Güncelleme Tarihi:
Anne sütünün içerdiği çoklu yağ asitleri ile hayati bir besin olduğunu, bebeği en az altı ay emzirmenin bedensel ve zihinsel gelişim konusunda büyük önem taşıdığını hepimiz biliyoruz.
Geçtiğimiz günlerde İngiltere'de bu konuyla ilgili yeni bir araştırma yapıldı. Yaklaşık 5.000 çocuğu kapsayan araştırmaya göre, en az bir yıl emzirilen çocukların sınavlarda yüksek bir not alma olasılığı, emzirilmeyen çocuklara kıyasla yüzde 38 daha fazla.
Konuyla ilgili daha önce yapılan ve uzun süre emzirilen çocukların daha zeki olduğunu öne süren bazı çalışmalar eleştirilere maruz kalmıştı. Bu eleştirilerin sebebi, daha uzun süre emzirilen çocukların annelerinin daha eğitimli ve varlıklı olmasıydı. Bu avantajlar nedeniyle çocukların zaten okulda daha başarılı olabilecekleri, bunun emzirmeyle bir ilgisi olmadığı belirtiliyordu.
Ancak yeni araştırma, işlerine ve eğitim düzeylerine göre ebeveynlerin sosyoekonomik konumlarının hesaba katıldığı durumda bile sınav sonuçları ile emzirilme arasında bir bağlantı olduğunu ortaya koydu. Araştırmada annelerin 20 kelimelik bir sözcük dağarcığı testiyle ölçülen zekâ ve bilgi düzeyleri de hesaba katıldı.
Araştırmacılar, emzirilen ve emzirilmeyen çocukların ergenlik çağında girdikleri sınavlarda aldıkları sonuçların arasındaki farkın ‘mütevazı’ olduğunu ve çocukların okuldaki başarılarında daha fazla fark yaratabilecek aile zenginliği gibi diğer doğrudan faktörlere bakmadıklarını belirtti.
Çalışmanın baş yazarı olan Oxford Üniversitesi'nden Dr. Reneé Pereyra-Elías, "Daha iyi sınav sonuçları, emzirmenin iyi bilinen faydalarından biri gibi görünüyor. Bu nedenle emzirme eğer mümkünse teşvik edilmelidir” dedi ve ekledi:
“Ama emziremeyen anneler bu konuda kendileri suçlu hissetmemeli ve çocuklarının akademik başarısı konusunda endişelenmemeli çünkü sınav sonuçlarında gördüğümüz farklar büyük değil.”
Archives of Disease in Childhood dergisinde yayımlanan çalışma kapsamında, 2000 ile 2002 yılları arasında doğan ve önceki Milenyum Kohort Çalışmasının bir parçası olan 4.940 çocuk incelendi.
Milenyum Kohort Çalışması (MCS), Eylül 2000 ile Ocak 2002 arasında Birleşik Krallık’ta doğan 18.552 bebeğin ulusal düzeydeki temsili bir çalışmasıdır.
Araştırmaya katılan annelerle yapılan bir ankete göre, çocukların neredeyse üçte biri hiç emzirilmemişti. Geri kalan çocuklar, emzirilme sürelerine göre iki aydan az ile bir yıldan fazla arasında değişen gruplara ayrıldı.
EN AZ BİR YIL EMZİRİLEN ÇOCUKLARIN DÜŞÜK NOT ALMA İHTİMALİ DAHA DÜŞÜK ÇIKTI
En az bir yıl emzirilen çocukların sınavlarda, 4'ün altında veya eski sistemde D'nin eşdeğeri veya daha düşük not alma ihtimali, hiç anne sütü ile beslenmemiş olanlara kıyasla yüzde 25 daha azdı.
Genel olarak, daha uzun süre emzirilen çocuklar sınavlarda daha başarılı oldu, ancak en güçlü sonuçlar bir yıldan uzun süre emzirilenlerde görüldü.
EMZİRİLEN ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ SORUNLARI RİSKİ DAHA AZ
Anne sütüyle ilgili yapılan bu yeni araştırmayı Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Gökmen Alpaslan Taşkın ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. İsmet Öncü ile konuştuk.
Uzmanlar, anne sütünün beyin gelişimine olan etkisinin altını çizdi ve emzirmenin eğitim hayatına katkı sağladığı sonucunu destekledi.
Öncelikle anne sütünün beyin gelişimine olan etkilerini sorduğumuz Gökmen Alpaslan Taşkın, “Anne sütü, beyin hücrelerinin gelişimi ve hücreler arası ilişkilerin (sinaps) kurulmasında temel rol oynayan siyalik asit açısından da zengindir. Bu siyalik asit seviyeleri anne sütü alanlarda daha yüksek bulunmuştur” dedi ve ekledi:
“Beynin nörolojik gelişimine baktığımızda miyelinizasyon dediğimiz olgunlaşma sürecinin ilk iki yaşta en hızlı olduğunu görürüz. Bu süreçte bebek annesiyle ne kadar fazla iletişim kurarsa (dokunmak, güven duygusu, beslenirken yakın temasla) beyne giden olumlu sinyaller de artar. Yapılan bir başka araştırmada; dört ay ve daha uzun süre anne sütü ile beslenenlerin dört aydan daha kısa süre anne sütü alanlara göre beş yaşta davranış sorunları açısından daha düşük bir riske sahip olduğu gösterilmiştir.”
Anne sütünün yüzde 87’sinin sıvıdan oluşması nedeniyle, ilk altı ay bebeklerin anne sütü dışında su ya da benzeri sıvı gıdalara ihtiyacı yoktur. Yaşamın ilk altı ayında tek başına bebeğin protein gereksinimini karşılar.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. İsmet ÖncüBEBEK HER ACIKTIĞINDA EMZİRMEK ÇOK ÖNEMLİ
Bebeklerin anne sütüne iki yaşına kadar ihtiyaç duyduğunun altını çizen Taşkın, yenidoğanlarda sıklıkla emzirmenin çok önemli olduğunu söyledi.
“Yeni doğan bebeklerin mideleri henüz çok küçük olduğu için az miktarda emerler ve emdikten sonra sıklıkla acıkırlar. Bu nedenle bebeğiniz her acıktığında onu emzirmeniz oldukça önemlidir. Düzenli bir beslenme planı ile ilk aylarda bebeğinizi emzirirken onun sağlıklı gelişimine de katkı sağlayabilirsiniz. Yeni doğan bebek emzirme süresi 15 dakika civarında olmalı ve en fazla 2 saatte bir olmalıdır” diyen Taşkın şu bilgileri de verdi:
“Bebekler ilk aylarda ortalama 15-20 dakika arasında emmeyi sürdürebilir. Ancak henüz çok küçük olan bebekler emerken yorularak uyuyakalabilir. Uyuyakalan bebek sıklıkla acıkabilir. Bebeğinizi emzirdiğiniz 1-2 saat aralıklarında henüz zamanı gelmemiş olsa bile bebeğiniz her acıktığında mutlaka emzirilmeli. Öte yandan bebekleri iki yaşına gelene kadar emzirmek oldukça fayda sağlayacaktır.”
FAYDALARI SAYMAKLA BİTMİYOR: ENFEKSİYONDAN KORUYOR, RUHSAL GELİŞİMİNE KATKI SAĞLIYOR
Dr. Öğr. Üyesi Gökmen Alpaslan Taşkın, anne sütünün faydalarını şöyle detaylandırdı:
-- Anne sütü bebekler için yaşamsal öneme sahiptir. Anne sütü, bebeğin ilk altı ay ihtiyacı olan protein, yağ, demir, vitamin gibi her türlü değeri içeren ideal besin kaynağıdır. İçindeki koruyucu maddeler nedeniyle bebeği enfeksiyonlardan korur.
-- Anne sütünde yeterli miktarda su ve vitamin bulunduğu için, çok sıcak iklimlerde bile bebeğe su vermeye gerek yoktur.
-- Ayrıca emzirme bebeğin annesiyle sevgi bağı kurabilmesi için en iyi iletişim yoludur.
-- Anne sütü bebeği ishal, solunum yolu enfeksiyonu gibi hastalıklardan korur, çene ve diş gelişiminde önemli rolü vardır.
-- Anne sütü ile beslenmiş çocuklar astım, alerji, çocuk diyabeti gibi hastalıklara karşı daha dirençli olmaktadır.
-- Anne sütünün içinde yeterli demir olduğu için, emzirilen bebeklerde kansızlık görülmez.
-- Ayrıca anne sütü alan bebeklerde, pişik, karın ağrısı ve kabızlık daha az görülür. Anne sütü bebeğin ruhsal, bedensel ve zekâ gelişimine yardımcı olur.
SİNDİRİM SİSTEMİ, SİNİR SİSTEMİ, SOLUNUM SİSTEMİNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖNEMLİ
İsmet Öncü ise tüm bunlara ek olarak anne sütünün faydaları için, "Anne sütünde bulunan lipaz düşük safra düzeyinde bile yağ sindirimine yardımcı olur. Ayrıca, anne sütü; sinir ve retina hücrelerinin yapısına giren ve sinir sistemi ve görme işlevlerini gelişiminde rol oynayan araşidonik asit, dokosahekzaenoik asit, linolenik asit ve alfa linoleik asit gibi uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitlerinden zengindir. Özellikle erken doğmuş bebeklerin annelerinin sütlerindeki uzun zincirli, çoklu doymamış yağ asitleri diğerlerine oranla daha yüksektir" dedi ve ekledi:
"Anne sütünde K ve D vitaminleri dışında yağda ve suda eriyen vitaminler süt çocuğu için yeterli düzeydedir. Anne sütünde başta sindirim sistemi, merkezi sinir sistemi, solunum sistemi olmak üzere pek çok sistemin gelişimini sağlayan büyüme faktörleri vardır. Anne sütü bu özellikleri ile bebeği sepsis, bakteriyemi, menenjit, solunum yolları enfeksiyonları, gastroenteritler, üriner sistem enfeksiyonları, akut otitis mediyadan korur. Bunun yanı sıra Tip 1 diyabet, lenfoma, Crohn hastalığı, çölyak hastalığı ve atopik hastalıkların gelişim riskini azaltır."
'ANNE SÜTÜ ALMAYAN BEBEK BAŞARISIZ OLACAK DİYE BİR KURAL YOK'
Bebeğini emziremeyen annelerin ise üzülmemesi gerektiğini söyleyen Taşkın, “'Anne sütü almıyor ise akademik olarak daha az başarılı olacak' diye kesin bir kural yok. Günümüzde formül mama dediğimiz gıda destekleri de anne sütüne yakın beslenme faydaları sağlıyor. Ayrıca akademik başarı için genetik çevresel diğer faktörler ve beslenme takviyeleri (balık yağı gibi) de önemli” dedi.
EMZİRMENİN YANI SIRA BESLENME ŞEKLİ DE ÇOK MÜHİM
Bebeğin emmesi kadar gelişim çağındaki beslenme şeklinin de hayatına ciddi etkileri var. Taşkın, çocukların beslenmesi konusunda önemli bilgiler verdi:
-- Çocuklar yeterli ve dengeli beslenmek, besin çeşitliliğini artırmak için her öğünde farklı besin gruplarından tüketmelidir.
-- Öğün atlanmamalı, 3 ana ve 1-2 ara öğünle beslenme sağlanmalıdır.
-- Günün en önemli öğünü olan kahvaltı alışkanlık haline getirilmelidir.
-- Özellikle meyve, sebze ve protein içeren besinler her gün tüketilmeli, besin değeri düşük ve enerji değeri yüksek yiyecek ve içeceklerin tüketimi sınırlandırılmalıdır.
-- Endüstri ürünü ve işlenmiş gıdalar (cips, çikolata, gofret, bisküvi, hazır meyve suları gibi) çocuklara verilmemelidir.
-- Vücut ağırlığı kontrol edilmeli, fiziksel aktivite artırılmalıdır.
-- Şeker tüketimi azaltılmalıdır. Ayaküstü (fast-food) yeme alışkanlığı azaltılmalıdır.
-- Sıvı alımı yeterli olmalıdır.
-- Yeterli ve dengeli beslenme için öğünlerde 4 besin grubundan da yeterli miktarda alınmalıdır.