Güncelleme Tarihi:
Konu ile ilgili yazılı açıklama yapan FİZDER şu sözlere yer verdi,
Bilindiği üzere; "Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı - Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü" tarafından yayımlanan; 10.04.2014 tarih ve Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uygulamaları konulu 2014/10 no’lu genelge ile;Sağlık Uygulama Tebliği (SUT)'nin 2.4.4.F-3 maddesinde öngörülen düzenlemeye ek olarak; Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzman Hekiminin A,B,C ve D tanı grubu işlemleri için yalnız ya da bir fizyoterapistle birlikte günlük hasta bakma sayılarında yeni hükümler konarak; hasta muayene ve tedavi kotalarında ciddi bir sınırlamaya gidilmiştir.
"SAĞLIK HİZMETİ BEKLEYEN HASTALARA DARBE"
Bahse konu bu uygulamanın özel sağlık sunucularında açmış olduğu derin yara bir tarafa, asıl darbenin sağlık hizmeti bekleyen hasta vatandaşa vurulduğu çok kısa zamanda anlaşılmış ve ciddi mağduriyetlere yol açmıştır. Vaki durumun düzeltilmesi ve özellikle şifa bekleyen binlerce hastanın bir an önce tedavi imkanına kavuşması için tarafımızca yapılan idari başvurumuz olan 'Yürütmenin Durdurulması' istemimiz; Danıştay 15. Dairesi'nin 13.11.2014 tarih ve 2014/2289-2014/4027 Kar. sayılı ilamlarıyla reddedilmiştir.Bunun üzerine, işbu ret kararına karşı tarafımızca itiraz edilmiş ve konu ‘Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nca 2015/41 Sayılı dosya ile alınmıştır. Kurulca yapılan itiraz incelemesi sonuç vermiş ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 2015 41 Sayılı Kararıyla; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı - Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü" tarafından yayımlanan; 10.04.2014 tarih ve Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uygulamaları konulu 2014/10 no’lu Genelgesinin, uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi hasebiyle, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27/2. maddesi hükmünce yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir.
"TEDAVİ BEKLEYEN HASTA MAĞDUR EDİLİYOR"
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, kararıyla idarenin bir uygulama yaparak; sağlık sunucusunu da, tedavi bekleyen hastayı da ne kadar mağdur ettiğini, kararının gerekçesinde açıkça ortaya koymuştur. Şöyle ki; karara konu değişikliğin 'Usulde Paralellik ilkesi gereğince Tebliğ ile yapılıp,Resmi Gazetede yayınlandıktan sonra yürürlüğe sokulması gerekirken; belirtilen usul ve yöntemler izlenmeden direkt olarak yürürlüğe konulduğu açıkça ifade edilmiştir. Hal Böyle olunca; İdare yani Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/1. maddesi uyarınca;' gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.' İdare, hiçbir surette Yürütmenin Durdurulması kararını uygulamaktan kaçınamaz. Bu sorumluluk, 2577 Sayılı Kanunun 28. maddesi ile açıkça idare yüklenmiş olmakla birlikte, uygulamama halinde sorumlular Türk Ceza Kanunu 257. madde kapsamında suç işlemiş sayılacaktırlar.Ayrıca, kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabileceği 2577 Sayılı Kanunun 28/3. maddesinde hüküm altına alınmış olup, bu hakkımızı saklı tuttuğumuzu ifade etmek isteriz.Böylelikle; SGK'dan bir an önce vaki karar doğrultusunda hareket ederek mağduriyeti gidermesini ve bunu yasal uygulama süresini beklemeden derhal yapmasını beklediğimizi, konunun sonuna kadar maddi-manevi takipçisi olacağımızı bilmelerini ifade etmek istiyorum.