Güncelleme Tarihi:
Dr. Kılıç, diğer grip virüslerinin de dolaşımda olduğu ve aynı belirtilerle seyreden hastalığa yol açtığı halde H1N1 gribine (domuz gribi olarak biliniyor) yapılan vurguların halk arasında panik ve korkuya yol açtığını söyledi. Dr. Kılıç, “Bir gece önceden öksürmeye başlayan hemen acile “domuz gribi oldum, öleceğim” paniğiyle geliyor. Aciller inanılmaz yığılmış durumda” diye konuştu.
GERÇEK HASTALAR ACİLE GELSİN
Salgın atlatılana kadar bağlı bulundukları Fatih Kamu Hastaneler Birliği’nin diğer hastanelerinden destek aldıklarını belirten Dr. Kılıç, “Grip yoğunluğu geçen yıla göre bu sezon biraz daha erken baladı. Ocak sonu, şubata kadar artmaya devam eder. Mayıs’da biter. Önlem olarak mümkün mertebe hekim ve poliklinik sayımızı artırmaya, personelimizi tam kapasite çalıştırmaya çalışıyoruz. 10 gün önce acile başvuru sayısı günde 300 idi. Önceki gün 534 oldu. Bu branş hastanesi için ciddi bir rakam. Yine göğüs hastalıkları hastanesi olduğumuz için bize gelen hastaların klinik tablosu ağır. Onları müşahede altında tutmak veya yatırmak zorundayız. Müşahede yatak sayısını da artırdık” dedi.
10 DAKİKA BİLE BOŞ KALMIYOR
Dr. Kılıç’ın verdiği bilgiye göre 2014 Aralık ayında hastanenin aciline toplam 8 bin 30 hasta başvurmuştu. Geçtiğimiz aralık ayında başvuruda yaklaşık yüzde 10’luk bir artış oldu ve 9 bin 424 hasta hizmet aldı. Göğüs hastalıkları polikliniğine 2014’de başvuran hasta sayısı 21 bin 158 iken, geçtiğimiz aralıkda bu rakam 24 bin 374’ü buldu. Hastanedeki tüm yoğun bakım yataklarının dolu olduğunu belirten Dr. Kılıç, “Böyle yoğun dönemlerde daha çok sıkıntı çekiyoruz. 10 yoğun bakım yatağımız var, 10 dakika bile boş kalmıyor” dedi.
İHTİYACI OLAN HASTA DOKTORA ULAŞAMIYOR
Geçtiğimiz yıllardan farklı bir grip sezonu yaşanmadığını vurgulayan Dr. Kılıç, “Gerçekten ihtiyacı olmayanların hastaneler ve sağlık çalışanlarını meşgul etmemelerini rica ediyoruz. Gribi evde atlatabilecekler hastanelere büyük yük getiriyor. Diğer hastaları sırada bekletmek zorunda kalıyoruz. Gerçekten ihtiyacı olan hasta doktora ulaşamıyor. Acildeki doktor, hemşire ve tüm ekipler yorgun ve çok yoğun çalışıyor. Hekim, hemşire takviyesi bulmaya çalışıyoruz. Hasta olduğu halde serum takıp, çalışmaya devam eden sağlık personelimiz var” dedi.
H1N1 DAHA ÖLDÜRÜCÜ DEĞİL
2009’dan beri hayatımızda olan H1N1’in diğer mevsimsel grip virüslerinden daha kötü seyirli veya öldürücü olmadığını vurgulayan Dr. Kılıç, “Belki tek farkı çok hızlı yayılması ve hızlı yatağa düşürmesi. Şu anda yaşanan H1N1 (domuz gribi) paniğinin, virüsün ilk çıktığında yarattığı etkiden kaynaklandığını düşünüyorum” diye konuştu.
HEMEN HASTANEYE GİTMEK ŞART DEĞİL
2 yaşından küçük, 65 yaş üstünden büyük herkes, KOAH, astım, diyabet, kronik kalp ve damar, kas-iskelet sistemi hastalığı bulunanlar, kortizon kullananlar ve hamilelerin sadece H1N1 değil, diğer tüm mevsimsel grip hastalıklarını ağır geçirme riski bulunduğunu belirten Dr. Kılıç, “Panik yapacak bir şey yok. Risk grubunda olmayanlar ilaç almasalar bile dinlenerek gribi atlatıyor ve bir haftada iyileşiyor. Ateşi çıkan, öksürmeye başlanın hemen hastane acilleri ya da polikliniklerine gitmesi şart değil. Aile hekimine görünmek yeterli. Aile hekiminin vereceği ateş düşürücü, ağrı kesicilerle, bol sıvı alarak, iyi beslenerek ve en az 5-7 gün evde dinlenerek hastalığı atlatmak mümkün. Ancak risk grubundakiler grip(tüm griplerde) olduklarında, hastane ve doktora daha çok ihtiyaç duyuyor. Çünkü hastalıkları daha ağır ve komplikasyonlu seyrediyor. Hastaneye yatış ve ölüm de bu grupta daha çok oluyor” dedi.
ELLERİNİZİ SIK SIK YIKAYIN
Risk grubundakilerde grip virüsünün ya kendisinin ya da uygun ortam hazırlayarak bakteriyel zatürree başta olmak üzere farklı komplikasyonlara yol açabildiğini anlatan Dr. Kılıç, şunları söyledi:
“Halen yaşadığımız salgının diğer senelerden farkı yok. Vakalar kasım, aralıkda başladı. Ocak sonu ve şubat asıl pik yapacağı aylar. Grip gibi solunum yoluyla bulaşan hastalıkları engellemek çok zor. Çünkü çok hızlı yayılıyor. Herkes grip olabilir. Gripten korkmayalım ama tedbir alalım. Risk grubundakiler eğer hala hastalanmadılarsa grip aşısı olabilirler. Aşı yüzde 100 korumuyor. Ancak hastalığın daha hafif seyretmesine de yarıyor. Ancak aşı iki hafta içinde etki ettiği için aradaki zamanda virüse karşı korunma önlemleri almakta yarar var. Kalabalık, havasız ortamlardan kaçınmak, elleri sık sık 20 saniye sabunlamak, alkol bazlı dezenfektanlarla yıkamak gerekiyor. Hastanalar etraflarına gribi bulaştırmamak için cerrahi maskelerden takmalı. Mümkünse evden çıkmamalı”
Grip virüsünün kendisi de zatürree yapabiliyor
Griple ilgili en ciddi sorun ağır ve ölümcül seyredebilen zatürreeye çevirmesi. Grip virüsünün kendisi buna yol açabileceği gibi, bağışıklık sisteminin zayıflamasını fırsat bilen bakterilerin yol açtığı zatürree hekimleri de korkuyor. Zatürree dışında, sinüzit, kulak iltihabı, perikardit(kalp zarı iltihabı), miyokardit(kalp kası iltihabı), ensefalit (beyin iltihabı) gibi başka komplikasyonlar da yapabiliyor. Dr. Kılıç, “Göğüs ağrısı, nefes darlığı, dudaklarda morarma, gece uyutmayacak derecede öksürük, hastada aşırı sıvı kaybı, bulantı, şiddetli kusmaların olması, ateşin 3-4 gündür 38 derecenin üzerinde devam etmesi bunun sıradan mevsimsel grip olmadığını gösteriyor. Risk grubundakilerde ve gribin ağır seyrettiği hastalarda ilk 48 saat içinde anti viral ilaç vermek çok etkili. Ancak her grip olanın anti viral almasına gerek yok” dedi.