Güncelleme Tarihi:
Genç yaşta virüsle karşılaşmada daha düşük olmakla birlikte, %75–85 oranında kronikleşme özelliği nedeniyle önem kazanmaktadır. Çoğunlukla sessiz ve herhangi bir belirti vermeden seyreden ve yavaş ilerleyerek geç dönemde ciddi karaciğer hasarına neden olabilen bir hastalıktır. Hastalık dünyada %3 oranında yaygın dağılım olarak görülmektedir. Ülkemizde %1 oranında görülmektedir.
Hastalık kronikleşmeye açık bir hastalıktır. Kronik hepatit, karaciğerin 6 aydan uzun süren iltihabıdır. Kronik hepatit, akut hepatitten daha az görülen, ancak yıllar boyu sürebilen bir hastalıktır. Genellikle belirti oluşturmaz ve ağır karaciğer hasarına yol açmaz. Ancak bazı durumlarda uzun süreli iltihap, karaciğerde hasara yol açar ve zamanla siroz ve karaciğer yetersizliği gelişebilir.
Hepatit C kronik hepatitin önemli bir nedenidir, Hepatit C’li hastaların yaklaşık %75’i kronikleşmektedir. Hepatit B, daha düşük bir oranda kronikleşir. Hepatit A ve E kronik hepatite yol açmaz. Bazı ilaçlar da (metildopa, izoniazid, nitrofurantoin, asetaminofen gibi), özellikle uzun süreler ile kullanıldıklarında, kronik hepatit yapabilirler. Nadir görülen bir kalıtsal hastalık olan Wilson Hastalığı da çocuk ve genç erişkinlerde kronik hepatit nedenleri arasında sayılabilir.
Hepatit C’li annenin hastalığı bebeğine bulaştırma riski %2-8’dir. Sezaryen bu riski düşürmez.
Hepatit C enfeksiyonu, uzun yıllar boyunca devam edebilecek ciddi komplikasyonlara sebebiyet verebilir. Bunlar;
Karaciğer dokusunda yaralar (siroz): Hepatit C enfeksiyonuna bağlı olarak 20 ile 30 yıl içerisinde siroz oluşabilir. Karaciğerde oluşan yara izleri, karaciğerin zor çalışmasına neden olur.
Karaciğer kanseri: Hepatit C enfeksiyonu olan çok az kişide, karaciğer kanseri gelişimi görülebilmektedir.
Karaciğer yetmezliği: Hepatit C yüzünden karaciğer üzerinde ciddi hasarlar oluşabilir ve sonucunda karaciğer yetmezliğine sebebiyet verebilir.
Nasıl Bulaşır?
Enfekte kan ve kan ürünleri transfüzyonu ile geçiş, Enfekte donörden (vericiden) doku veya organ nakli ile geçiş, damar içi uyuşturucu kullanımı sırasında enjektör paylaşımıyla geçiş, enfekte cihaz ve güvensiz enjeksiyon yolu ile geçiş, dövme, piercing gibi kozmetik amaçlı vücut delici işlemlerin steril olmayan koşullarda yapılması, mukozadaki açıklıktan (yara, çizik vs) geçiş, gebelikte anneden bebeğe geçiş (<%5), cinsel yolla geçiş (tartışmalı olmakla birlikte birçok çalışmada düşük oranda da olsa geçiş riski olabileceği gösterilmiştir)
Hastalık kalıtsal değildir.
Belirtileri Nelerdir?
Kuluçka dönemi ortalama 2 hafta ile 6 ay arasındadır. Hastalığın büyük çoğunluğu belirtisiz seyreder. Belirtiler; iştahsızlık, bulantı, kusma, karın ağrısı nadir olarak da sarılıktır. Hastaların çoğunda, siroza ve/veya karaciğer kanserine neden olabilecek uzun süreli kronik
Tanısı Nasıl Konur?
Klinik anlamda bir kişide ani başlayan sarılık, koyu renkli idrar, iştahsızlık, halsizlik, bulantı, sağ üst kadran hassasiyeti, labaratuvar açısından idrarda bilirubin artışı ve serum ALT düzeyinin yükselmesiyle karakterize olmaktadır. [NOT: Çoğu kez asemptomatik ve/veya anikterik seyredebilir.]
Tanı için laboratuvar kriterleri: Hepatit C için: Anti-HCV pozitifliği ve tamamlayıcı test ile (RIBA, HCV-PCR) doğrulama
Tedavisi Nasıldır?
Hepatit C’nin tedavisi vardır. Haftada bir pegile interferon enjeksiyonu ve Ribavirin ile tedavi yapılır. Tabi bu tedavi spesifik ve % 100 başarılı tedavi değildir. Akut hepatit C tespit edildiği durumda interferon ile yapılan tedavi son derece başarılıdır. Ancak kronik dönemde yapılan tedavilerin başarı oranı daha düşüktür. Tedavide esas amaç infeksiyonu tamamen iyileştirmek. İkincil amaç ise hastalığın progresyonunu durdurmak, karaciğer dokusunda iyileşme sağlamak, HCC (hepatoselüler kanser) riskini azaltmak ve neticede yaşam süresini uzatmak ve kalitesini artırmaktır. Hepatit C tedavisi genellikle 1 yıl süreyle yapılır. Tedavinin maliyetinin yüksekliği yanında aynı zamanda hasta açısından da oldukça zahmetlidir. İnterferon kullanıldığı için özellikle ilk aylarda yan etki ve hastanın bu ilacı tolere edememesi nedeniyle veya tedavinin 3. ayında yapılan testlerde viral direnç nedeniyle yanıt alınamayınca tedavi kesilmek zorunda kalınabilir.
Emziren kişilerin Hepatit C olması durumunda bebeklerini memeden kesmeleri önerilmez.
Hepatit C kan ve kan ürünleri ile geçen bir hastalıktır. Hepatit B ile karşılaştırıldığında bulaşma olması için daha büyük miktarda kan gerekir. Bu nedenle kan transfüzyonu yapılan hemofili hastaları ve talasemili çocuklar risk grubuna girer. Aynı şekilde çeşitli nedenlerden dolayı hastanede kan verilen, diyalize giren çocuklara da Hepatit C geçme riski vardır. Risk grubunda yer alan tüm çocuklarda zaman zaman Hepatit C ve Hepatit B taraması yapmak lazım. Çünkü eğer bir çocuğa Hepatit C bulaşmışsa; birtakım antivirallerle ve interferonlarla tedavi şansı mevcuttur.
Korunma Yolları Nelerdir?
HCV'den korunmak için geliştirilmiş bilinen aşı ve immunglobulin uygulaması bulunmamaktadır. Korunma yöntemleri primer ve sekonder olmak üzere 2'ye ayrılır:
Primer korunma;
Kan ve kan ürünlerini HCV yönünden taranması,
Sağlık personeli için genel önlemler,
Tek kullanımlık tıbbi malzeme kullanılması, güvenli enjeksiyon.
Sekonder korunma;
Temaslıların ve risk gruplarının taranması,
Seronegatif Hastaların HBV ve bağışıklık durumlarına göre Hepatit A için aşılanmaları, alkolden kaçınmaları.
Kimler Riskli Gruptadır?
Sağlık personeli, sık sık kan ve kan ürünleri transfüzyonu yapılanlar, damar içi madde bağımlıları, hemodiyaliz hastaları, 1987'den önce üretilmiş pıhtılaşma faktörü alan hemofili hastaları, 1992'den önce kan veya organ nakli yapılanlar.