Güncelleme Tarihi:
Şahin, düzenlediği kahvaltılı basın toplantısındaki konuşmasının ardından, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Fatma Şahin, “Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korunmasına Dair Kanun Tasarı'ndaki yenileme sadece mülki amirlerin ne zaman harekete geçeceği yönünde mi? Daha önce bazı ifadelerin çıkarılması söz konusu olmuştu. Tasarıda neler yenilendi” sorusu üzerine, bunun 30 maddelik temel bir yasa olduğunu, hem koruyucu hem önleyici tedbirlerin bulunduğunu söyledi.
Sağlık giderleri de olmak üzere birçok destek mekanizmasının bütçesini Bakanlıktan ayırarak süreci yönetmeye çalıştıklarını ifade eden Şahin, “En önemli paydaşlarımız İçişleri ve Adalet Bakanlığı. Çünkü bu bir iç güvenlik meselesi, tek başına Bakanlığımızın kadını koruyacak bir gücü yok. Önemli olan bu kurumların koordinasyonunu sağlıklı şekilde sağlamak. 'Kimin görevi nerede bitiyor, kimin görevi ne şekilde başlıyor' konusunu temel olarak oluşturmak durumundayız” diye konuştu.
Yasaya “yakın ilişki” kavramını aile mahkemesi hakimlerinin elini güçlendirmek amacıyla koyduklarına işaret eden Şahin, şöyle devam etti:
“Ama anayasacıların bize söylediği, böyle bir kavramın ne Medeni Kanun'da yeri olduğu ne yasal altyapısının olduğu. Yasanın başlığına bakarsanız, Kadın ve Aile Bireylerini Şiddetten Koruma diye bir başlık var. Kadın kısmında da biz kadın ve çocukları, nişanlıları, aile birliği bozulmuş, yani Medeni Kanun'daki bütün haller ve bütün kadınları koruyacak bir sistemin tanımını yapıyoruz. Anayasaya da uygun hareket etmek durumundayız. Dolayısıyla 'yakın ilişki' kavramının Medeni Kanun'da karşılığı yok. Muradımız da kadını korumaksa, aile bireylerini şiddetten koruyacak şekilde tanım koyarak bunu çözdük. Hukuken de çözüldüğü yönünde güçlü beyanatlar var. O yüzden onun çıkarılması, kadını korumada zayıflatan bir şey değil, çok güçlü koruma mekanizmaları duruyor.”
Fatma Şahin, “yakın ilişki” kavramının soyut bir kavram olduğunu, uygulamada sorunlar çıkabileceğini, bu nedenle daha somut ve geniş bir bakış açısıyla kanuni altyapıyı oluşturduklarını bildirdi.
MEDENİ KANUN'DA TAMAMLANMAMIŞ BİR ŞEYİ KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL
Bakan Şahin, “Evlilik öncesi eğitim politikasını nasıl yöneteceksiniz, bu eğitim imam nikahlılar için nasıl olacak” sorusu üzerine, kendilerinin Medeni Kanun'da tanımlanmamış bir şeyi kabul etmelerinin mümkün olmadığını söyledi.
Medeni Kanun'da resmi nikahın miras yönünden, her yönden karşılığı bulunduğunu ifade eden Şahin, “Dolayısıyla dini nikahın, hızlı şekilde resmi nikaha dönüşmesi yönünde duruşumuz, stratejimiz ve pozisyonumuz var. O yüzden 'Onlar için ne yapacağız' diye bir politikamız yok. Onların resmi nikaha hızlı bir şekilde girmesini istiyoruz. Bu, bilinç yükseltmeyle, bireyi, kadını güçlendirmekle olabilecek bir şey. Akşamdan sabaha olmayacak, büyük bir mücadele gerekecek burada” şeklinde konuştu.
Şahin, “Eski York Düşesi Sarah Ferguson hakkında 22 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Türkiye'de böyle bir konu yaşandı. Konuyla ilgili Bakanlık bünyesinde özel önlemler alınacak mı” sorusunu da “Bundan çıkacak sonuç neyse biz de kendi hukukçularımızla bunun takibini yapıyoruz. Yani mahkemeye gitmiş, hukuki altyapı oluşmuş bir şeyde benim yorum yapmam yanlış olur. Sonucu takip edeceğiz” yanıtını verdi.
"BEN GÜNEYDOĞU'NUN BİR EVLADIYIM"
Bir gazetecinin “Uludere'ye gitme düşünceniz var mı” sorusu üzerine de Bakan Şahin, şunları kaydetti:
“Biz onu zaten Sosyal Hizmetler bünyesinde hem kendi müdürlüğümüzde hem ilgili ilçedeki yapımızda birebir takip ediyoruz. Tabii provokasyonlara çok açık bir pozisyon vardı, hatırlarsanız. Valimizle, kaymakamımızla konuşuyoruz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olarak onların yanında olmak, birebir onların acılarını paylaştığımı söylemek de benim için önemli. En kısa sürede de bunun planlamasını yapıyoruz. Doğru zamanda, doğru yerde ve doğru şekilde olmamız gerekiyor ki farklı sıkıntılar çıkmasın. Ama bütün her şeyi kontrol ediyoruz ve sosyal politikalar açısından yaptığımız her şeyin orada birebir takibini yapıyoruz. Ama ben de onların yanına gitmeyi ve oradaki annelerle, kadınlarla, kızlarımızla, onların acılarını burada nasıl paylaşıyorsak yanlarında da paylaşmayı önemsiyorum. Bakan olduktan sonra da ilk ziyaretim zaten Hakkari, Tunceli, o bölgeye oldu. Ben Güneydoğu'nun bir evladıyım, ben onların bir parçasıyım sonuçta. Gider ve onlarla da her zaman beraber olurum.”
"BİR AY İÇİNDE SİZE HARİTAYI VEREBİLİRİM"
Bakan Şahin, “Türkiye'nin ulaşılabilirlik haritasının çıkarılması” konusunda da kendisine tüm valiliklerden gelen bilgiler olduğunu belirterek, “Zaten Başbakanlık genelgesiyle de 3 ayda bir bize bilgi göndermeleri gerekiyordu. Bunların hepsini toparladığımız zaman bütün ülkedeki ulaşılabilirlik haritamızı çıkarabilecek durumda olacağız. Bir ay içinde size haritayı verebilirim” diye konuştu.
“Aile yapısı araştırmasının” sorulması üzerine Şahin, ilk bulguların çıktığını, ancak bunların anlaşılması için 5 yıl öncesiyle kıyaslanması gerektiğini ve bunun çalışmasını yaptıklarını bildirdi.
Şahin, “elektronik kelepçe çalışması” ile ilgili olarak da teknik takibin yasayla birlikte uygulanacağına işaret ederek, “Teknik takip diye geçen bölümde iki ayrı sistem var, biri kelepçe, diğeri sinyalizasyon. Biz kendi bünyemizde sinyalizasyon sisteminin daha doğru olduğunu gördük. Sinyalizasyon sisteminde teknik altyapı için bu konuda çalışan kurumlarla da çalışmaya başladık. Teknik altyapılarını Bakanlığımıza gelip anlatıyorlar. Ancak bu tek başımıza karar vereceğimiz bir şey değil, İçişleri Bakanlığı ile yürütmemiz gerekiyor. Yasal altyapı tamamlanınca teknik altyapı da tamamlanmış olacak” dedi.
125 BİN KİŞİ SİSTEME KAYDOLMUŞ DURUMDA
Sosyal Yardımlar Genel Müdürü Aziz Yıldırım da “yeşil kartlarla” ilgili soru üzerine, yeşil kartlar için sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının görevlendirildiğini hatırlattı.
Bunun altyapısını 2 ay içinde tamamladıklarını, vakıfların şu anda gelir testini rahatlıkla yapabildiğini dile getiren Yıldırım, “Ancak yeni başlamış olmaktan kaynaklanan bir takım sorunlar var. Bunları gidermeye gayret ediyoruz. Dün akşam itibariyle 125 bin kişi bizim sistemimize kaydolmuş, Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmiştir. Bunların da gelir testleri bir ay içinde yapılacak. Bu arada da zaten 10 gün oldu başlayalı, 5 bin kişinin aynı zamanda gelir testleri de yapıldı, sosyal incelemeleri de yapıldı ve kayda girdi. Bizim aldığımız rakamlarda, yüzde 80 civarında bunların hiçbir geliri bulunmayan vatandaşlardan olduğu da kayıtlarımızda mevcut.”
Başbakanlık genelgesiyle daha önce yeşil kartla ilgili iş ve işlemleri yapanların, bir süre daha bu görevi yapmaya devam edeceklerini belirten Yıldırım, “Bu konuda da bir problem olmayacak. Ondan sonra zaten biz işlemlerin tamamını vakıflar olarak devralacağız” dedi.
Yıldırım, SOYBİS'e geçildiğinde 2011 yılında yeşil kartlı sayısında 450 bin civarında azalma olduğunu da ifade ederek, “Tabii bu iniş sadece SOYBİS'ten mi kaynaklandı, çok iyi kontrol ediliyor olmaktan mı kaynaklandı yoksa insanların durumu mu düzeldi, bunu şu anda net olarak söylemek mümkün değil. Ama 700 milyon civarında bir sağlık giderinden tasarruf edilmiş olduğunu söylemek mümkün” diye konuştu.
"ÇOCUK İSTİSMARI İÇİN RADİKAL ÇÖZÜMLER BAŞLATTIK"
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, “Bir taraftan çocuk haklarını geliştirirken, çocuk istismarına karşı da ne yapmak gerektiğiyle ilgili çok daha radikal çözümler için çalışma başlattık” dedi.
Şahin, düzenlediği kahvaltılı basın toplantısında, bakanlığın kurumsal yapısındaki değişikliklerle ilgili bilgi verdi.
Son 10 yılda yaşadıkları tecrübeyle sosyal politikalarda, sosyal hizmetler ile sosyal yardımlaşmanın birleştirilmesi gerektiğini gördüklerini anlatan Şahin, bu kapsamda ustalık dönemlerinde yardımlaşma ve hizmet çatısının birleştirildiğini söyledi.
Bu çatı altından bakıldığında sosyal politikaların artık dünyada yükselen bir değer olduğuna işaret eden Şahin, toplumsal huzur ve barışın sağlanması için önce ekonomik kalkınmanın, beraberinde de hakça paylaşımın sağlanması gerektiğine işaret etti.
Şahin, “AK Parti'nin en büyük farklarından birisi zengin ile fakir arasındaki makası kapatırken, engelliyi, kadını, yaşlıyı, yani toplumda istediğimiz statüde olmayan birey ve grupları, istediğimiz seviyeye getirecek şekilde önemli bir yapılanmaya gitmesi” diye konuştu.
Bakanlık olarak, geldikleri noktada kalite bazlı yönetimi önemsediklerini vurgulayan Şahin, “Mali sorunumuz yok, fiziksel şartlarla ilgili sorunlarımızı hızlı şekilde azaltıyoruz. Yatırımını en çok artıran bakanlıklardan birisiyiz. Artık bu parayı, bilgiyi ve insanı, kalite bazlı yönetime endeksliyoruz. 2012 vizyonumuz bu” dedi.
"YENİ ÇOCUK STRATEJİSİ PLANLAMASINI SUNACAĞIZ"
Çocuk haklarıyla ilgili stratejik planlama yaptıklarına değinen Fatma Şahin, şöyle devam etti:
“Çocuklarla ilgili bilim kurulumuz geçen hafta Abant'ta çalışma yaptı. Bir taraftan çocuk haklarını geliştirirken, çocuk istismarına karşı ne yapmak gerektiğiyle ilgili çok daha radikal çözümler için bir çalışma başlattık. Ayın 18'inde bu grup, yeniden kendi arasında çalışmasını tamamlayacak. Arkasından biz çok hızlı şekilde, 2012'de, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Beyannamesi'nin ufku ve vizyonu içinde Türkiye Cumhuriyeti'nde yeni bir çocuk stratejisi planlamasını sizlere sunacağız. Şu anda mutfakta bunun çalışması içindeyiz.”
Aile ve toplum hizmetlerinin çok önemli olduğuna işaret eden Şahin, muhafazakar demokrat bir parti olarak, güçlü birey, güçlü aile ve güçlü millete inandıklarını bildirdi.
Şahin, “Partimiz, dünya görüşümüz ne olursa olsun hepimizin en önemli değeri, en yakınlarımızdır, ailemiz, evlatlarımız, kardeşlerimizdir. Bu bize ait çok önemli bir duygu. Bunu parçalamadan götürmek şu anda bizim eylem planımız. Çünkü testiyi kırdığımız zaman bunun tamiri çok daha zor. Artık aile değeri, sadece muhafazakarların önemsediği bir değer olmamalı. Bütün toplumun önemsediği, diğer sosyal demokrat dediğimiz parti gruplarının da artık sahiplenerek götürmesi gereken bir alan, dünya görüşü olarak karşımızda duruyor” diye konuştu.
EVLİLİK ÖNCESİ EĞİTİM
Evlilik öncesi eğitim projesi hakkında bilgi veren Şahin, bunun, zorunlu olmayan, teşvik edecek, cazibeli kılacak şekilde bir çalışmayı kapsadığını söyledi.
Bu yönde yerel bazda yapılan başarılı örnekler bulunduğunu ifade eden Şahin, “Onların tecrübesini önemsediğimiz için 10 gün içinde onları çağırıp, stratejik planlarımızı paylaşacağız. Üniversite, sağlık, milli eğitim, müftülük... Yani ihtiyaç olan neyse o eğitimi alacağımız bir altyapı oluşturacağız, standart koyacağız, denetleyeceğiz, asla orada bir boşluk bırakmayacağız” dedi.
Çiftlere kursa katılım için tercih hakkı vereceklerini bildiren Şahin, “Kimseyi mecburen bir kursa koymayacağız ama o kursun önemini anlatacağız. Onlara altyapısı kuvvetli bir kurs vermeyi arzu ediyoruz, toplumda da bu ihtiyacın olduğunu görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Boşanmayla ilgili süreçleri de takip ettiklerini dile getiren Şahin, boşanan eşlerin belli bir süre sonra yeniden evlendiğinin de görüldüğünü, sosyal devlet olarak onların sorunlarını çözecek destekleme mekanizmalarını da oluşturmak gerektiğini düşündüklerini ifade etti.
"MÜLKİ AMİRLERİNİN GÖREVİ NEREDE BAŞLAYIP NEREDE BİTECEK"
Bakanlar Kurulu'na sundukları, kadına yönelik şiddetle ilgili kanun tasarısına değinen Bakan Şahin, şunları kaydetti:
“O konuda dün kadın sivil toplum kuruluşlarıyla son görüşmeyi yaptık. Derhal yaşam hakkını korumadan dolayı, bizim koyduğumuz, mülki amirlerle ilgili hızlı hareket etme modeli var. Ancak hakimlerin de devrede olması gerekiyor. Bu işte çalışan hocalarımızla, STK'lar ile derhal korumada mülki amirlerin görevi nerede başlayıp nerede bitecek, mahkeme hangi aşamada devreye girecek, bunun tam bitme ve başlama noktalarında anlaşmamız gereken bir husus var. İnşallah bugün hepimizin şimdi oldu dediği bir sonuca varacağız.”
Kadının statüsünün yükseltilmesi gerektiğini vurgulayan Şahin, bunun için istihdam ve eğitimi çok önemsediklerini belirtti.
Şu anda her şehirde bir üniversitenin bulunduğunu, artık ailelerin “ben kızımı başka şehre göndermem” gibi bir mazereti kalmadığını dile getiren Şahin, “Güneydoğu için bu çok önemliydi. Yüzde 29 olan üniversitedeki eğitim alanımızın, hızlı şekilde 35-40'lara çıkacağını taleplerden görüyoruz” şeklinde konuştu.
Şahin, sosyal politikalar üretirken eğitim ve sağlıkla ilgili kısımda pozitif ayrımcılık yaptıklarını belirtti.
Engellilerle ilgili iki sorun alanı bulunduğunu, bunlardan birisinin istihdamla ilgili kalan kadroları doldurmak, ikincisinin de ulaşılabilirlik olduğunu bildiren Şahin, bunlarla ilgili çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Bakan Şahin, insan ömrünün uzadığını, bu kapsamda hem sosyal güvenlik hem sağlık sistemi hem de yaşlı politikalarını bu konjonktüre uygun düzenlemek için çalışmalarının sürdüğünü de sözlerine ekledi.
Toplantıya, Bakan Yardımcısı Aşkın Asan, Müsteşar Kenan Bozgeyik, Kadının Statüsü Genel Müdürü Özlem Bozkurt Gevrek, Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürü Ömer Bozoğlu, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Abdülkadir Kaya da katıldı.