Güncelleme Tarihi:
İnme başkalarına bağımlı yaşamaya yol açan en sık hastalıktır diyen Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Erol Akgül inme hakkında merak edilenleri anlattı.
FELÇ NEDİR, KİŞİNİN HAYATINDA NELERE MAL OLUR?
İnme, ani olarak ortaya çıkan ve pıhtı ile beyin damarlarının tıkanması durumudur. Bu tıkanma nedeniyle beyin dokusunun bir kısmı ölür ve beyin fonksiyonlarının bir kısmı kaybedilir. Buna bağlı olarak felçlik gelişir. Etkilenen damar, dolayısıyla beyin doku alanı geniş ise sıklıkla ölüme veya sakat kalınmasına yol açar. Sakatlık ise inme geçiren kişilerin daha sonraki hayatlarında başkalarına bağımlı yaşamalarına neden olmaktadır. Özellikle ileri yaşlarda görülür ve inme halk arasında felç olarak bilinir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de büyük bir toplumsal sorun olan bu hastaların erken tedavisi, bu nedenle olan ölümleri ve bağımlı yaşamayı önlemek açısından oldukça önemlidir.
DÜNYADA İNMEYE BAĞLI ÖLÜMLER 2. SIRADA
Tıpta sağlanan gelişmelere rağmen tüm dünyada inmeye bağlı ölümler ikinci sırada, sakatlığa yol açan hastalıklar açısından ise ilk sıradadır. Felç sonucu iş gücü kayıpları olmakta, aile dramları yaşanmakta ve ülke ekonomisi büyük kayıplara uğramaktadır. Çünkü başkasına bağımlı hale gelen hastaların bakımı ekonomiye büyük yük getirmektedir.
İnme gelişen hastalarda pıhtının kaynağı genellikle kalpten ve boyun damarlarındaki, özellikle şah damarındaki darlıklardan kaynaklanmaktadır. İnme geçiren hastalarda şikayetler aniden başlar. Tıkanan damar nedeniyle etkilenen beyin dokusunun yerine ve genişliğine bağlı olarak şikayetler değişiklik gösterir. Ani gelişen bilinç kaybı, sağ veya solda kol ve bacaklarda uyuşukluk, güç kaybı, tam kuvvetsizlik olabileceği gibi hastada sadece konuşma bozukluğu veya yüz de felçlik de görülebilir.
EN ETKİLİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Bu hastalar başlangıçta sadece ilaç ile tedavi edilirken son yıllarda yapılan çalışmaların sonuçlarının son 2 yılda yayınlanmasıyla girişimsel radyolojik yöntemlerin (atardamar yoluyla tedavi) bu hastalığın tedavisinde etkili olduğu görülmüştür. Bu yöntemler, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de inme ile gelen hastaların tedavisinde yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Yapılan araştırmalar, inme gelişen ve hastaneye ilk 3-4 saatte gelebilen hastalarda ve ilk 6-8 saat içinde atardamar içine girilerek pıhtının mekanik olarak çıkarılmasının, emilmesinin ve pıhtı eritici ilaçlarla temizlenmesinin, sadece toplardamar veya ağız yoluyla verilen ilaçlarla yapılan tedaviye göre oldukça daha iyi olduğunu göstermiştir. Atardamara girilerek yapılan tedavi ile hasta ölümleri ve yaşayan hastaların bağımlı olarak yaşama riskleri anlamlı derecede azalmaktadır.
Bu yöntemlerin hastalarda mümkün olduğunca erken uygulanabilmesi hayati öneme haizdir. Bu nedenle toplumun bu hastalığın belitilerini iyi bilmeleri ve erken reaksiyon göstermeleri gerekmektedir.
Bu hastaların tedavi edilebilmeleri için, inme tedavisini atardamar yoluyla yapabilen merkezlere erken dönemde ulaştırılmaları gerekmektedir. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi bu tedaviyi yapabilen belli başlı merkezlerden biridir. Buraya erken dönemde getirilen hastalar acil servisde hızlı bir şekilde acil, nöroloji ve girişimsel radyoloji ekiplerince değerlendirilmekte, her hastaya ilaç tedavisi başlanmaktadır. Uygun hastalar girişimsel radyoloji kliniğine alınarak, anjiografi altında, pıhtı atardamar yoluyla temizlenmektedir.
doktorsitesi.com' a Katkılarından dolayı teşekkür ederiz.