en önemli nedeninin enfeksiyonun kendisi değil, ağrının ve stresin hasta üzerinde oluşturduğu baskı olduğunu belirtti.
3- Çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar hamile kalmadan önce düzenli diş muayenesine gitmeli mi?
Kocatepe, hamile kalmayı planlayanlar için, planlama aşamasından itibaren bütün hamilelik boyunca hem genel beden sağlığı hem de üreme ve hamilelik sağlığı açısından ağız hijyeninin iyi hatta mükemmel olmasının çok büyük fayda olduğunu söyledi.
Endotoksinler kana geçebiliyor ve bu toksinler kandan çeşitli organlara ve bebeği besleyen plasentaya ulaşarak çeşitli sorunların oluşmasına neden olabiliyor.
Basit diş eti iltihabı gibi durumlar genelde bir soruna yol açmayabilir ama özellikle ağrılı diş hastalıkları bir diş apsesine işaret edebileceği için en kısa zamanda, hamileliğin hangi dönemi olursa olsun diş hekimine gidilmesi gerektiğini vurgulayan Kocatepe, bu dönemde panoramik röntgen dahil, tanısal açıdan ne gerekiyorsa yapılabileceğini, diş hekimi gerekli görüyorsa uygun antibiyotiklerin kullanılabileceğini, böylece bu endotoksinlerin kana geçmesinin engellenebileceğini söyledi.
BASİT BİR DİŞ ÇÜRÜĞÜ BİLE SORUN ÇIKARABİLİR
Hamilelik gibi hormonal dengenin aşırı değiştiği, bünyede olağanüstü değişikliklerin olduğu durumlarda yaşanacak rahatsızlıkların katlanarak arttığını belirten Kadir Anıl Naneci, basit bir diş çürüğünün bile çok ciddi bir şekilde ağrıyacağını söyledi ve ekledi:
“Hamilelik oldukça olağanüstü bir durumdur. Vücutta birçok değer, birçok hormon olağanüstü seviyelerde değişir. Örneğin normal koşullarda sadece bir diş eti kızarıklığı, diş eti kanamasıyla geçirebileceğiniz küçük bir gingivitis rahatsızlığı bile hamilelik sürecinde çok abartılı bir diş eti şişliği, çok abartılı bir diş eti kanaması ve ağrı olarak hastaya geri döner. Bunun en önemli nedeni hamileliğin, hormonal dengeyi ve vücut dengesini değiştirmesi. Hamilelik gibi zaten stresli olan bir süreçte bir de diş ya da diş eti ağrısı veya çürük gibi sıkıntılar yaşamamak için hamilelikten muhakkak üç ay önce diş tedavilerine başlanmalı.”
Hamilelik sürecinde tedavilerin daha zor olması, zamansal kısıtlamalar, sadece kadın doğum uzmanının onay verdiği ölçüde tedaviler yapabilmesi nedeniyle hamilelik öncesinde bütün diş tedavilerinin yapılması, ihtiyaçların giderilmesi ve hamilelik sürecinde bir daha tedavi yapılmadan o sürecin atlatılabilmesini sağlayacak şekilde önlemlerin alınması oldukça önemli.
Diş Hekimi Dt. Kadir Anıl Naneci
ENFEKSİYON KANA KARIŞARAK VÜCUDUN DİĞER BÖLGELERİNE ULAŞIYOR
4- Diş ve diş eti hastalıkları vücuda ne yapıyor?
Ağız hijyeni iyi olanlarda bu bakterinin çok az görüldüğüne, ağız hijyeni bozuk olanlarda ise sıklıkla görülerek diş eti iltihabına neden olduğuna dikkat çeken Kocatepe, bu bakterinin üreme sistemi, solunum sistemi ve kalın bağırsak hastalıklarına ve hatta Alzheimer ve romatoid artrit hastalığı gelişimine neden olduğu konusunda bilimsel verilerin bulunduğunu da ifade etti.
Duygu Naneci, eğer enfeksiyon varsa diş etlerinin bölgedeki bakterilerle savaşmak için o bölgede yoğunlaşıp kanama ve şişme olarak kendini gösterebileceğini, daha ileri aşamalarda ise enfeksiyonun sadece o bölgede kalmayacağını, kan dolaşımına katılarak vücudun diğer bölgelerine de ulaşarak enfeksiyona yol açabileceğini belirtti. Duygu Naneci enfeksiyonlu diş etlerinin dişleri travma veya bir cerrahi müdahalesi sonrası sağlıklı diş etleri gibi koruyamayacaklarını sözlerine ekledi.
5- Bu bakterilere bağlı diş eti enfeksiyonu klinik olarak bir belirti verir mi?
Kadir Anıl Naneci, enfeksiyonun temel belirtilerinin diş etinde de görülebildiğini, şişlik, kızarıklık ve ağrının en temel bulgular olduğunu, diş eti hastalıklarının genellikle yavaş ilerleyen hastalıklar olduğunu ve belirtilerin hafif olabileceğini ancak kanama, kötü ağız kokusu ve iltihap gibi semptomların ciddiye alınması gerektiğini söyledi.
En sık görülen bulguların diş ipi kullanımı sırasında kanama ve kötü koku olduğunu belirten Kadir Anıl Naneci, yaygın iltihapların sık görülmediğini, diş etine yapılan baskı ile çıkan iltihabın rahat olarak dışarı akmasının bulguların sınırlı kalmasını sağlayabileceğini vurguladı.
Sağlıklı diş eti, gülkurusu gibi pembe, fırçalama ve diş ipi kullanımında kanamasız olur. Elbette diş etinin doğal olarak daha kırmızı olması hastalık belirtisi değildir. Nasıl ki ten rengi kişiden kişiye değişiyorsa aynı şekilde diş eti rengi de değişiklik gösterir. Her kanama diş eti iltihabı anlamına gelmez. Ağız kokusu da bir belirtidir ama her ağız kokusu diş eti hastalığı manasına gelmez. Bu koku ağızdan gelmiyor da olabilir.
Diş Hekimi Dt. Kadir Anıl NaneciDİŞETİ KANAMASI ÜÇ GÜNDEN FAZLA SÜRERSE DİKKAT!
İltihap olmasa da bölgesel uyaranların diş eti kanamasına neden olabileceğini, kişinin bu durumu fırçalama veya diş ipi kullanımında fark edebileceğini belirten Kadir Anıl Naneci, bu bölgenin temizliğinin ardından kanamanın yaklaşık üç günde bitmesinin beklendiğini ve eğer daha uzun sürerse diş hekimine başvurulması gerektiğini belirtti.
6- Folat takviyesi ne işe yarar? Hamile kalmadan önce kullanılması gerekir mi? Sağlıklı bir ağız ve diş sağlığı için hangi vitaminler kullanılmalı?
Kocatepe, bebeğin özellikle sinir sisteminin daha sağlıklı gelişmesine katkısı olduğunu düşündüğü folik asit takviyesine başlanması gerektiğinin altını çizdi.
Eskiden “Her hamilelik bir diş götürür” anlayışıyla hamilelikte rutin olarak flor takviyesi verildiğini ama şu anda öyle bir rutin takviyenin verilmediğini söyleyen Kocatepe, sağlıklı beslenmenin genel olarak diş sağlığını da olumlu etkileyeceğini ifade etti.
Duygu Naneci de folik asidin ve diğer vitaminlerin hamilelik sırasında çok önemli olduğunu, özellikle folik asidin, bebekte potansiyel sinir yolu problemlerini önlemek büyük önem taşıdığını belirtti ve ekledi: “Folik asit hamilelikte kullanılan en önemli vitaminlerden bir tanesidir. Hamile kalmadan önce alınmaya başlayıp 12 haftalık oluncaya kadar kullanılması tavsiye edilir. Kalsiyum, fosfor, vitamin A, vitamin D, vitamin C sağlıklı diş etleri için önerilen diğer vitaminlerdir.”
7- P. Gingivalis bakterisinin tedavisi nasıl yapılır?
Duygu Naneci, P. Gingivalis bakterisinin neden olduğu hastalıkların tedavisinin genellikle patojenlerin mekanik olarak temizlenmesi ve belirli antibiyotiklerin kullanılmasıyla gerçekleştiğini, bu amaçla diş taşı temizliği ile bakterinin uzaklaştırılması sonrası, belli preparatların kullanıldığını belirtti. Naneci bunun jeller ve gargara şeklinde uygulanabileceğini, daha ileri durumlarda antibiyotiklerle tedavinin destekleneceğini ifade etti.
8-“Hamilelik döneminde diş tedavisi yapılmaz” diye genel bir yanılgı var. İltihaplı bir rahatsızlık durumunda ya da diş eti problemlerinde bebeğe zarar vermeden tedavi olunabilir mi?
Kadir Anıl Naneci, diş hekimlerinin hamilelik döneminde sadece kadın doğum uzmanlarının onayıyla işlem yaptıklarını, hamilelik döneminde çocuk ve anne için doğabilecek zararlardan dolayı birinci ve üçüncü üç aylık süreçte işlem yapmaktan olabildiğince kaçındıklarını belirtti ve bu dönemde tedavinin neden zor olduğunu şu sözlerle anlattı:
“Hamilelik sırasındaki tedavilerde en büyük risk faktörü annenin strese girmesi, çünkü stresle birlikte vücutta salgılanan hormonlar gebelik için tehlike oluşturur. Diş hekimleri tedavi esnasında kullanılan ya da tedavi için kullanılan anestezi yöntemini, yapılacak işlemde kullanılacak materyali hamilelere özel olarak seçip belirleyebilir ama annenin girebileceği stresi engelleyemezler. Annenin içinde bulunduğu bu yüksek stres düzeyi bebek için de hamilelik için de risk oluşturabilir. Bu yüzden diş hekimleri hamilelik esnasında acil olmayan tedavilerin bütününü ertelerler. Sadece anne ve bebeğe zarar verici etken oluşturabilen durumlarda tedaviler yapılabilir.”
Kadir Anıl Naneci, işlem esnasında kullanılan anestezi ve seçilen yöntemin tamamen hamilelere özel olduğunu, bebek ve anne için risk oluşturmayacağını vurguladı.
Kağan Kocatepe ise hamilelikte gerekli olduğu sürece diş röntgeni çekilebileceğini (panoramik dahil), lokal anestezi ile tedavi uygulanabileceğini ve uygun antibiyotik kullanılabileceğini, eğer tıbbi olarak beklenebilirse gebeliğin 10'uncu haftasının bitmesinin beklenmesinin uygun olduğunu ancak acil durumlarda gebelik haftasından bağımsız bir şekilde hemen tedavi yapılması gerektiğini söyledi.
Kadir Anıl Naneci, bu dönemde diş hekimlerinin tedavilerden kaçınmasının nedenlerini şu sözlerle anlattı:
“Diş hekimleri, kadın doğum uzmanlarının onayıyla, hamileliğin ikinci üç ayında (2. trimester) acil tedavileri yaparlar. Normal koşullarda, hamilelik dışında ufak bir diş eti kanamasıyla geçirilebilecek gingivitis denilen en basit diş eti rahatsızlığı bile, hamilelikte oldukça problemli ve ağrılı bir tablo meydana getirebilir. Bu rahatsızlıklar çok agresif diş eti büyümelerine, hastanın çok önemli bir problem olduğunu düşüneceği kadar kötü bir görüntüye sahip olabilir. Sadece durumun kötü olduğunu görmek bile bir baskı, bir stres yaratır ve bu erken doğum ya da düşük doğum ihtimalini ortaya koyar."
Bu ihtimallerin ne kadar düşük de olsa yaşanacak zor bir hamilelik sürecinde düşük ya da erken doğum riskini oldukça agresif bir şekilde artıracağını belirten Kadir Anıl Naneci, bunlara engel olmak için muhakkak diş kontrollerinin hamilelik öncesinde yaptırılması, diş eti temizliği, ihtiyaç duyulan dolgu, çekim gibi işlemlerin tamamlanması ve hamilelik sürecinde tekrardan problem yaşamamak için diş temizliğine, günlük bakıma sirayet ederek oldukça dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.