Güncelleme Tarihi:
En çok korkulan şeylerden birisi diş hekimi koltuğuna oturmaktır. Ülkemizde çok yaygın olan dentafobia'nın farklı sebepleri nelerdir?
Bu konuda eskiden yaşanan olumsuz olaylar kişilerin son noktaya gelmedikçe dişçiye gitmelerine engel olmaktadır. Bu konuda ilk yapılması gerekenlerden birisi diş hekimlerinin hastaları ile iyi iletişim içinde olmaları ve kendilerine güveni sağlayarak hastaya emniyetteyim duygusunu yaşatabilmeleridir.
Diş hekimi Aysın Kızılkaya "Pek çok insan dişlerini sevdiği halde diş hekimine gitmekten nefret ettiğini, bu duygunun giderilmesini başardıklarında ailenin diğer üyelerinin de kolaylıkla hekime geldiğini tespit ettiklerini" belirtiyor.
DiÅŸ ve ağız saÄŸlığının öneminin giderek daha iyi anlaşıldığını ancak 'diÅŸ hekimi fobisi'nin yenilmesi konusunda henüz yeterli bir noktaya gelinemediÄŸini söylüyor. Dr. Ayşın Kızılkaya bu durumu yaÅŸayan insanların anlaşılması gerektiÄŸini ve bunun hiçte zor olmadığını belirtiyor. Kızılkaya, güzel bir gülüşe, saÄŸlıklı beslenmeye neden olan diÅŸlerin herkes tarafından sevildiÄŸini anlatıyor ve o diÅŸlere kelimenin tam anlamıyla ihtiyacımız olduÄŸunun bilindiÄŸini ancak hastaların diÅŸ hekimlerini ellerinde sivri aletlerle dolaÅŸan, diÅŸleri kurcalayıp, kanırtan, çekip çıkaran haklarında korku ve endiÅŸe duyulan kiÅŸiler olarak gördüklerini belirtiyor. Hastalarının dişçi koltuÄŸuna oturmadan önce neler düşündüğümüzü, yapmayı planladığımız tedavinin ne olduÄŸunu ve aÅŸamalarını hastaya anlatmamızın korkuları giderdiÄŸini ve güveni saÄŸladığını belirtiyor. Bilgisayar ekranından hastaya diÅŸlerinin gösterilerek üzerinde bilgi verilmesinin de olumlu karşılandığını ve tedaviye destek saÄŸladığını belirtiyor. Bunların iyi anlatılması sonrasında hastalarımız 'evet sevgili diÅŸlerimi kaybetmem gerekir' düşüncesini ortaya koyduklarını belirtiyor.Â
       Â
Kızılkaya "diş hekiminden nefret ederim''diyen pek çok hastanın olduğunu ve bu fikrin çoğu kez çocuklukta ya da daha sonra yaşanmış kötü bir deneyim sonucunda oluştuğuna dikkat çekiyor. Kızılkaya esas sorunun hastaların diş hekimi tarafından dişlerine ve dişetlerine ne yaptıklarını anlamamasından kaynaklanan bir güvensizlik sonucunda oluşan korku olduğuna dikkat çekiyor. Güvensizliğin insanda korku ve endişe, utanıp sıkılma ve klostrofobi duyguları yaratabildiğini belirten Kızılkaya bu kişilerin muayenehanelerde olumlu bir deneyim yaşayabilmesi için önerilerde bulundu:
1-Diş hekimini ve ekibini sevmeleri, güvenmeleri,
2-Bütün kontrolü ellerinde tutabileceklerine tamamen inanmaları,
3-Hiç ağrı duymayacakları ya da iyi bir şekilde uyuşturulacaklarından emin olmaları,
Kızılkaya diş hekimlerinin hastaların korkusunu yenme konusunda kendilerini geliştirmeleri ve bunu önemsemeleri gerektiğini savunuyor. Kızılkaya'ya göre hekim hastaya bu güveni verebiliyorsa artık hasta kazanılmış demektir. Hekimin tüm tedavi yöntemlerini hastanın korku sorununu çözdüğü için artık rahatlıkla uygulayabileceğini ve bu nedenle sağlık dişlere sahip olan kişilerin ülkemizde de çoğalacağına inandığını söyledi.
Çocukların neden diş hekimi koltuğuna oturmaktan korktukları konusunda görüşüne başvurduğumuz Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Ahmet Çevikaslan şu görüşlere yer verdi:
Diş hekimi koltuğu, ya da bilinen toplumsal adıyla "dişçi koltuğu" kavramı özellikle çocuklar söz konusu olduğunda akıllarda iyi bir yer etmiyor. Bunun anlaşılabilir nedenleri var. Bir kere çocuklarda beden bütünlüğüne dışarıdan gelecek her türlü müdahale ciddi korku ve savunma yaratır. Yapılan bütün tıbbi işlemlerde 6 yaşından küçük çocukları ikna etmek kolay değildir. Üstelik yapılan müdahale ağza, yanına bedenin iç bölgesine olduğu için ve genellikle de ele alınan cihazlarla yapıldığı için ve çocuk da gözleriyle görmediği için korku kat be kat artacaktır.
Çevikaslan'ın dikkat çektiği başka bir hususta ağız içi ve diş hastalıklarının yoğun acı veren durumlar olması ve diş hekimine de çoğunlukla acil durumlarda gidilmesi… Diş hekiminin yaptığı işlem, zaten var olan acının üzerine korkutucu bir işlemle gidip tedirginliği daha da pekiştirmektedir.
Dr. Ahmet Çevikaslan diş hekimi denildiğinde genellikle "diş çekme" gibi hoş olmayan çağrışımlar yaratabilecek düşüncelerin akla gelmesinin de korkuyu beslediğini belirtiyor. Bu çağrışım da çocuktaki korkuyu pekiştirebiliyor. Onun için küçük çocuklara; çocuğun yanında güvendiği birisinin destek olması, çocuğun önceden ilaç desteği ile rahatlatılması, uygun durumlarda tedavinin basamaklı yapılması gibi önlemler yararlı olabilir. 6 yaşından büyük çocuklar acı ve korku ile başa çıkmayı nispeten daha iyi becerir ancak sancıyı ve tedirginliği içten içe yaşar. Bu çocukların, yapılacak işlemlerle ilgili önceden bilgilendirilmesi yerinde olur.
Çocuk psikiyatristi Çevikaslan, dişçi koltuÄŸu korkusunun bir de sosyal öğrenme boyutunun varlığına dikkat çekiyor be bunun göz ardı edilmemesini öneriyor. Çocuk; anne baba, arkadaÅŸ grubu ve yakın çevrenin tepkilerini beynine kaydeder, bu korkunun koÅŸullanma yoluyla öğrenilmesidir. Yani dişçi koltuÄŸu korkusu, toplumumuzda "matematik korkusu, iÄŸne korkusu, polis korkusu, okul korkusu" vb gibi sosyal öğrenme ile öğrenilen korkulardan birisidir aynı zamanda.  Â
Diş hekimi korkusunun yenilmesi için aile büyüklerin de görev düşmektedir. Çocuğun korkusunu yenmesi için hastalarından önce çocuğu ziyarete getirmelerini istediğini belirten diş hekimi Ayşın Kızılkaya bunun çok yararlı olduğunu gördüklerini belirtiyor. Diş hekimleri ile iyi ilişki geliştirebilen ailelerin çocuklarının diş ve ağız sağlığı konusunda daha şanslı olduğuna vurgu yapan Kızılkaya kendilerinin ailenin dostu olduğunun unutulmamasını sözlerine ekliyor.