Güncelleme Tarihi:
Prof. Dr. Avcı, yaptığı açıklamada, 2002 yılında Prof. Dr. Sinan Taş ile deri kanserini model alarak yürüttükleri Faz 2 çalışmasında, tümör gelişiminde temel rol oynayan “hedgehod” sinyal ileti yolunu “cpclopamine” ile seçici olarak bloke ettiklerini, bu sayede tümörlerde hızlı küçülme ve kaybolma, tümör hücrelerinde normal yapıya doğru farklılaşma belirlediklerini anlattı.
Konvansiyonel kanser tedavisi ilaçlarının seçici olmamalarından dolayı normal hücrelerde oluşturduğu DNA hasarlarının, bu tedavileri gören hastalarda başka sorunlara yol açtığını ancak şu anda yürütülen çalışmalar sonrası başlayacak yeni dönemde bu sorunun ortadan kalkacağını belirten Avcı, yeni nesil kanser ilacına ilişkin kendisinin de dahil olduğu Faz 3 (insan kullanımına geçilmeden önceki son aşama) çalışmalarının büyük bir ilaç firması tarafından yürütüldüğünü ifade etti.
Seçici tedavilerde, tümör hücrelerinde küçülmeye neden olan “programlanmış hücre ölümü”nü DNA hasarı oluşturmadan başarabilmenin pek çok yan etkiyi ortadan kaldıracağını dile getiren Prof. Dr. Avcı, şu bilgileri verdi:
“Elde edilen verilerin etkinlikleri tekrar test ediliyor, güvenlik profilleri ortaya çıkarılıyor. Çok sayıda hastadan elde edilen verilerle ilacın etkinliği ve olası yan etkileri daha geniş çerçevede değerlendiriliyor. Sonrasında da ruhsat çalışmalarına geçilecek. Bu çalışmayla, birçok kanserin tedavisinde çok önemli bir aşamaya geçilmiş olacak.
Elde edilen veriler Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi ve Avrupa'daki benzeri EMEA başvurularında kullanılacak, daha sonra firmaların ulusal sağlık bakanlıklarına başvurarak ruhsat alınacak, ondan sonra da hekimler bu ilaçları kullanmaya başlayabilecek.”
"KANSER TEDAVİSİNDE AÇILACAK YENİ DÖNEME GİDEN YOL OLDUKÇA KISALDI"
Kanser kemoterapisinde ideal tedavinin üç özelliği olduğunu belirten Prof. Dr. Oktay Avcı, şöyle konuştu:
“İdeal tedavi, normal hücrelerde DNA hasarı oluşturmayacak, çok efektif biçimde tümör hücrelerini öldürecek ve aynı zamanda tümör dokusundaki hücreleri yeniden normal hücrelere farklılaştıracak. Şimdiye kadar mecburi olarak kullanılan konvansiyonel ilaçlar, seçici tedaviler olmadığından yan etkiler ortaya çıkıyor. Saçları dökülüyor, kemik iliği baskılanıyor. Özellikle çocukluk çağı tümörlerinde iyi gözlendiği gibi hastayı kurtarsanız bile daha sonraki yıllarda bir başka kanser ortaya çıkabiliyor.”
Pek çok kanser türünün, gelişim sürecinde ortak sinyal ileti yollarını kullandığını, bu ileti yolları üzerinde bulunan genlerde mutasyonlar sonucu kanser geliştiğini ifade eden Avcı, “Aynı tür kanserde hastadan hastaya farklılaşan bu mutasyonların saptanarak buna uygun ilaç kullanımı dönemi yakında başlayacak” dedi.
Avcı, kanser tedavisinde açılacak yeni döneme giden yolun oldukça kısaldığını, gelecek için oldukça umutlu olduklarını vurguladı.
Kendi çalışmalarından elde ettikleri verilerin, cyclopamine maddesinin aşırı hücre çoğalmasıyla seyreden psoriasis (sedef hastalığı) gibi çok sık görülen hastalıklarda ve insan derisinde leke gelişimiyle seyreden çeşitli hastalıklarda çok etkili tedavi olanağı sağlayabildiğini gösterdiğini de bildiren Avcı, bu tedavilerin bilimsel ve legal süreçleriyle patent süreçlerinin tamamlandığını sözlerine ekledi.