Cesur SERT/ İZMİR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2007 12:18
İZMİR'deki Özel Kordon Kadın Hastalıkları ve Doğum Dal Merkezi'nden Op. Dr. İbrahim Yanık, son dönemde anne babaların doktor ve sağlık kuruluşlarına açtığı davalarla sıkça gündeme gelen ‘down sendromu'nun önüne detaylı araştırma teknikleriyle geçilebileceğini söyledi. Op. Dr. Yanık, down sendromlu bebeğin anne karnındayken belirlenme oranının yüzde 95 olduğunu kaydetti.
Down sendromunda hamile kalan annelerin yaşının çok önemli bir faktör olduğunu belirten Op. Dr. İbrahim Yanık, “Anne adayının yaşının ilerlemiş olması sendromun sıklığıyla ilişkilidir. 25 yaşındaki bir gebede 1500'de bir, 35 yaşında 250'de bir, 40 yaşındaki gebede ise 40'ta bir down sendromlu bebek dünyaya getirme ihtimali vardır. En basit tanımıyla down sendromu çocuğun vücudundaki hücrelerin 46 yerine fazladan bir kromozoma, yani 47 kromozoma sahip olmasıdır. Bu bir hastalık değil genetik bir farklılıktır. Çocuğun fiziksel görünümü diğerlerinden farklıdır, hayatını tek başına devam ettiremeyen özürlü çocuklardır” dedi.
Her 100 binde 200 çocuğun down sendromlu doğduğuna dikkat çeken Op. Dr. İbrahim Yanık, şöyle konuştu:
“Önemli olan konu burada hamilelik döneminde kaçını tespit edebildiğimizdir. Zaten bu konudaki tartışmalar buradan başlıyor. Anne karnında down sendromlu çocuk tespit edilebilirse hamilelik sonlandırılabiliyor. Beş aylıktan önce tanımak gerekir. Gebeliğin 11 ve 14'üncü haftaları arasında mutlaka doktora gidilmeli. Down sendoromu araştırması yapmak için detaylı ultrason taraması ve ikili test yaptırmak şart. Tarama testlerini dünyanın neresinde yaparsak yapalım mutlaka gözden kaçan vakalar olabiliyor. Down sendromlu bebeği tanımak için en ideal yol ikili tarama testi ve detaylı ultrasondur. Ultrasonda hekimlerin bakması gereken detaylar bebeğin ense kalınlığı ölçümü, burun kemiği, Fronto moxiller açı ölçümü, ductus venosus ölçümü, anne yaşı, bebeğin kalp ultrasonu. Bunların sonucunda şüpheli durum görülürse amnio senteze başvuruyoruz.”
Dünya genelinde down sendromunu belirlemek için en ideal işlemlerin bunlar olduğunu belirten Op. Dr. Yanık, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her hastaya amnio sentez yapılmaz. Şüphelendiğimiz hastalara ikili test ve ultrason incelemesi yapalım. Bunların sonucunda down sendromlu bebeklerin yüzde 95'ini tanırız. Dünyadaki sistem bu. Türkiye de ise sistem yok. Tıp fakültelerinde buna yakın yapılıyor. Yasa yok. Herkesin doğrusu kendisine. Kimisi üçlü tarama, kimisi ultrason, kimi ikili tarama yapıyor. Yurt dışında bunun için özel merkezler var. Her gebe bu merkeze gönderiliyor. Doktorların suçlanması yerine hastaların bunları öğrenip, talep etmesi gerekiyor. Down sendromu konusunda yargılanan doktorların sayısı her geçen gün artıyor. İkili tarama yöntemi ve detaylı ultrasonla yüzde 95'lik bir tespit başarısı elde edildi. Yüzde yüze doğru gidiyoruz. Bebek heyecanı yaşayan anne ve babalar 11 ile 14 hafta arasında sadece üçlü tarama testi yaptırırsa yüzde 60'ını, sadece ikili tarama testi yaptırırsa yüzde 85'ini, ultrason ve ikili tarama testi yaptırırsa yüzde 95'ni tanıma şansımız var. İngiliz Perinatalog Nikolaidas, Londra'da 100 bin gebeyi takip etmiş. 190 down sendromlu çocuk tespit etmiş. 100 bin hastadan 2 binine amnio sentez yapmışlar. Özellikle 35 yaş üzerinde herkese yapmamışlar. Yine de 10 tane down sendromlu çocuk doğmuş. Tüm önlem ve tekniklere rağmen 100 bin gebede 10 tane bebek doğar. Bu konuyla ilgili çalışmalar sürüyor. 3- 4 yıl sonra annenin kanına bakılıp, kromzon yapısıyla bebeğin down sendromlu olup olmadığı da öğrenilebilecek.”