Güncelleme Tarihi:
Gastroenteroloji profesörü Ethem Tankurt, sosyolojik faydası "40 yıl hatırı vardır" sözcükleriyle dillendirilen kahvenin, insan sağlığına olumlu etkisinin Güney Kore’de yaklaşık 8 yıllık bir çalışmanın sonuçlarıyla ortaya konulduğunu belirtti. Kahve tüketiminin, en tehlikeli hastalıklardan karaciğer kanserinden korunmada önemli rolü olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tankurt, "Kahve tüketenlerin karaciğer testlerinin tüketmeyenlere göre daha iyi çıktığı biliniyor. Zaman zaman kahvenin olumlu etkilerine yönelik gözlemlere dayanan, çok küçük hasta gruplarından elde edilen verilen gündeme getiriliyor. Ancak bu kez kahvenin karaciğer kanserinden koruduğu Güney Kore’de gerçekleştirilen bir çalışmayla ortaya konuldu" dedi. Diğer tarafta ise fazla kafeinin vücutta önemli zararları da var.
KAHVE KARACİĞER KANSERİ OLUŞMASINI ENGELLİYOR
Çalışmanın uluslararası tıp dergisinde yayımlandığını, bilim adamlarının ve kamuoyunun bilgisine sunulduğu ifade eden Prof. Dr. Tankurt şunları söyledi:
"Daha önce batı ülkelerinde tek tük kahvenin karaciğer kanseri ile ilişkisini gösteren çalışmalar vardı. İlk kez bu kadar geniş bir hasta grubunda kontrollü bir çalışma olması önemli. 1364 hastayı kapsayan bir çalışma yapılmış. Çalışmanın bizim de içinde olduğumuz coğrafi bölgeden çıkması da önemli. Bu araştırmada karaciğer kanseri, kronik karaciğer hastalığı (sirozu) olan hem de hastaneye kontrol (check-up) için başvurmuş kişiler baz alınmış. Karaciğer kanseri olma sıklığına bakılmış. Karaciğer kanseri olan kişilerde risk ve koruyucu faktörler sorgulanmış. Alkol kullanımı, obezite ve yağlı karaciğer hastalığı, sigara içme, kronik hepatit B ve kronik hepatit C, buna bağlı siroz incelenmiş. Bunlar zaten bizim bildiğimiz karaciğer kanseri oluşumuna yol açan risk faktörleri. Bu araştırmada da bunlar doğrulanmış. Bunlar karaciğer kanseri oluşmasını sıklaştırıyor ve artırıyor. Yeni olansa bu kişilerin ne kadar kahve tükettikleri. Öncelikle tüketip tüketmedikleri, tüketiyorlarsa günde kaç fincan içtikleri, ne sürede tükettikleri sorulmuş. Örneğin 20 bin gün sınır olarak alınmış. Günde 3 fincan baz alınmış. Çok belirgin olarak yüzde 44-45 oranında normal ve sirozlu olan kişilerde karaciğer kanseri oluşmasını önlüyor. Kahveyi uzun süre ve günde 3 fincan ve üstü tüketenlerde karaciğer kanseri öbür risk faktörleri olsa dahi belirgin olarak daha az görülüyor. Burada yalnız hepatit B biraz ilginç. Hepatit B’ye bağlı bir karaciğer kanserinde ise kahve korumuyor. Ama bunun dışındaki sebeplerde, örneğin alkol, yağlı karaciğer, obeziteye bağlı sirozda, bu sebeplerin oluşturduğu karaciğer kanserinde kahve tüketimi ve özellikle gençlikten beri kahve tüketimi varsa, üç fincan ve üzeri ise bu grupta karaciğer kanseri oluşmasını engelliyor."
KAHVENİN SAKINCALI OLDUĞU DURUMLAR VAR
Prof. Dr. Ethem Tankurt, kahve tüketiminin sakıncalı olduğu durumlarla ilgili de uyarıda bulundu. Reflüsü olanların kahve tüketimi konusunda dikkatli olması gerektiğini kaydeden Tankurt, "Kahve kafein içerdiği için kalp hastalıkları, ritm bozuklukları, hipertansiyonu olan kişilerin ölçülü ve dikkatli tüketmesi lazım. Öyle sorunları yoksa karaciğer kanserine karşı kahve faydalı. 20 bin gün, günde 3 fincan denilmesi, gençlikten beri kahve tüketimi ile ilgili. Siroz olduktan sonra kahve tüketmeye başlamanın bir etkisi olacağını sanmıyorum. Sağlıklı genç kişilerin kahve tüketmekten kaçınmamalarını öneririz" dedi.