Güncelleme Tarihi:
Ortopedi muayenesine gelen hastalar arasında omuz ağrısı şikayeti diz ve bel ağrısından sonra en sık görülen 3. şikayeti oluşturuyor. Omuz sıkışması ise omuzda ağrı oluşturan sebeplerin başında geliyor. Öyle ki omuz ağrısı yakınması ile başvuran hastaların yüzde 45-60'nda omuz sıkışması tespit ediliyor. En sık sürekli temizlik yapan ev kadınlarında görülen omuz sıkışması erken dönemde tedavi edilmezse kasların kirişlerinde kısmi yırtık ve tam kat yırtıklar oluşabiliyor. Bunun sonucunda ağrı ve hareket kısıtlılığı gittikçe şiddetleniyor ve günlük yaşam kalitesi oldukça bozuyor. Hasta kolunu arkasına götüremiyor, ilikleme ve fermuar çekme gibi işleri yapamıyor. Giderek kolun tüm hareketleri kısıtlı ve ağrılı hale geliyor.
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Uğur Özbaydar, omuz sıkışmasında erken dönemde tedavinin son derece önemli olduğuna dikkat çekerek, “Hastalık erken teşhis edildiğinde ilaç tedavisi, aralıklı soğuk uygulama, omuz hareketlerinin düzenlenmesi ve fizik tedavi ile sorun ortadan kaldırılabilirken, tedavide geç kalındığında ise omzun döndürücü kaslarının sıkışması sonucu oluşan tendon yırtıklarının ameliyatla onarımı gerekli olabiliyor” diyor.
TEKRARLAYAN BAŞ ÜSTÜ HAREKETLER OMZU ZORLUYOR
Omuz hareketlerini sağlayan kaslar (rotator manşet kasları) omuz eklemini çevreliyor. Bu kaslar omuz hareketleri, özellikle de baş üstü hareketleri sırasında omuz çatısını oluşturan kemikler altında sıkışabiliyor. Bu durum da “omuz sıkışması” olarak tanımlanıyor. Doç. Dr. Mehmet Uğur Özbaydar, omuz sıkışmasının en çok tekrarlayan baş üstü hareketler nedeniyle omzu zorlama sonucu oluştuğunu söylüyor. Ülkemizde omuz sıkışması en sık ev hanımlarının cam veya duvar silmek, halı silkmek, perde takıp çıkarmak, yüksek bir dolaptan eşya almak, yüksek rafları temizlemek ve toz almak gibi ev işleri sırasında yaptıkları zorlamalı hareketler sonucu gelişiyor. Bu nedenle ev hanımlarının bu tür hareketleri yaparken dikkatli ve kontrollü olmaları, omzu aşırı zorlamalardan kaçınmaları gerekiyor.
EN SIK GÖRÜLEN YAKINMA, KOLA VURAN AĞRI
Özbaydar, omuz sıkışmasında en sık görülen şikayetin kola vuran ağrı olduğunu belirterek şu bilgileri veriyor: “Ağrı, kimi zaman istirahat ederken, kimi zamansa hareket nedeniyle zorlanma sonrasında aniden veya tekrarlayan zorlanmalar sonrasında yavaş yavaş ortaya çıkabiliyor. Kolun baş üzerine kaldırılması sırasında artan ağrı omzun ön tarafından kolun yan tarafına doğru yayılıyor. Hastalık ilerledikçe gece ağrıları başlıyor. Hasta ağrıdan dolayı şikayetin olduğu omzu üzerine yatamıyor. Omuz hareketleri de ağrı nedeniyle kısıtlanıyor ve hastalık ilerledikçe koldakigüç azalıyor.”
OMUZ VE SIRT KASLARI GÜÇLÜ OLMALI
Omuz sıkışmasından korunmak için omuz hareketlerini sağlayan rotator manşet ile sırt kaslarının güçlü ve esnek olması gerektiğini belirtiyor. Rotator manşet kaslarının güçlü ve esnek olması, tekrarlayan zorlamalara karşı direnci artırıyor. Sırt kaslarının güçlü olması da postürü, bir başka deyişle duruşu düzelterek omuz çıkışını rahatlatıyor. Ayrıca omuz hareketlerinin (özellikle içe döndürme) kısıtlanması, omuz çıkışında daralmaya neden olabiliyor. Bu yüzden omuz hareketlerinin açık olması önem taşıyor. Tüm bu kasların güçlü olması için de düzenli egzersiz (örneğin pilates) yapılması fayda sağlıyor.
ERKEN DÖNEMDE İLAÇ VE FİZİK TEDAVİ YETERLİ GELİYOR
Omuz sıkışmasında ağrı hafif düzeyde başladığı için hastalar genellikle yakınmalarını dikkate almayıp, ağrılar gece uyutmayacak şiddete ulaştığında veya artık günlük işlevlerini neredeyse yapamayacak hale geldiklerinde doktora başvuruyorlar. Doç. Dr. Mehmet Uğur Özbaydar, bu durumda hastanın diğer tedavi yöntemlerinden faydalanma şansının kalmadığı ve tek çözümün ameliyat olduğu uyarısında bulunuyor. Bu yüzden hastaların kolu baş üzerine kaldırdıklarında veya arkaya doğru attıklarında sorun yaşadıklarında zaman kaybetmeden doktora başvurmaları gerekiyor. Erken dönemde ilk tedaviyi ağrıya yol açan, özellikle baş üstü yapılan hareketlerden kaçınmak oluşturuyor.
Doç. Özbaydar, aralıklı soğuk uygulama ve ilaçlarla ağrı ile ödemin azaltılarak omuz çıkışının rahatlatıldığını, ihtiyaç halinde de fizik tedavi yöntemine başvurulduğunu belirtiyor. Bu tedavilerle hastaların çoğunda iyileşme sağlandığını belirten Özbaydar, şikayetlerin devam ettiği hastalarda ise tek çözümün ameliyat olduğuna dikkat çekerek, küçük kesilerden yapılan omuz artroskopisi ile sıkışmanın ortadan kaldırıldığını ve gerekirse hasar görmüş tendonların onarıldığını söylüyor.