Demi ve Kobe onu tercih etti: Öz-kan terapi

ALTERNATİF tıp, yeni yöntemler ve uygulamalarla özellikle kanser ve bağışıklık sistemi zayıflığı gibi rahatsızlık ve hastalıklarla mücadele etmeye çalışıyor. Hamburg’daki Alternatif Tıp Akademisi öğretim üyesi Dr. Oliver Urban, sanayi toplumlarında ortaya çıkan hastalıkların insanları alternatif tıbba yönelttiğine dikkat çekti. Gerek fiziksel gerekse psikolojik hastalıklara modern tıp alanında çare bulamayanların alternatiflere yöneldiğini kaydeden Dr. Urban, alternatif tıbbın da teknolojik imkânları çeşitlendirdiğini ifade etti. Alternatif tıp eğitimi de alan Dr. Urban, bitki, masaj ve akupunktur gibi klasik terapi yöntemlerinin yanı sıra, kızıl ötesi ışın, öz-kan, oksijen, infüzyon ve ağır metal arındırma terapilerinin, son zamanlara öne çıkan uygulamalar olduğunu kaydetti.

YAŞAMIN TEMELİ: HÜCRE

Urban’a göre, son 20 yılda tıpta hücrelerin tüm fonksiyonlarının büyük ölçüde çözülmesi, alternatif tıpçıların yeni yöntemler geliştirmelerine yardımcı oldu. Yaşamın temelini hücrelerin oluşturduğundan hareket eden alternatif tıpçılar, her türlü hastalığın nedeninin de hücrelerdeki bozukluklar olduğunu ifade ederek, tedavi ve terapilerin hücreleri temel alması gerektiğini belirtiyor. Dr. Urban’a göre son yıllarda alternatif tıpta öne çıkan yeni terapi yöntemleri şöyle:

Protokol infüzyon terapi

Alternatifte tıpta son zamanda sık uygulanan yöntemlerden biri, hücreleri güçlendirmek, zehirli ve zararlı maddelerden arındırmak için kullanılan enjeksiyonlar. Bunlara ‘protokol infüzyon’ adı veriliyor. Kükürt bileşimli amino asitlerin yanı sıra mineraller, vitaminler, fosfor yağı gibi maddeler içeren infüzyonlar, iğne veya serum olarak damardan vücuda enjekte ediliyor. İnfüzyon, hücrelerin fonksiyonunu bozan serbest oksijen radikallerinin bağlanmasını sağlıyor. Ayrıca hücrelerin enerji üretim merkezi mitokondrilerin kendilerini yenilemesine yardım ediyor. Protokol infüzyon terapisinde haftada bir veya iki kez hastaya 250-500 ml arasında değişen infüzyon veriliyor. Bu işlem sekiz hafta boyunca tekrarlanıyor.

Oksijen terapisi:

Hücre yenilenmesini hızlandırmak için uygulanan bu yöntemde, oksijen makinesiyle saf oksijen veriliyor. Yaklaşık 15 dakika süren terapi, kandaki alyuvarların oksijenle yoğunlaşmasını sağlıyor. Uzmanlar, terapinin etki göstermesi için en az iki günde bir tekrarlanması ve bir ay sürmesi gerektiğini belirtiyorlar. Terapi özellikle kan dolaşımı bozukluklarında, kalp rahatsızlıklarında, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde ve iç iltihaplanmalarda etkili.

Ağır metal arındırma:

Sanayi ülkelerinde insanların solunum yolu ve gıdayla aldıkları alüminyum, kurşun, civa, arsenik ve kadmiyum gibi bir çok ağır metal, alerji, deri hastalıkları, bağışıklık sistemi bozukluğu ve Parkinson ve bunama gibi hastalıklara yol açıyor. Alternatif tıpçıların ‘Ağır Metal Arınması’ diye tanımadıkları terapi çerçevesinde, bunların vücuttan atılmasını sağlayan infüzyon yapılıyor. Bu yöntem demir, potasyum, çinko, magnezyum ve kalsiyum gibi vücut için gerekli elementlerin atılmasına da sebep verdiği için, bu elementlerin mutlaka terapi sırasında ve sonrasında tekrar vücuda verilmesini öngörüyor.

Kızılötesi ışını terapisi:

Özellikle ağrılarda uygulanan bir yöntem. Kızılötesi ışık veren cihazlar ağrının olduğu yere tutularak damarların açılmasını ve kasların gevşemesini sağlıyor. Terleme de kan dolaşımının hızlanmasına, fazla tuz ve atık maddelerin daha rahat dışarı atılmasına yardım ediyor.

Öz-kan tedavisi:

Alternatif tıp yöntemleri arasında son yıllarda en çok dikkat çeken terapilerden biri, ‘kendi kanıyla tedavi’ adı verilen bu yöntem. 19. yüzyılda İngiliz tıpçı William Highmore’un keşfettiği, Alman bilim adamlarınca geliştirilen yöntem, aşı prensibini temel alıyor. İnsan kanında zaten bulunan bakteri ve virüslerin bağışıklık sistemi tarafından ‘tehlikeli yabancı madde’ olarak tanınmadığından hareket eden alternatif tıpçılar, hastanın kendi kanının dışarından enjekte edilmesi yoluyla, bağışıklık sistemini güçlendirmeyi amaçlıyorlar. Hastadan şırıngayla alınan kan, aynı şekilde ya da belirli işlemlerden geçirildikten sonra tekrar hastaya enjekte ediliyor. Tedavi, eklem ağrıları, enfeksiyonlar, deri hastalıkları, astım ve romatizma gibi rahatsızlıkların yanı sıra cilt yaşlanmasını, sarkmasını yavaşlatmak için de uygulanıyor.

Hollywood’un ünlü yıldızlarından Demi Moore ve NBA yıldızı basketçi Kobe Bryant gibi ünlüler de, Almanya’da bu uygulamanın uzmanı sayılan Düsseldorflu Dr. Peter Wehling’in muayenehanesini ziyaret edenlerden.

4 farklı ‘öz-kan’ terapisi

KENDİ kanıyla tedavide, farklı uygulamalar var. Alternatif tıpçılar, bunları şöyle sıralıyor:
- Native (Temel): Bu yöntemde hastadan alınan yaklaşık 5 ml kan, buzdolabında bir kaç saat dinlendirildikten sonra hiç başka bir işlem yapılmadan tekrar damardan hastaya enjekte ediliyor.
-  Potenz (Dinamik): Kan hastadan alındıktan sonra yüzde 25’lik alkol veya destile edilmiş su ile inceltiliyor. Bu yöntem özellikle çocuklarda uygulanıyor.
-  Hemoliz: Bu yöntemde, kan destile edilmiş su ile inceltildikten sonra, ‘hücre membranlarının (dış çeper)’ çözülmesi sağlanıp, ardından vücuda veriliyor.
-  Ayrıca bu işlemlere ek olarak, kan, mor ötesi ışınla aktifleştirilerek de enjekte edilebiliyor. Özellikle yara tedavilerinde bu yöntemle kanın pıhtılaşmasını sağlayan trombosit hücrelerinin yoğunlaşması hedef alınıyor. Bu şekilde yara ve iltihapların daha hızlı iyileşmesi, iç iltihaptan kaynaklanan ağrı ve rahatsızlıkların giderilmesi öngörülüyor. Çoğu kez trombositlerin aktifleşmesini sağlayan bir kalsiyum bileşimi veya kan oksijenle yoğunlaştırılarak damara enjekte ediliyor.

YARIN: Hipno terapi ve kulak akapunkturu