Güncelleme Tarihi:
Uzman Diyetisyen ve Uzman Klinik Psikolog Merve Öz, çocukların dışarı çıkma sürelerinin kısıtlı olması, enerjilerini atacakları herhangi bir fiziksel aktivite yapamamaları, online dersler nedeniyle ekrana bağımlı kalma sürelerinin artması ile hareketsizliğe ek olarak artan yemek miktarları ve yemek yeme sıklığı gibi birçok etkenin çocukların bir kısmında kilo artışı ile sonuçlandığına dikkat çekti. Alınabilecek basit önlemlerle çocukların daha sağlıklı beslenip kilo almalarını engellemenin mümkün olabildiğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi’nden Uzman Diyetisyen ve Uzmanı Klinik Psikolog Merve Öz, ailelere önerilerde bulundu.
"BELİRLENEN ÖĞÜNLERİN DIŞINA ÇIKMAYIN"
Çocukların kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeği olmak üzere 3 ana öğünün mutlaka olması gerektiğinin altını çizen Uzman Diyetisyen ve Uzman Klinik Psikolog Öz, ara öğün yapılmadığında çocuklarda sürekli bir atıştırma durumunun olduğunu, bu nedenle ara öğünü yapmanın kalori kontrolünü sağladığını söyledi. Öz, ara öğün planlamasıyla ilgili şunları söyledi:
“Çocuklara sabah kahvaltısı ile öğle yemeği arasına bir ara öğün, öğle yemeği ve akşam yemeği arasına bir ara öğün olmak üzere en az 5 ara öğün şeklinde planlama yapılmalı ve bu ara öğünlerin saati belirlenmelidir. Çocuğun ihtiyacına göre akşam yemeğinden sonra ve öğle ile akşam yemeği arasına bir tane daha ara öğün eklenebilir. Ancak ana öğün ve ara öğün saatleri belirlenerek bu saatler dışında çocukların yemek yemesinin engellenmesi çok önemli.”
Sürekli atıştırma davranışı gelişen çocuklarda ise, saatlere uyum sağlayana kadar ana ve ara öğünlü beslenmeye ek olarak aralarda salatalık, marul, havuç gibi su oranı yüksek yiyeceklerin tercih edilebileceğini anlatan Uzm. Dyt. Merve Öz öğün alternatiflerini sıralayarak, “1 porsiyon meyve ve 2 tam ceviz, 1 su bardağı kefir ya da 1 dilim ekmek & 1 dilim beyaz peynir ve bol yeşillik, 1 avuç leblebi ve 1 çorba kaşığı kuru üzüm, 3 adet kuru kayısıya ek olarak 6 adet badem, 1 kâse yoğurt ve 3 yemek kaşığı yulaf ezmesi, 1 ince dilim evde yapılmış anne kekinin yanında 1 su bardağı süt, 1 adet evde yapılmış anne kurabiyesi, 1 su bardağı süt gibi farklı alternatifler de öğünlerde tüketilebilir” dedi.
"DİKKAT FARKLI BİR YERDEYKEN YEMEK VERMEYİN"
Ders çalışırken yemek yeme davranışının çocuklar tarafından öğrenildiğini, sonrasında da bu davranışın sürdüğüne dikkat çeken Uzman Diyetisyen Öz, bu davranış alışkanlık haline geldiğinde masada yemek olmadan ders çalışmanın pek mümkün olmadığının ve kilo kontrolünün de zorlaştığının altını çizdi. Bununla birlikte yemek yemenin derse odaklanmayı da zorlaştırdığını ve çalışma verimliliğini de düşürdüğüne işaret eden Öz, konuyla ilgili şunları söyledi:
“Aslında bu durumda çocuklar derse de odaklanamıyor. Derse yoğunlaştıklarında ne yediklerinin farkında olmuyor. Meyve tabağının ya da kuruyemiş kâsesinin bittiğini, tekrar almak için uzandığında fark ediyorlar. Bütün tabağı bilinçsiz bir şekilde aslında aç olduğundan değil, el alışkınlığından dolayı tüketir hale geliyor.”
"ÇOCUĞUNUZA SU İÇME ALIŞKANLIĞI KAZANDIRIN"
Su tüketiminin her yaş grubunda son derece önemli bir alışkanlık olduğunu ve genel sağlık için gün içinde mutlaka yeterli miktarda su tüketilmesi gerektiğini vurgulayan Öz, “Çocukların su içme alışkanlığı çok zor oluşuyor. Bunu sağlayabilmek için çocuğunuzun çalışma masasında mutlaka su şişesi olmalıdır. Ders aralarında su içmesi sağlanmalıdır. Böylelikle gereksiz yemek yeme alışkanlığından da kurtulması çok daha kolay olacaktır” diye konuştu.
"ÇOCUKLARIN PEŞİNDEN YEMEK TAŞIMAYIN"
Evde yemek yenilen yerin sabit olması ve bu yerin mutfak masası ya da herhangi bir masa olması gerektiğini söyleyen Öz, “Yemek yenilen yer, bir süre sonra alışkanlık haline geliyor. Oturarak, bilinçli bir şekilde yenilen yemekle ayakta gezinerek ya da televizyon karşısında uzanırken yenilen yemeğin doyuruculuğu arasında fark oluyor. Yemek yenilirken televizyon izlenmesi ya da bilgisayar oyunu gibi dikkati yemekten alacak aktiviteler sonrasında çocuklar daha çabuk acıkıyor. Bunun yerine aile ile sohbet ederek, masada yenilen yemek sonrasında daha iyi bir doygunluk hissi oluşuyor” ifadelerini kullandı.
Çikolata, bisküvi, cips gibi paketli gıdaların çocukların daha fazla dikkatini çektiğini ve yemek için öncelikle onları tercih ettiğini hatırlatan Uzman Diyetisyen Merve Öz, miktarı kontrol edilmek şartıyla evde yapılmış ürünlerin tüketilmesine öncelik verilmesi gerektiğini ifade etti.
"MEYVE VE SEBZENİN TATLARINA MUTLAKA BAKTIRIN"
Çocukların meyve ve sebze tüketmelerinin, hastalıklara karşı direnç geliştirmelerinde de çok önemli olduğunu söyleyen Merve Öz, sözlerine şöyle devam etti:
"Mineraller ve vitaminler bakımından zengin olan sebze ve meyveler bağırsakların düzenli çalışmasına da yardımcı olur. Ayrıca mide hacminin bir kısmını doldurarak doygunluk hissi yaratacağı için kalorili yiyeceklere de daha az yer kalacaktır. Çocukların erken yaşta sebze ve meyvelerle tanıştırılması yemek seçme alışkanlığının önüne geçmesinde de faydalı olacaktır. Bu sayede daha az yemek seçeceklerdir. Yaşları büyüdükçe yeni tatlara önyargılı yaklaşan çocuklar, bazı sebzelerin tatlarına hiç bakmadan ve bir daha o sebzeleri hiç tüketmeden yaşamlarına devam etmektedirler. Bu nedenle çocuklar erken yaşta tüm sebze ve meyvelerle tanıştırılmalı."