Güncelleme Tarihi:
Akdemir, doğumsal kalp hastalıkların büyük oranda tedavi edilebildiğini ancak bunun için “altın dönem” denilen belirli bir zaman periyotu olduğunu söyledi.
Doğumsal kalp hastalıklarının sebebinin tam olarak bilinemediğine işaret eden Akdemir, Bazı durumlarda genetik geçişin yüksek risk taşıdığını ifade ederek, nedenin kesin olarak şudur denemeyeceğini vurguladı.
Doğumsal kalp hastalıklarının birçok disiplini ilgilendiren bir hastalık olduğuna dikkati çeken Akdemir, şunları söyledi:
“Doğumsal kalp hastalıkları farklı bir konu ve gerçekten değişik bir disiplin adı altında izlenmesi gerekiyor. Anne karnındayken daha çok kadın doğumcuları ve embriyologları ilgilendiriyor. Doğduktan sonra çocuk kardiyologlarını ve çocuk sağlığı hastalıkları uzmanlarının incelemesi alanına giriyor. Belli bir yaşın üstünde de erişkin kardiyologlar tarafından takip ediliyor. Bu işin bir de cerrahisi var yani çoklu disiplin ilgilendiren bir hastalık grubu.”
ANNE KARNINDA TEŞHİS
Doğumsal kalp hastalıklarının anne karnında teşhis edilebileceğini dile getiren Akdemir, Türkiye'deki sağlık sisteminin geldiği noktada bu tür hastalıkların tespitinin kolaylaştığını söyledi.
Genelde kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarının hastalarının tamamına ultrason yaptığını ve kuşku duyulan hastaların 2. düzey ultrasonla daha detaylı bir incelemeden geçirildiğini belirten Akdemir, yetişmiş uzmanlar tarafından yapılan bu detaylı taramayla bebekte ne tür kalp rahatsızlıklarının olduğunu, bu rahatsızlıkların ölümcül olup olmadığının tespitinin yapıldığını ifade etti.
"KALP BÜTÜN ORGANLARI İLGİLENDİREN HAYATİ BİR ORGAN"
Kalbin bütün organları ilgilendiren hayati bir organ olduğunun altını çizen Akdemir kalpteki herhangi bir gelişme kusurunun tek başına etkili olmadığını, genelde eşlik eden bir takım bulguların olduğunu söyledi.
“Örneğin bir yerde delik varsa diğer damarda daralma olabilir”diyen Akdemir, “Kalbinde bir hastalık varsa böbreğinde de, beyninde de, gözünde de olma sıklığı artar. Bir takım hastalık birliktelikleri dediğimiz sendromlarla birlikte olabilir. Tek başına bir delik ya da tek başına bir doğumsal kalp hastalığı diye bakmamak lazım” diye konuştu.
Doğumsal kalp hastalıklarının teşhis edildikten sonra bir takım sınıflamalara tabi tutulduğunu aktaran Prof. Dr. Akdemir, “Hastalıkların hemen hemen yüzde 90'ına yakınında açık cerrahi ya da kapalı tedavilerle nihai bir çözüm bulunabiliyor” dedi.
Doğumsal kalp rahatsızlıklarında doğumun kalp merkezlerinde yapılması gerektiğini belirten Akdemir, doktorlar olarak, doğar doğmaz müdahale gerektiren bebeklerin, pediatri merkezlerinde yapılması önerisinde bulundu.