Güncelleme Tarihi:
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölümü Başkanı Doç. Dr. Mustafa Akbulut, Doğu Karadeniz'de yılda 15 bin ton dolayında kivi üretildiğini, son yıllarda kivinin, sağlık açısından ve ekonomik yönden değerinin anlaşılmaya başladığını ancak her şeye rağmen tüketiminin az olduğunu belirtti.
"BU YÖNLERİ PEK BİLİNMİYOR"
Kivinin özellikle C ve E vitamini ile kalsiyum, magnezyum ve fosfor gibi mineraller yönünden zengin bir meyve olduğunu ifade eden Akbulut, şunları söyledi:
“Kivi demir yönünden de son derece zengin bir meyvedir, bu pek bilinmiyor. Kivinin son yıllarda kış aylarında sıkça tüketilmesi tavsiye ediliyor. Kivi, bağışıklık sistemini güçlendirmekte, vücudun zinde kalmasını sağlamaktadır. Lif açısından zengin olduğu için sindirim sisteminin çalışmasını kolaylaştırmakta, bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudun direncini artırmaktadır. Kış aylarında günde en az iki kivi tüketilmesini tavsiye ediyoruz.”
Kivinin taze olarak tüketiminin yanında meyvelerin işlenmesi ile püresinin de yapılabildiğini kaydeden Akbulut, “Kivi'den meyve konsantresi, çayı, meyve suyu, reçel, marmelat, pekmez ve sirke türü gıda ürünleri elde edilmektedir. Bunlara ek olarak sabun, krem, şampuan gibi çeşitli kozmetik ürünler ve kişisel bakım ürünlerini içeren geniş bir yelpazedeki ürünlerin içerisinde meyvelerden elde edilen yarı mamullerin de kullanıldığı bilinmektedir” dedi.
Akbulut, az da olsa kivinin bazı kişilerde alerjik reaksiyon gösterdiğini, kaşıntı ve kızarıklık gibi belirtileri olduğunu, alerjisi olan kişilerin dikkat etmesi gerektiğini vurguladı.
Kivinin güç artırıcı özelliği sayesinde yarış atları için önemli bir besin takviyesi olarak da kullanıldığını vurgulayan Akbulut, “Yarış atlarının güçlenmeleri ve vücut dirençlerinin yüksek tutulması için kivi kurusu ile besledikleri de bilinmektedir. Bu sayede atların koşu boyunca direnci düşmemekte, yarışta daha diri kalmaktadırlar” diye konuştu.
TÜRKİYE'DE KİVİ TESCİLİ RİZE'DE YAPILACAK
Akbulut, Türkiye'de hayward ve bruno çeşidi kivi üretiminin yaygın olduğunu dile getiren Akbulut, şöyle devam etti:
“Kivi, sektörel bazda bölgeye katkı sağlayacak önemli bir üründür. Sağlık alanındaki faydalarının yanında bölge ekonomisine ek gelir manasında önemli katkıları olacaktır. Bu nedenle ürün çeşitliliğinin artırılmasına yönelik araştırmalar yapılmalı ve bahçedeki ürün kalitesi geliştirilmelidir. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi bu konuda tescil ve sertifikasyon manasında test kontrol merkezi oluşturdu. Türkiye'ye ilk girecek yeni kivi çeşitleri test edilebilecek, test edilen kivilerin uygunluğuna göre Türkiye'de üretimine izin verilecek. 2013 yılından itibaren tescil ve sertifikasyon çalışmalarına başlanacak.”
Doç. Dr. Mustafa Akbulut, kivinin hasat zamanının, üründeki şeker oranı ölçülerek belirlendiğini, yüzde 6.5 şeker oranına ulaştığında hasat edilebileceğini belirtti. Akbulut, budamanın ise kış aylarında bitkinin yapraklarını döktükten sonra yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.