İkram TEKMANLI/ ERZURUM, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 15, 2007 12:23
ATATÜRK Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmada, Doğu Anadolu'dan Batı bölgesine göçün en önemli nedeninin sağlık hizmetlerindeki yetersizlikten kaynaklandığı belirtildi.
Türkiye'nin en fazla göç veren bölgelerinden Doğu Anadolu’da,
Atatürk Üniversitesi’nce desteklenen bilimsel araştırmayla, göçün öncelikleri ortaya çıkarıldı. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Uğur Güllülü, Dekan Yardımcısı Doç.Dr. Kerem Karabulut ve araştırma görevlisi Dilek Polat tarafından hazırlanan, ‘Ağrı Alt Bölgesi’nde Göç Eğilimi ve Sosyo-Ekonomik Nedenleri’ araştırmasında göçün nedenleri araştırıldı. İki yıl süren çalışma sonucunda bölgede yoğun olarak yaşanan göçün en önemli sebebinin, ekonomik nedenlerden ziyade sağlık hizmetlerindeki yetersizliklerin etkili olduğu tespit edildi.
Yapılan çalışma aynı isimle kitap halinde yayınlandı.
Doç. Dr. Kerem Karabulut, proje için Ağrı, Iğdır, Kars ve Ardahan'da 1600 kişiyle yüz yüze görüşme yaptıklarını söyledi. Doç.Dr. Karabulut, göçünün en önemli etkenleri başında ekonominin geldiğine dair inanış bulunduğunu hatırlatarak, “Ancak yapılan araştırma bunun böyle olmadığını, hatta ekonomik nedenlerin son sırada yer aldığını gösterdi. İnsanlar daha iyi sağlık hizmeti alabilmek için göç etmek zorunda kalıyorlar” dedi. Doç. Dr. Karabulut, son dönemlerde etkili olan küresel ısınmanın göçü tersine çevirebileceğini, bölgeye hakim iklimin kuraklık tehlikesi yaşayan insanlara cazip gelebileceğini bildirdi.
Bölge halkının başka kente göç etmesinde en önemli etkenin sağlık hizmetlerindeki yetersizliğin yer aldığını belirten Doç.Dr. Kerem Karabulut, şu bilgileri verdi:
“Sağlıktaki yetersizlikten sonra sırasıyla eğitim hizmetleri, sosyal faaliyetlerin azlığı, iklim şartlarının zorluğu ve daha iyi iş bulma imkanı göç etmede belirleyici oluyor. Ancak Ağrı Alt Bölgesi’nde yapılan bu araştırmada ortaya çıkan veriler, sadece bu 4 ili değil bütün Doğu Anadolu insanını kapsıyor denebilir. Hasta başına düşen hekim sayısı ve hasta yatağı sayısının Türkiye ortalamasının çok altında olması, hastanın gerekli ilgiyi görmediğini düşünmesi göçte etkili oluyor. Yapılan araştırma sonucu elde ettiğimiz göçün nedenleri gelişmiş ülkelere göre farklılık gösteriyor. Gelişmiş ülkelerde göçün en önemli nedeni ekonomik olduğu halde bu bölgede ekonomi 5'inci sırada yer alıyor. Bu da bölgedeki terörün kaynaklarından biri olarak gösterilen işsizliğin, vatandaşlar için alt sıralarda yer aldığını gösteriyor.”
Daha iyi bir yaşam için doğduğu toprakları terketmek zorunda kalanların atılacak adımlarla büyük oranda önlenemebileceğini vurgulayan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Dekan Yardımcısı Doç.Dr. Kerem Karabulut, şöyle devam etti:
“Bunu sağlamanın ilk yolu bölgenin yaşanabilir hale getirilmesidir. Sağlık ve eğitim hizmetleri süratle iyileştirilmeli, sağlık hizmetlerinden kaliteli, adil ve eşit faydalanma sağlanmalı, eğitimde fırsat eşitliği tanınmalıdır. İnsanların aileleriyle gidebilecekleri alanların sayısı artırılmalı, sanatsal ve kültürel faaliyetlere ağırlık verilmeli. Bölgedeki gelir dengesizliğinin giderilmesi için uygun ortam hazırlanmalı ve uygulamalar yapılmalıdır. Örneğin, 1990 sonrası bölgede ortaya çıkan dış ticaret potansiyeli, bölge için önemli avantaj olarak görünmektedir. Sınır komşusu ülkelerle ticaret, eğitim, sağlık ve turizm alanında adımlar atılmalıdır.
Devlet- özel sektör işbirliğiyle bölge insanına girişimcilik gücü kazandırılması için eğitim çalışmaları yapılmalıdır. Sosyal huzursuzlukların göç sebebi olmaması için özellikle kamu yönetici ve görevlilerin en nitelikli ve deneyimli kişilerden oluşması önemli faydalar sağlayabilir. Bölgeyi bilmeyen, yeterli deneyimi olmayan 24- 25 yaşlarında genç amirlerin, sorunları çözmede bazen yetersiz kaldıkları görülmektedir. Bunun yerine daha deneyimli yöneticiler atanabilir. Olumsuzluk sıralamasında 4'üncü sırada yere alan iklim koşulları, göçü önlemede pozitif katkı yapan unsura dönüştürülebilir. Örneğin, kar sporları, kar ile ilgili sanatsal ve eğitim faaliyetleri yapılabilir. Ayrıca son dönemde dünyayı ve Türkiye’yi etkisi altına alan küresel ısınma sonucu, büyükşehirlerde sorun yaşayan insanların tersine göçü sağlanabilir.”
Doç.Dr. Karabulut, bölgedeki etnik yapının göç sebebi olarak değerlendirilemeyeceğini, mevcut yapının korunmasının göçü önleyeceğini, bu amaçla politikalar üretilmesi gerektiğini bildirirken, “Yaşanan göçün tersine çevrilmesi çabalarıyla bölgesel kalkınmaya katkı yapan unsur haline dönüştürülmesi mümkündür. Bunun için model konutlar ve çeşitli altyapı yatırımları tamamlanarak geriye göç için uygun ortam hazırlanmalıdır. Çünkü göç eden bölge insanları çoğunlukla ayrıldığı yerdeki durumundan daha üst bir gelir seviyesine ulaşmakta buna rağmen bölgeye olan duygusal bağlılıkları devam etmektedir.” dedi.