Güncelleme Tarihi:
Doç. Dr. Vardareli, yaptığı açıklamada, göğüs boşluğu ile karın boşluğu arasında bulunan ve diyafram adı verilen kasın bir yarısının istem dışı kasılmasıyla hıçkırık ortaya çıktığını dile getirerek, bu kasılma sırasında ses tellerinin ani ve sert kapanmasıyla gırtlakta özel bir sesin oluşmasına yol açtığını anlattı.
Bazen kesik kesik, bazen peş peşe duyulabilen hıçkırık krizlerinin, uzun sürüp geçmemesinin stres yaratabildiğini ve hıçkırığı geçirmek için yapılanların işe yaramayabildiğini vurgulayan Vardareli, 48 saati aşan ve geçmeyen hıçkırıkların altından başlıca 5 hastalık grubunun çıkabildiğini söyledi.
“Sindirim sistemi, metabolik hastalıklar, akciğer hastalıkları, kalp hastalıkları ve merkezi sinir sistemi hastalıkları, geçmeyen hıçkırıkların altında yatan nedenler arasında yer alabiliyor” diyen Vardareli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“48 saati aşan ve geçmeyen hıçkırıkların altında, akciğer ve beyin tümörü ile kalp zarında enfeksiyon oluşması, beyin damarlarında tıkanma gibi ciddi hastalıklar yer alabiliyor. Bazen reflü hastalığı gibi bir neden, bazen de nadir olarak diyafram hareketlerinin nöral kontrolünü sağlayan sinir sistemi bölümünü etkileyen tümör gelişimi hıçkırığa yol açabiliyor. Bu nedenle inatçı hıçkırıkların nedeni araştırılmalıdır.”
Vardareli, geçmeyen hıçkırıkların hangi hastalıklarla ilgili olabileceğini de, şöyle sıraladı:
“Gastrointestinal sistem hastalıkları; reflü, gastrit, ülser, apandisit, bağırsak tıkanıklığı, inflamatuar bağırsak hastalığı, safra kesesi iltihabı, karaciğer apseleri. Metabolik hastalıklar; şeker hastalığı, gut, serum tuz ve potasyum düzeyinde değişiklikler. Akciğer hastalıkları; akciğer enfeksiyonları, akciğer tümörü, astım, sarkoidoz hastalığı. Kalp hastalıkları; kalp krizi, kalp zarında enfeksiyon oluşması. Merkezi sinir sistemi hastalıkları; beyin damarlarında tıkanma, beyin travması, beyin tümörleri, enfeksiyonları.”
Tüm bu hastalıkların dışında kullanılan bazı ilaçların ve psikolojik nedenlerin de hıçkırığa neden olabileceğine dikkati çeken Doç. Dr. Eser Vardareli, çok fazla miktarda ve hızlı yemek yemek, asitli ve baharatlı yiyecekler, yiyeceklerin çok soğuk veya çok sıcak yenmesi ve alkol tüketimiyle de kısa süreli hıçkırık gelişebileceğini belirtti.
HIÇKIRIĞA KARŞI 6 YÖNTEM İŞE YARAYABİLİYOR
Hıçkırıkların genellikle kısa süreli olduğunu ve bazen kendiliğinden geçtiğini ifade eden Vardareli, ancak bazı yöntemlerin de hıçkırığın geçmesini sağlayabildiğini kaydederek, hıçkırığı geçirmeye yarayan başlıca 6 yöntemi de şöyle sıraladı:
“Derin nefes alıp vermek. Nefesi tutmak. Bir kağıt torba içine nefes alıp vermek. Boğazda uyarıya neden olabilecek bir küçük kaşık toz şeker yutmak. Limon suyu veya sirke yutmak. Buzlu su içmek.”
Uzun süren hıçkırıklarda hastanın mutlaka bir doktora başvurmasının gerekli olduğuna değinen Vardareli, “Ayrıntılı öykü ve fiziki inceleme, bize genellikle hıçkırığın sebebi ile ilişkili önemli ip uçları veriyor. Buna göre de hastaya öncelikli olarak birtakım tetkikler yapılıyor. Tetkik sonuçları ile hastanın iç hastalıkları-gastroenteroloji, nöroloji veya ilgili hekimlerce tedavisi düzenlenerek takip ediliyor” şeklinde konuştu.