Güncelleme Tarihi:
Bu süreci konforlu bir şekilde atlatmak için bir takım tedbirler alınması önemlidir. Memorial Hizmet Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Hakan Peker, adet öncesi gerginlik sendromuna karşı alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi.
SAKARLIK VE AĞLAMA KRİZLERİNE NEDEN OLABİLİYOR
Adet öncesi gerginlik sendromu, beklenen adetten 10-15 gün önce başlayan ve adet bitene kadar devam eden duygu durum değişiklikleri (depresyon, anksiyete), uykusuzluk, gerginlik, göğüslerde hassasiyet, vücutta şişkinlik, yorgunluk, sıcak basmaları, iştah değişiklikleri, baş ve kasık ağrısı, konsantrasyon azlığı, sakarlık, ağlama krizleri gibi davranışsal değişiklikler gibi şikayetleri içeren sendromdur. Kadınlar arasında %75 oranında görülen bu şikayetler eğer bayanlarda adetin ikinci yarısında ve de en az 2 siklus (adet dönemi) görülüyorsa adet öncesi gerginlik sendromu tanısı konulabilinmektedir.
DEPRESYON, AŞIRI SİNİRLİLİK VE HAFIZA KAYBINA DİKKAT
Her kadında adet öncesi dönemde bazı belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtilerin amacı kadının adet olacağından haberdar edilmesi ve böylece hazırlıksız yakalanmasının engellenmesidir. Bu belirtiler kadınların yarısından daha azında rahatsız edici, ancak dayanabilecek şiddette olurken, %5 kadın oldukça şiddetli belirtiler hissettirmektedir. Depresyondan endişeye ve aşırı sinirliliğe kadar pek çok değişik duygu durumu olabilmektedir. Bazı kadınlarda hafif hafıza kaybı görülebilir. Bazı kadınlarda görülen depresyon hali, huzursuzluk ve gerginlik tablosuna Premenstruel disforik bozukluk (PMDD) adı verilmektedir.
UZMAN YARDIMI ALINMALI
Adet öncesi gerginlik sendromu yumurtalıkları düzenli çalışan, yumurtlaması olan kadınlarda görülmektedir. En sık görülme yaşı 20’li yaşların sonları ile 30’lu yaşların başlarıdır. Bu sendrom, yumurtlamanın olmadığı ergenlik ve menopoz döneminde görülmemektedir. Bir kişiye premenstruel sendrom tanısını koymak için günümüzde geçerli tarama ve tanı testi yoktur. Bu sendromda görülen şikayetlerle ilgili olabilecek psikiyatrik, mide, bağırsak, genital ve idrar yoluna ait hastalıkların muayene ile yok edilmesi ve doktorun bu sendromdan şüphelenip hastanın hikayesini öğrenmesi ve ile tanı konulması gerekmektedir.
YOGA VE DÜZENLİ EGZERSİZ TEDAVİDE ÖNEMLİ
Bu sendrom, öneriler ve ilaç desteği ile tedavi edilmektedir. İlk önce yeme alışkanlığının değiştirilmesi gerekmektedir. Az ve sık, yağsız karbonhidrattan zengin düzenli dengeli beslenmek gerekmektedir. Ayrıca kafein, alkol, sigara, çikolatadan uzak durmak faydalı olmaktadır. Stres ile başa çıkabilmek için yoga veya düzenli egzersiz yapılabilir. Düzenli egzersiz, serotonin hormonunun artmasını sağlayarak tedavide etkili olmaktadır.