Güncelleme Tarihi:
Hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçların yorgunluk hissi oluşturması ise ayrı bir sorun. KBB ve Baş-Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Üzeyir “Bu yorgunluğu gidermek için vücudun vitamin ve minerale değil aminoaside ihtiyacı vardır. Kişi yorgunluğun kısır döngüsünü kırmak için aminoasit ve türevlerini dışarıdan alarak vücudun ihtiyacı olan enerji mekanizmasını harekete geçirmelidir” dedi.
10 KİŞİDEN 3'ÜNDE VAR
Çağımızın hastalığı olarak da tanımlanan ve 10 kişiden 3’ünde görülen alerji hastalığı bazı kişilerde iş ve günlük yaşamı engelleyecek kadar şiddetli olabilir. KBB ve Baş-Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Üzeyir, “Alerji, vücudumuzun değişik organ ve dokularında bazı maddelere karşı aşırı duyarlılık oluşturmasıdır. Hastalık olarak adlandırılabilmesi için bu duyarlılığın vücuda zarar verir hale gelmiş olması gerekir. Çevreden gelen yabancı alerjik maddeler göz, burun, boğaz yoluyla vücuda girer. Burada onların içeri girmesini engelleyici reaksiyonla karşılaşırlar ki vücudumuzun korunması için bu gereklidir. Bazı insanların olaya reaksiyonu normalden fazladır. Bu kişilere "alerjik bünyeli", bu tür maddelere de "alerjen" denir. Alerji genetik bir özelliktir, soya çekim gösterir. Hastalık bulguları ve tanısı etkilediği doku ve organa göre değişir” şeklinde açıklama yaptı.
ALERJİ NELER TETİKLİYOR?
Op. Dr. Mustafa Üzeyir hava ile taşınabilecek kadar hafif ve belirli boyutta olan, burun dokusunda depolanabilecek bitki, hayvan, protein parçaları ve yabancı maddelerin alerjiyi oluşturduğunu açıladı. Üzeyir, “ Sık görülen alerjenler çiçek polenleri, mantar sporları, hayvan derisi döküntüleri ve ev tozudur. Havayolu ile geçenlerin tedavisinde temel prensip bunlardan uzak durmak; mümkün olmuyorsa ilaç veya uygun aşı yaptırmaktır. Alerji bazı kişilerde yıl boyu, bazı kişilerde ise ilk ve sonbaharda yaşanır. Tamamen bünyenin bir tepkisidir. Yaş sınırı yoktur. Çocukluk, gençlik, yaşlılık dönemlerinde her an karşımıza çıkabilir. Bazı ailelerde çocuk alerjikken, anne ve babada görülmese bile 40-50 li yaşlarda ortaya çıkabilir.”
ALERJİ YORGUNLUK VE ASOSYALLİK İLİŞKİSİ
Burunda kaşıntı-akıntı, hapşırma, gözlerde yaşarma-sulanma, öksürük gibi şikayetlerle kendini hissettiren alerjik reaksiyonlar özellikle sabah saatlerinde daha yoğun yaşanır. Mevsimsel alerjisi olanlar evde rahattır. Dışarı çıkıldığında ya da dışarıdaki alerjenlerle temas edildiğinde (örneğin cam açıldığında) rahatsızlık başlayabilir. Op. Dr. Mustafa Üzeyir yıl boyu süren alerjilerde çalışma ortamlarında bulunan ev tozu, nem, rutubet gibi unsurların alerjiyi tetiklediğini belirterek, “ Klimalar, merkezi sistemi olan işyerleri ve evler, hava kirliliği, beslenme alışkanlıkları alerjiyi ön plana çıkardı. Mevsimsel alerjilerde tedavi daha kolaydır. Alerji ilaçlarının ilk aşamadaki etkisi burnu açma, kaşıntıyı giderme, akıntıları azaltmaya yönelik olduğu için zaman zaman vücutta yorgunluğa sebep olabilir. Sadece ilaçlar değil, burun tıkanıklığı da uyku kalitesinden günlük yaşantımıza kadar her aşamayı ciddi etkiler. Öncelikle sağlıklı uyku uyuyamadığımız zaman bir yorgunluk hissederiz. Bu yorgunluk günlük yaşantımızdaki performansımızı, işimizi, verimliliğimizi, her şeyimizi etkiler. Genel yorgunluklarda kişinin psikolojisi ve uyku kalitesi bozulur. Kişi çevresinden hasta muamelesi görür. Trafik, sinema, tiyatro gibi toplu yerlere gitmek istemez bu ortamlardan kaçmaya başlar ve asosyal olur. Kişinin mutlaka tedavi olması gerekir” dedi.
YORGUNLUĞUN KISIR DÖNGÜSÜNDEN KURTULMAK İÇİN AMİNOASİT
Op. Dr. Mustafa Üzeyir alerji vakalarında tedavinin şart olduğunu söyleyerek uyardı: “ Tedavi sırasında ilaçların oluşturduğu halsizlik ve yorgunluktan kurtulmak için aminoasitlere ihtiyaç vardır. Kişiler bu durumlarda vitamin ve mineral desteği alıyor. Oysa vücudun enerjiye ihtiyacı vardır. Enerjiyi ortaya çıkaran ise aminoasitlerdir. L-karnitin, L-arjinin, L-glutamin, L-serin ve L-treonin gibi aminoasitlerin tümü birarada alındığında vücuttaki enerji seviyesi artacak, bu şekilde günlük yorgunlukla mücadelede kişi kendisini daha güçlü hissedecektir. Burada dikkat edilmesi gereken şey, bu aminoasitlerin sporcu dozlarını değil, günlük yaşantıdaki kas kullanımına göre ayarlanmış dozajlı olanlarını kullanmaktır.”