Güncelleme Tarihi:
Erişkinlerde yaklaşık 200 olan hematolog sayısının bine çıkması gerektiği; bu kapsamda alanın tercih edilmesi için cazip hale getirilmesi ve performans değerlerinin gözden geçirilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Hematoloji Uzmanlık Derneği Başkanı Prof. Dr. Süleyman Dinçer, Türkiye'de hematolog sayısının yeterli olmadığını belirterek, "Yeni hematologlar yetişmiyor. Çünkü, zor bir branş ve karşılığı yok" dedi.
Ülke genelinde toplam erişkin hematolog sayısının yaklaşık "190-200 civarında olduğunu" ifade eden Dinçer, kaliteli bir sağlık hizmeti verilebilmesi için "hematolog sayısının bine ulaşması gerektiğini" dile getirdi. Aynı durumun çocuk hematologları için de geçerli olduğuna dikkati çeken Dinçer, bu branşta da sayının yaklaşık 250 olduğunu ve sayının mutlaka artırılması gerektiğini dile getirdi.
Dinçer, hematologların büyük kısmının büyükşehirlerde toplandığını anlatarak, çoğu ilde ise olmadığını öne sürdü. Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Samsun, Kayseri, Sivas, Diyarbakır, Gaziantep, Trabzon, Erzurum'da hematolog bulunduğunu; bunun dışındaki birçok ilde hematolog sıkıntısının bulunduğunu bildirdi. Hematolog bulunmayan illerdeki hastaların, tanı ve tedavi için büyükşehirlere geldiğini aktaran Dinçer, bu şekilde yapılan tedavi seçeneğinin hem mevcut hekimin iş yükünü artırdığını hem de hasta ve hasta yakınları açısından sıkıntılara neden oldabildiğini söyledi.
"HEMATOLOJİ, CAZİP HALE GETİRİLMELİ"
Dinçer, sağlıklı ve kaliteli hizmet sunumu için en kısa zamanda hematolog sayısının artırılması ve illere göre eşit görev dağılımının yapılması gerektiğini, söz konusu uzmanlık alanının cazip hale getirilmesi, tercih edilmesi için teşvik edici uygulamaların hayata geçirilmesi gerektiğini bildirdi.
Performansa dayalı ücretlendirme politikasının "hematoloji" branşı için uygun olmadığını belirten Dinçer, şunları kaydetti:
"Yeni hekim yetişmiyor, çünkü hekimler yan dal uzmanlığı olarak tercih etmiyor. Emeklerinin karşılığının, bu sistemde alamıyorlar. Farklı bir branş, gün içinde yaptığı bir uygulamadan ciddi oranlarda ücret alabilirken, hematolog onun aldığı ücretin yanından geçemiyor. Bu branşta, hekimin yapacağı çok bir işlem bulunmuyor.
Bir hasta yaklaşık bir ay hastanede kalıyor. Yatak sayılarının da az olduğu ülkemizde bir hematolog kaç hasta muayene edebilir ki? Oysa kardiyoloji, Gastroentroloji gibi branşlarda ise böyle bir durum söz konusu değil. Gereklilik halinde çok sayıda işlem ve muayene yapılabiliyor ve bunların performanstaki karşılıkları yüksek oluyor. Bu alanda yapılan işlem ise kemoterapi ve sonrasında kemik iliği nakli. Herkesin de kemik iliği nakli ruhsatı bulunmuyor."
Hematoloji, yoğun, zor ve meşakkatli bir iş olduğunu ileri süren Dinçer, hematologların, muayene ve işlemlerden elde ettiği ücretin de çok düşük olmasının, alanın tercih edilmemesinde önemli bir etken olduğunu söyledi.
"SGK VE SAĞLIK BAKANLIĞI'NA ÇOK İŞ DÜŞÜYOR"
Hematoloji için özellikle SGK ve Sağlık Bakanlığı'na çok iş düştüğünü belirten Prof. Dinçer, performans ölçümlerinin tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini öne sürdü.
Kemik iliği nakli için donör havuzlarının oluşturulmasının para işi olduğunu, Türkiye'de ise bu konu için yeteri kadar yatırım yapılmadığını belirten Dinçer, şunları kaydetti:
"Kemik iliği nakli için donör lazım. Donör bulma işi, biraz para işidir. Asgari, bir donör testinin maliyeti 80 avro civarında. Bağışçı yok, olduğunu farz ettiğimizde de test için gerekli parayı kim karşılayacak? Bağışçıdan alınamayacağı gibi tedavi olmadığı için SGK kapsamında da geri ödemeye girmiyor.
SGK, ancak hasta olan bir kişi için, ailesinden bulunamadığında gereklilik halinde dışarıdan test yapılması için izin veriyor. O da belli sayıda kısıtlı kalıyor. Bağışçı sayısının artması ve kök hücre havuzunun dolması için maliyetin karşılanması gerekiyor. Buna üniversitelerin gücü yetmez. Maliyet karşılanacak ki ortalama milyon düzeyinde bir donör havuzu olacak, o zaman yapılan taramalardan para kazanılır, testler yapılabilir ve hatta yurt dışına hizmet verilmeye başlanır."