Güncelleme Tarihi:
Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisinde nakil bekleyen hastaların güvenli tedavisine ilişkin bilgiler paylaşan Medipol Mega Üniversite Hastanesi Organ Nakli Bölümü’nden Prof. Dr. Murat Dayangaç, resmi olarak ilk vakanın bildirildiği 11 Mart’tan birkaç gün sonra aralarında Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nin de bulunduğu birçok üçüncü basamak tedavi merkezinin Covid hastanesi olarak belirlendiğini söyledi.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nin sürece iyi bir planlamayla hazırlandığını anlatan Prof. Dr. Murat Dayangaç, “Aynı kompleks içinde yer alan 3 ana hastane binasından biri ve üç yoğun bakım ünitesinden bu bina ile doğrudan bağlantılı olan bir tanesi, Covid hastalarının bakımı için yeniden düzenlendi. Aynı zamanda Covid şüphesi taşıyanların görüleceği poliklinikler de normal hastane düzeninden ayrıldı. Covid hastalarının akciğer tomografilerinin çekileceği radyoloji ünitesi ve gereğinde yine bu hastalar için kullanılacak girişimsel radyoloji bölümü bile izole edildi. Organ nakli hastalarının yattığı servis, ayaktan geldikleri poliklinik ve buralarda görevli sağlık çalışanları da Covid ile ilgili herhangi bir görevin dışında tutuldu. Tüm bunlara organ nakli ameliyatlarının yapıldığı ameliyathaneler ve bu ameliyatlarda yer alan sağlık çalışanlarının da korunması eklenince, baştan itibaren ‘Covid’siz patika’ adıyla anılan çalışma ortamına sahip olduk” dedi.
“DURUMU KRİTİK HASTALARI BEKLETEMEZDİK”
Prof. Dr. Murat Dayangaç, bu süreçte nakillere yönelik çizdikleri rotayı ise şöyle açıkladı:
“Acil olmayan böbrek nakillerinin bir süre durdurulması yönündeki Türk Nefroloji Derneği ve Sağlık Bakanlığı önerileri uyarınca böbrek nakline ara verdik. Ancak karaciğer nakli hastaları, diyaliz gibi bir şansa sahip değil. Örneğin karaciğer yetmezliği ileri seviyede olan birine, hele de vericisi hazırken beklemesini söylemek kolay değil. Hastaların büyük kısmı ileri derecede karaciğer yetmezliği veya karaciğer kanseri olan hastalar. Dolayısıyla onların uzun süre güvenli bir şekilde bekleyebileceklerini garanti edemezdik. Dünyada hemen tüm ülkeler benzer bir çelişkiyle karşı karşıya kaldı. Uluslararası Karaciğer Hastalıkları ve Karaciğer Nakil Dernekleri, hızla sağlık çalışanlarına yol gösterebilmek amacıyla kılavuzlar yayımladı, uluslararası katılımlı video konferanslar düzenlendi. Ancak her ülkenin hatta her merkezin koşulları birbirinden farklı olduğu için, bu kılavuzları hastaların yararına olacak şekilde uygulamayı benimsedik.”
“COVID NEDENİYLE RİSK 2 KATA ÇIKTI”
Kısa süre içinde pandeminin öncelikle ve en ağır şekilde etkilediği İtalya’dan çok sayıda veri geldi. Karaciğer nakli olmuş hastalarda Covid’e yakalanma durumunda, normal bireylere göre 2 kata yakın artmış ölüm riski bildirildi. Bu nedenle nakil sonrası düzenli poliklinik kontrollerini mümkün olduğunca seyrelttik ve hastaların tetkiklerini yaptırıp sonuçlarını mail yoluyla göndermelerini istedik ve telefonla iletişim kurmayı tercih ettik. Daha da önemlisi Covid’e bağlı ölüm riski, karaciğer yetmezliği nedeniyle bekleme listesinde olup da Covid’e yakalanan hastalarda daha da yüksekti. Bunun üzerine bir de Covid olmasa da karaciğer yetmezliğinin daha da derinleşmesi ya da kanseri olan hastaların yayılım nedeniyle tedavi şansını kaçırmaları riski eklenince, saydığımız durumlardaki hastaların karaciğer nakillerini ertelemeden yapma kararı aldık. Bu süreçte yayınlanan uluslararası kılavuzlar ve Sağlık Bakanlığı önerileri de bu şekildeydi.
HASTA VE AİLEYE BİLGİLENDİRME
Covid gölgesi altında karaciğer nakillerine devam etmeye karar verdiğimizde ilk yaptığımız şey, hastaları ve vericileri bu koşullar altında nakil olmanın olası yarar ve riskleri konusunda daha iyi bilgilendirmek oldu diyen Prof. Dr. Murat Dayangaç, “Bunun için özel onam formları hazırladık. Sonuçta canlı vericili karaciğer nakli sadece hastayı değil, karaciğer vericisini ve hatta bütün aileyi içeren kapsamlı bir süreç. Aslında her şeyin önünde de verici güvenliği yer alıyor. Bu nedenle bizi en fazla zorlayan şey, aslında vericiler ile ilgili sorumluluğumuz oldu. Öyle ki pandeminin başlamasının ardından ertelediğimiz bütün hastalar, verici güvenliği nedeniyle ertelendi. Örneğin 50 yaş üzeri erkek vericileri ya da ılımlı solunum yolu sorunları olan vericileri erteledik. Ne zaman ki vaka sayıları azaldı ve hastanedeki son Covid hastası da taburcu oldu, bu hastaları ondan sonra ameliyata aldık” ifadelerini kullandı.
OPERASYONDAN 72 SAAT ÖNCE TEST
Covid döneminde gerçekleştirilen nakillerde alınan ve alınmaya devam eden önlemler hakkında da konuşan Prof. Dr. Murat Dayangaç sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu konuda da uluslararası kılavuzları takip etmeyi benimsedik. Hasta, verici ve refakatçilerinin, organ nakli servisine yatmadan Covid testlerinin negatif olduğundan emin olduk. Ayrıca hastada ve vericisinde ameliyattan önceki 72 saat içinde Covid testini tekrarlayıp negatif olduğundan emin olduk ve yine kılavuzlarda belirtildiği şekilde akciğer tomografisi yaparak Covid olasılığını dışladık. Hasta ve vericiler, ameliyat sonrası Covid’den korunmuş yoğun bakıma alındılar ve en kısa zamanda servise yatırıldılar. Bu dönemde ortalama yoğun bakım yatış süresi bir gece ile sınırlı kaldı. Zaten Covid öncesi de Organ Nakli servisinde el hijyeni çok sıkı uygulanmaktaydı. Bunun üzerine kişisel koruyucu ekipman uygulaması da eklenince aslında daha da güvenli bir ortam sağlanmış oldu.”