Güncelleme Tarihi:
Acıbadem Kadıköy Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sinan Dağdelen, “Normalde yediğimizden daha fazla miktarda ve üst üste yemek, göğüste baskı, sıkışma, nefes alamama, tıkanma hissi, anormal çarpıntılar, fenalık hissi veya mideden göğüs bölgesine veya boğaza doğru gelen yanma gibi sorunlar yaratır. Bunlar da çok önemli kalp hastalıklarının, kalp damarlarındaki ciddi tıkanmaların habercisi olabilir” uyarısında bulundu.
Çok ve aşırı yemek yemenin, fiziksel olarak da kendini zorlamanın kalp için önemli riskler yaratacağını belirten Prof. Dr. Sinan Dağdelen, en çok risk altında bulunan kişileri şöyle sıraladı:
-Kalp hastaları
-Diyabetliler
-Hipertansiyon hastaları
-Sigara kullananlar
-Kilo fazlası olanlar
-Kolesterolü yüksek kişiler
-Ailesinde birinci derece yakınlarında erken kalp damar hastalığı tespit edilenler
BENİM HİÇBİR HASTALIĞIM YOK DEMEYİN
En sık yapılan yanlışlardan birinin de ‘benim hiçbir kalp rahatsızlığım yoktu ki’ diye düşünerek şikayetleri geçiştirmek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sinan Dağdelen, “Ben bir madensuyu içerim birşeyciğim kalmaz, çok yedim ondan rahatsız oldum” şeklindeki ifadelerle ortaya çıkan sıkıntıların önemsenmediğini vurguluyor. Kurban Bayramı'nda risk taşıyan kişilerin yanısıra, henüz herhangi bir sağlık sorunu teşhisi konulmayan kişilerin de çok dikkatli olmalarını ifade eden Prof. Dr. Sinan Dağdelen, Kurban Bayramı'nda kalp sağlığını korumak için şu önerilerde bulundu:
- Öncelikle bayramda sağlıklı kurban kesimi ve etin temiz ve hijenik şartlarda bulundurulduğundan emin olun.
- Yemek yeme alışkanlıklarımızı bayramda çok fazla değiştirmeyin ve aşırıya kaçmayın.
- Et yemeklerinin üzerine hamurlu ve şerbetli tatlılar yemeyin. Çünkü tüm bunları yaptıktan sadece birkaç saat sonra, ciddi bir mide, bağırsak ve yemek borusunda yanma şikayeti yaşayabilirsiniz.
- Her zaman ölçülü ve az yemek, sık yemek en sağlıklı olandır. Unutulmamalıdır ki halk arasında güzel ve bol yemek karşısında “midemiz bayram etsin” ifadesi, aslında mide için tam bir eziyet olacaktır.
- Sindiriminin kolay ve yağ oranının hafif olması bakımından etlerin fırın ızgara veya haşlama şeklinde tüketilmesi en kolay ve sağlıklı olanıdır.
- Yağda ızgara, kızartma veya mangal kömüründe tütsülenmiş et tüketimi, gerek kalp damar hastalıkları ve gerekse mide bağırsak kanserleri riski açısından önemlidir. Etlerin yüksek ısıda iyi pişirilmesi gerek sindirimi ve gerekse olası mikrobik ve parazitlerin dışlanması bakımından önemlidir.
- Günlük et tüketimini 60-100 gr sınırlarında tutmak en doğrusudur ve unutulmamalıdır ki Kurban Bayramı'nı bize özellikli kılan yemek ve tüketim çılgınlığı değil, sosyal yardımlaşma ve iyilik yapma misyonumuzu artırmak ve güçlendirmektir.
- Aşırı yağ tüketimi ile şişmanlık kalp damar hastalıkları riskini artırmaktadır. En önemli yağlı besin tüketim kaynağını ise et ve et ürünleri oluşturmaktadır. Yağlar içerisinde damar hastalıklarına en fazla neden olanlar doymuş ve uzun zincirli yağ asitlerinden oluşan yağlardır ki, bu türde yağlı besin kaynaklarının başlıcaları et ve et ürünlerinden oluşmaktadır.
-Balık etindeki yağ oranı ortalama %7-8, derisiz tavuk etinde yağ oranı %4 iken, yağlı dana etindeki yağ oranı %16, yağsız sığır etinde %15, yağlı sığır etinde %25 ve kuzu etinde ise daha yüksektir. Sakatatlarda ise yağ oranı çok daha yüksektir. Sakatat tüketimi zaman zaman ve sınırlı tutmak gerekir.
- Özellikle kalp, tansiyon, diyabet, damar haslıkları olanların aşırı yemek ve yağlı et tüketiminden uzak durmaları ve dikkatli olmaları ayrıca nemlidir. Mide birden bire tıka basa doldurulmamalıdır, aksi halde aniden midenin doldurulması, aşırı karbonhidratlı ve yağlı beslenme, mide ve onikiparmak bağırsağı ile birlikte safra kesesi ve pankreastan aşırı hormon ve enzim-asit salınımına neden olur. Bu durum ise aşırı mide hasarına, hazımsızlığa, safra kesesi fonksiyon bozulmalarına, glukoz dengesi bozukluklarına, insülin direncine, aşırı asit ile gastritlere ve reflü artışlarına neden olur.
- Bunların yanı sıra bu yeme tarzı mide ve barsak hareketlerini artırarak bu bölgede aşırı kan göllenmelerine neden olur ki bu durum kalbe ve beyne giden kan akımının azalmasına neden olur. Bu kan akımındaki azalma özellikle kalp ve hipertansiyon hastalarında çok olumsuz sonuçlara yol açabilir ve hatta Kalp damar kan akımında yetersizlik olan hastalar da bazen bir kalp krizini başlatabilir.