Değişen havalarda kalp sağlığını korumak için nasıl beslenmeliyiz?

Havaların çok değişken olduğu şu günlerde kalp sağlığımız açısından beslenmemiz konusunda birçok önemli noktaya dikkat etmeliyiz. Soğuk havalarda yeterli enerjiyi alamayan vücudumuz, tüm damarlarımızı kasarak enerjisini korumaya ve vücudun ihtiyacını karşılamaya çalışır. Bu kasılan damarlar içinde kalbi besleyen koroner damarlar da vardır. Bu durum eğer kalp damarlarımızda tıkanıklık varsa kalp krizinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu yüzden kış aylarında da kalp krizi riski artmaktadır. Bu durumdan korunmak için özellikle sabahları kahvaltımızı tam ve enerji verecek şekilde yapmalıyız. Diyet yaparken kahvaltı göz ardı edilirse en büyük yanlış olur. Kahvaltı enerjisi yüksek ve proteinden zengin fakat nişastadan fakir olmalıdır. Bu bizi soğuk algınlığı ve grip gibi paçavra hastalıklarından ve bunların kalbe zararlarından da korur.

Bir diğer önemli nokta tuz tüketimidir. Vücudumuzun günlük tuz ihtiyacı 2 gr kadardır. Normal yemeklerle alınan tuz vücudumuz açısından yeterlidir. Bu miktarın aşılmaması önerilir. Bu nedenle sofra tuzu kullanımı kısıtlanmalıdır. Aşırı tuzlu beslenme böbreklerin iş yükünü arttırır ve vücutta fazla su tutulumuna neden olarak kalbin aşırı yüklenmesine ve de hipertansiyona neden olabilir.

Günlük besin ihtiyacımızı karbonhidrat, protein ve yağlardan karşılarız. Belli oranlarda vücudumuzun hepsine ihtiyacı vardır. Ancak aşırı miktarda alım vücudumuza zararlı olabilir. Karbonhidratlı ve yağlı besinler kalp damarlarımıza zarar verebilir. Bunun için beyaz unlu yiyecekler (beyaz ekmek, makarna, börek, poğaça vs..) şekerli gıdalar(tatlılar, pastalar...), diyetimizde oldukça az düzeyde tüketilmelidir. Margarin yerine zeytinyağı, fındık yağı veya Ayçiçek yağı gibi bitkisel yağlar tercih edilmelidir.

Proteinli gıdalara besin zincirimizde daha çok vermeliyiz. Bu gıdalar hem daha az kalori ihtiva ederler hem de vücudumuzda yapıtaşı olarak görev alırlar. Bu açıdan kırmızı et kadar kaliteli protein içeren kuru baklagiller (kuru fasulye, nohut, mercimek vs..) haftada 3-4 porsiyon olacak şekilde tüketilmelidir. Et ve ürünleri azaltılmalı, balık tavuk ve hindi gibi beyaz et tercih edilmeli ve pişirme sırasında yağ kullanılmamalı, ızgara olarak tercih edilmelidir.  Süt ve süt ürünleri yağsız veya az yağlı olarak tüketilmelidir.

Tam tahıl, tam buğday, tam çavdar ve kepekli ekmekler tercih edilmelidir. Bunlar barsak içerisinde su tutarak dışkı kıvamını yumuşatır ve kabızlığı engeller.

Soğuk havalarda fazla yürüyüş ve egzersiz yapamadığımız için az ve sık yemek hem hazımsızlığımızı giderir, kilo almamıza engel olur ve nefesimizi rahatlatır. Ara öğünlerde 5-7 porsiyon olacak şekilde meyve tüketimi hem tokluğumuzu sağlayacak ve böylelikle ana öğünlerde aşırı kalori alımına engel olacaktır; hem de vücuttaki serbest dolaşan toksik maddelerin nötralizasyonunu sağlayacaktır. Kabuklu meyveler kabuğu iyice yıkandıktan sonra kabuğu ile birlikte yenmelidir.

Alkol kalorisi oldukça yüksek bir içecektir. Vücutta yağa çevrilerek depolanır. Kışın bizi ısıttığı düşünülse de sık tüketimi kalp yükünü arttırır. Toplumda doğru bilinen bir yanlış ise şarabın veya diğer alkollü içeceklerin damarları açtığıdır. Oysaki karaciğer yağlanmasını ve damarlarda en fazla kolesterol birikimini arttıran alkollü içeceklerdir. 

Kış aylarında özellikle egzersiz saatlerimize ve miktarına dikkat etmeliyiz. Yazın yapamadığımız egzersizleri kışın daha rahat yapabiliriz. Fakat soğuk havanın kalp damarlarını daraltıcı etkisini de unutmamak bu nedenle de çarpıntı ve nefes darlığı başladığında egzersizi yavaşlatmak gerekir.

Sağlıklı ve uzun bir yaşam için beslenme çok önemli. Neler yenmeli ve nelerden uzak durulmalı konusunda birçok yayın organında birçok görüş bildirilmekte. Bu konuda bireysel olarak yapılacak en doğru davranış konusunda uzman hekim ve diyetisyenlerin kontrolü altında beslenme önerilerini uygulamaktır.

arpanetmedya.com 'a Katkılarından ötürü teşekkür ederiz.