Güncelleme Tarihi:
Antalya-Belek, Susesi Resort Hotel'de gerçekleştirilen 5. Metabolik Sendrom Sempozyumu'nda çarpıcı gerçekler su yüzüne çıktı. Uzmanlara göre, Metabolik sendrom çocuk yaşlarda başlıyor.
Â
9-13 Nisan 2008 tarihleri arasında gerçekleştirilen sempozyum kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Selim Kurtoğlu metabolik sendromun sadece ileri yaşlarda görülmediğini, çocuk yaşlarda hatta anne karnında temellerinin atıldığını dile getirdi. Genel anlamda bel çevresinin kalınlaşması anlamına gelen metabolik sendromun, diyabet, hipertansiyon, kolestrol yüksekliği, obezite, gut, depresyon, kemik ve kas sistemi hastalıkları ve karaciğer yağlanmasına neden olabileceğini belirten Kurtoğlu "Çocuklarımız hayatlarının ilerleyen bölümlerinde ciddi problemlerle karşı karşıya kalabilir. İlk önce anne adaylarının kesinlikle sigaradan uzak durmaları gerekiyor. Gebelikte fazla kilo alınması da çocuğun ilerleyen yaşlarda metabolik sendromla tanışma riskini arttırıyor. Özellikle okul kantinlerindeki yeme alışkanlıkları, çocukların egzersiz yapmaması, asansörle evden ayrılıp, servisle okula gidip tekrar aynı şekilde dönmeleri ve evde de bilgisayar başında çok zaman geçirmeleri metabolik sendromun önemli nedenleri. Araştırmalara göre cips yiyen bir çocuk senede 9 kilo yağ alıyor. Bunların nedeni de yeme alışkanlıklarındaki ciddi değişiklikler" dedi. Çocukların 2 saatten daha fazla bilgisayar ve TV başında kalmamaları gerektiğine değinen Kurtoğlu, fastfood alışkanlıklarından da kurtulunması gerektiğinin altını çizdi.
DOKTORLARIN %40'INDAN FAZLASI SİGARA İÇİYOR
Metabolik sendromun en önemli nedenlerinden biri olan sigara konusunda ise Prof. Dr. Can Öztürk ciddi açıklamalarda bulundu. İlk adımda doktorların sigara konusunda özen göstermeleri gerektiğini vurgulayan Öztürk, "Bir hastanın ilk önce doktorun sigara içmediğini görmesi lazım, hastalıkları tetikleyen en önemli unsur sigaradır. Daha sonra aile ve çevrenin düzelmesi gerekiyor. Çıkacak olan sigara yasasının çok büyük yararı olacağını düşünüyorum" diye konuştu.
550 katılımcı sayısıyla da dikkat çeken sempozyumda 4'ü yurt dışından olmak üzere 57 konuÅŸmacı yer aldı.Â
Â
BEL ÇEVRESİNDEKİ KALINLAŞMA TÜM VÜCUT SAĞLIĞIMIZI ETKİLİYOR
Gelişen teknoloji ve beslenme alışkanlıklarımızın değişmesiyle birlikte bel çevresinde oluşan kalınlaşma sağlığımızı tehdit ediyor. Genel olarak halk tarafından sadece estetik boyutlarda rahatsızlık uyandıran bel çevresi fazlalığı tüm sağlığımızı etkileyecek ciddi hastalıklara davetiye çıkarıyor.
Prof. Dr. Aytekin Oğuz, metabolik sendromun ülkemizde de ciddi boyutlara ulaşmaya başladığını belirtti. Türkiye'de ki kadınların %54'ünün göbeklilik sorunu olduğunu söyleyen Oğuz, "Kadınlarımızın bu oranda olmaları dünyadaki rakamların çok üzerinde. Erkeklerde ise metabolik sendrom tamamen göbekliliğe bağlı değil. Tüm Türkiye'de kadınlarda % 36, erkeklerde % 33 oranında metabolik sendrom var. Metabolik sendrom sadece kan yağları, kan şekeri bozukluğu değil göbeklilikle seyreden bir tablo ve bunun dışında birçok hastalığa davetiye çıkarıyor. Hipertansiyon, diyabet, kolestrol, obezite, yağlı karaciğer hastalığı, safra taşı, uyku apnesi, gut, depresyon, kas-iskelet hastalıkları bunlardan bazıları" dedi.
Metabolik sendromun bütün ülkemizi etkileyen bir sorun olduğunun altını çizen Oğuz "Metabolik sendrom dün yoktu, bu gün var, yarın daha çok olacak. Yaşam tarzındaki değişiklik, daha az hareketlilik, daha fazla kaloriyle beslenme metabolik sendromun temelini oluşturuyor. Metabolik sendromla mücadeleye okul çağlarında başlamak lazım. Belediyelerimize ve Sağlık Bakanlığı'na ciddi görevler düşüyor. Egzersiz alışkanlığını çocuk yaşlardan kazandırmak lazım. Spor ve hareket için yeterli alanların sağlanması gerekiyor" diye konuştu.
10 YIL İÇİNDE TÜRKİYE'DE METABOLİK SENDROMU OLMAYAN ERİŞKİN KALMAYACAK
Türkiye'deki teknolojik gelişimin metabolik sendromu desteklediğini ve bu şekilde devam edilirse ülkemizde ciddi boyutlara erişeceğini belirten Prof. Dr. Oğuz, diyabet ve kalp hastalıklarının ilerleyen yıllarda gittikçe artacağını ve etkili bir bilinçlendirme çalışması ile bunun önüne geçilebileceğini de söyledi.
Toplumda sıkça görülmesine ve sıklığı giderek artmasına rağmen günümüzde pek bilinmeyen bir hastalık olan metabolik sendrom hakkındaki en önemli sempozyum olan 5. Metabolik Sendrom Sempozyumu 550 katılımcı sayısı, 4'ü yurt dışından gelen 57 konuşmacısıyla oldukça ilgi topladı.