Grip değil afet

Güncelleme Tarihi:

Grip değil afet
Oluşturulma Tarihi: Ocak 09, 2008 11:52

Grip salgını hastanelerin acil servislerini kilitledi. 1009'u çocuk, 2040 kişi hastanelere başvurdu

Grip salgını hastanelerin acil servislerini kilitledi. İzmir'de, sadece Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin acil servisine büyük çoğunluğu ‘yüksek ateş ve öksürük’ yakınmasıyla bir günde 1009'u çocuk, 2040 kişi başvurdu. Başhekim Yardımcısı ve acil servis sorumlusu Uzm.Dr. Özge Duman Atilla, “Acile başvurular patladı. Tabii ki bunlar da afet yönetimi gibi oluyor. Yoğunluk bizi hem malzeme, hem sedye hem yatak sayısı nedeniyle zorluyor. Biz paçavra gribi diyoruz ama doktoru paçavraya çeviren bir grip açıkçası, acil servisleri etkileyen bir virüs. Hastalık doktorlar arasında da çok yaygın” dedi.;

İnsanlar yeni yıla sadece umutla değil hastalıkla girdi. Pek çok kişi yeni yılın ilk günlerinde soluğu hastanelerin acil servisinde aldı. Dirençli yüksek ateş ve öksürük şikayetinin ağır bastığı, özel bir ad konmayan ‘bir çeşit gribal enfeksiyon’ olarak isimlendirilen hastalık özellikle çocuklarla yaşlıları vurdu, perişan etti. Vatandaşlar, ‘Bu nasıl grip?’, ‘Aşı niye olduk?’, ‘Neden aşıya rağmen hasta olduk?’ sorularına yanıt ararken; ateşini düşüremedikleri, şuruplara karşın öksürüğü kesilmeyen bebeklerin, çocukların anne ve babaları “Grip değil de başka bir hastalık mı?” paniği yaşadı. Hastanelerin poliklinikleri normal yükünü omuzlarken, acil servisleri benzer şikayetlerle başvuranlarla doldu taştı. Acil serviste hastalara malzeme, sedye, yatak yetiştirmekte zorlandıklarını, 9 doktorun görev yaptığı acile hafta sonunda 2 meslektaşıyla birlikte takviye güç olarak geldiklerini belirten Tepecik Eğitim Hastanesi Yetişkin Acil Sorumlusu Acil Tıp Uzmanı Dr. Özge Duman Atilla, “İnanılmaz bir yoğunlukla karşı karşıyayız. Polikliniklere başvuranların dışında acile günde bin hasta başvuruyor” dedi.

‘PAÇAVRA GRİBİ DİYORUZ’

Yaşlı hasta başvurusunun çok yüksek, genç başvurularda da yoğunluklu olarak üst solunum yolu enfeksiyonu, yüksek ateşe dayalı hastalıkların yaygın olduğunu belirtin Uzm. Dr. Atilla şöyle konuştu:

“Acilin hasta sayısı patlamış halde. Tabii ki bunlar da afet yönetimi gibi oluyor. Açıkça hem malzeme, hem sedye hem yatak sayısı nedeniyle bizi zorluyor. Başvuranlar genellikle aslında çok ölümcül seyretmeyecek basit gribal enfeksiyonlar ve soğuk algınlığı şeklinde. Özellikle genç yüksek ateşli olanların, gündüz iş saatlerinde mutlaka poliklinikler ve aile hekimliği sistemini kullanmalarını istiyoruz. Acil servislere ne kadar yüklenirlerse bizim daha çok dikkat etmemiz gereken bir kalp krizi, şeker hastası, ölümlü seyredebilecek yaşlı hastaları atlayabiliriz. Bu hastaları riske atmamak için isteğimiz bu. Doktorlar arasında hastalık çok yaygın görülüyor. Bende de bir haftadır öksürük ve ateş var. Kendimizi koruma anlamında maske takabiliyoruz ama hasta bunu çok olumlu karşılamıyor. Bin hastanın başvurduğu acilde bu önlemi almak zorundayız. Çünkü enfekte hasta öksürük, aksırık, konuşma sırasında damlacık enfeksiyonuyla bize bulaştırıyor. Hemşire ve ve hekimler de hasta. Biz paçavra gribi diyoruz ama bu doktoru paçavraya çeviren bir grip açıkçası. Acil servisleri etkileyen bir virüs.”

GÜNDE BİN ÇOCUK GETİRİLİYOR

Çocuk Göğüs Hastalıkları ve Alerji Uzmanı Dr. Süphan Özyurt da çocuk acile normal zamanda 400 hasta başvururken, son günlerde bu sayının günlük bini aştığını söyledi. Özyurt şöyle konuştu:

“Yaklaşık bir haftadır acil servisimize öksürük ve yüksek ateş yakınması ile başvuran hasta sayısında çok büyük artış var. Günde başvuran bin civarında hastanın büyük çoğunluğunun yakınmaları bunlar. Viral üst solunum yolu hastalığı diyoruz. Değişik virüslerle olabilen, üst solunum yollarını tutan, öksürükle seyreden bir hastalık grubu. Bu grupta son dönemdeki salgında ateş yüksekliği biraz daha uzun seyrediyor. Biz normalde viral enfeksiyonlarda birkaç gün ateş yüksekliği görürken, bu biraz daha uzun, 3-4 günü aşan ateş yükseklikleri oluyor. Ve öksürük yakınması çok ön planda. Çocuklar art arda durmadan öksürdüğü için aileler ‘ciğerlerinde mi bir şey var, zatürree ya da başka hastalığı mı var’ diye paniğe kapılıyorlar. Bu nedenle başvurular çok fazla” dedi.

Hastalığın olası yan etkileri nedeniyle tehlikeli olabileceğine de dikkat çeken Özyurt sözlerini şöyle sürdürdü:

“örneğin ateş yüksekliklerine hakim olunamazsa çocuklar havale geçirebilir ya da vücut direncinin kırılmasıyla birlikte diğer bakteri dediğimiz mikroplarla olan enfeksiyonlar eklenebilir, o zaman tehlikeli boyutlara ulaşabilir. Ülkemizde beslenme çok iyi değil. Birçok hastamızda beslenme bozukluğu var. Demir eksikliğine bağlı kansızlık sorunu olan hastalarımız var. Bu nedenle hastalık biraz daha ağır seyredebilir ve diğer enfeksiyonlar üzerine binebilir diye düşünüyoruz. Ateş düşürücülerle, bol sıvı alımıyla, istirahatle bunlara ancak öyle hakim olabileceğimizi düşünüyorum. Grip aşısını halen risk grubundaki hastalara öneriyoruz. Beslenme bozukluğu olmayan, kronik bir hastalığı olmayanlara rutin olarak grip aşısı yapılmıyor. Grip aşısı olanlar da gene hasta zaten. Aşılar sadece influenzanın belli tipleriyle, geçen seneki en çok hastalık yapanlarla oluşturulan aşılar. Bu nedenle bu ya değişik bir tip veya başka bir virüs. Bu nedenle beslenme, bol sıvı alma, beslenme bozukluklarının tedavisi öncelikli koruma yöntemleri. Ama şu anda da toplu taşım araçlarında, kalabalık bulunulan yerlerde mümkünse hasta kişilerin maske kullanması, sağlıklı kişilerin hasta kişilerle yakın temasta bulunmaması, eve girer girmez el yüz yıkanması, yararlı olur.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!