'Hepsi onun kadar şanslı değil'

Güncelleme Tarihi:

Hepsi onun kadar şanslı değil
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 20, 2013 09:52

Mahalle marketinden satın aldığı çatapatı yiyeyerek zehirlenen 7 yaşındaki Bayram Çetin bir haftadır hastanede tedavi görüyor.

Haberin Devamı

Uzmanlar çatapat yiyen bütün çocukların Bayram kadar şanslı olmadığını, her bayramda pekçok çoğunun bu nedenle kaybedildiği veya karaciğer nakli olmak zorunda kaldığı uyarısı yapıyor.

ÇATAPAT YEDİĞİNİ İTİRAF ETTİ


Hepsi onun kadar şanslı değil

Patlayıcı ve yanıcı oyuncaklardan çatapat, klorat ve sarı fosforla üretiliyor. Kağıt üzerine akıtılan bu maddelerin renginden ötürü çikolataya benzeten bazı çocuklar yiyor. İçindeki sarı fosfor, ağır karaciğer hasarı ve ölüme yol açabiliyor. Bayram Çetin de annesinden aldığı harçlıkla çatapat aldı. Patlatmakla kalmadı, tadına da baktı ve yedi. Akşam kusmaya başlayınca ailesi hastaneye kaldırdı. Serum takıldı, ilaç yazıldı ve evine gönderildi. Kimsenin aklına çatapattan zehirlenmiş olabileceği gelmedi. Evde kötüleşmeye devam etti, baygınlık geçirdi. Ailesi 2 günde 3 kez hastaneye götürdü. Yapılan ilk tahlillerde herhangi bir bulguya rastlanmadı. İkinci tahlillerde karaciğer enzimlerinin çok yükseldiği görülünce zehirlenmeden şüphe edildi. Bayram bu arada çatapatı yediğini itiraf etti.

Haberin Devamı


Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden karaciğer nakli gerekebileceği için Florence Nightingale Çağlayan Hastanesi’nin Karaciğer Nakli Merkezi’ne sevkedildi. Derhal destek tedavisine başlandı. Neyse ki Bayram iyi yanıt verdi, karaciğer nakli gerekmeden kazayı atlattı.
Karaciğer Nakli Merkezi Direktörü Prof. Dr. Yaman Tokat, “Ne çocuk ne de aileler çatapatın zehirleyici olduğunun farkında. Çatapatın hem üretimi hem de satışı yasaklanmalı. Türkiye’nin her yerinde özellikle bayramlarda çok sayıda böyle vaka hastanelere gidiyor. Şanslı olanlar kurtuluyor. Biz karaciğer yetmezliği gelişen çocukları görüyoruz. Bunlara karaciğer nakli yapılması gerekiyor. Bazılarını ameliyat yapma fırsatı bulamadan kaybediyoruz. Bazen aynı ailede birden fazla çocuk yiyor, hangisine nakil yapılacağı bir başka sorun olarak karşımıza çıkıyor” diyor.

Haberin Devamı

EN BÜYÜK ZARARI KARACİĞER GÖRÜYOR

İzmir Kent Hastanesi çocuk gastroenteroloji uzmanı Prof. Dr. Çiğdem Arıkan, sarı fosforun karaciğer, böbrek, kalp ve çoklu organ yetmezliğine yol açabileceğini söylüyor. Genellikle 7 yaşın altındaki çocukların yediği sarı fosforun, özellikle enerji üreten hücreleri öldürdüğünü belirterek, “Çikolataya benzettikleri için yiyorlar. Zehirlenme çok hızlı ilerlebiliyor. Bu nedenle hemen ilgili merkeze başvurulması gerekiyor. Sarı fosforu atmaya çalışan organ karaciğer. Bu nedenle en büyük zararı karaciğer görüyor. Zehirlenmenin bir tedavisi yok, destek tedaviler uygulayabiliyoruz. Kimi çocuklar destekleyici tedavilere yanıt veriyor. Kimi maalesef vermiyor ve kaybediliyor. Bazı çocuklar karaciğer naklinden fayda görüyor” diyor.

Haberin Devamı


YALANCI İYİLİK HALİNE DİKKAT

Tepecik Araştırma ve Eğitim Hastanesi’nden uzmanlarının hazırladığı Smyrna Tıp Dergisi’nde yayınlanan bir makaleye göre, sarı fosfor havayi fişeklerde, gübre yapımında ve redontisitlerde (fare gibi kemirgen zehirleri) kullanılıyor. Sarı fosfora özgü bir antidotu (zehiri etkisizleştiren) yok. Çok keskin, sarımsağa benzer bir kokusu bulunuyor. Yendiğinde tüm dokulara yayılıyor. Özellikle karaciğerde birikiyor. Ağızdan alındıktan 2-3 saat sonra kanda en yüksek düzeye ulaşıyor. Zehirlenme üç aşamada gerçekleşiyor. Birinci aşamada boğaz ve midede ağrılı bir yanma hissediliyor. Nefes, kusmuk ve dışkı sarımsak kokuyor. İkinci aşama 24-72 saatleri arasında oluşuyor. Belirtiler kayboluyor ve hastanın iyileşmeye başladığı görülüyor. Bu aşamada hasta yanlışlıkla taburcu edilebiliyor. Üçüncü aşama 72 saatten sonra görülüyor. Ya belirtiler yavaşça kayboluyor ya da ölüme kadar giden süreç yaşanıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!