Güncelleme Tarihi:
Buz kovası kampanyasınin, ALS’nin hem dünya hem de Türkiye’de bilinirliliğinin artması yönünde büyük katkı yaptığına hiç kuşku yok. Ancak kampanya sürecince yaşanan bazı trajik ölümler, ani soğuğun ölüme varan sonuçlarına da dikkati çekti.
27 yaşındaki Corey Griffin’i hatırlayın, ALS hastası olan arkadaşı Pete Frates adına girişilen kampanyada 100 bin toplamıştı. Sağlıklı ve sportmen bir genç olan Griffin, 16 Ağustos’da saat 02:00’de iskeleden Nantucket Körfezi’nin soğuk sularına atladı ve görgü tanıklarının ifadelerine göre bir kez suyun yüzüne çıktıktan sonra dibe battı. Bölgedeki cankurtaranlar tarafından kısa sürede sudan çıkarılan Griffin tüm çabalara karşılık kurtarılamadı.
Bu olaydan bir hafta sonra, 24 Ağustos Pazar günü akşam üzeri İskoçya Fife bölgesinde, Cameron Kancester isimli 18 yaşında, yine sağlıklı bir genç, kampanyaya destek amacıyla arkadaşlarının yanında terkedilmiş bir taş ocağında oluşmuş bir göletteki soğuk suya 20 metre yüksekten atladı. Ama bir daha yukarı çıkamadı ve cesedi ancak birkaç saat sonra dipten çıkarılabildi.
ANİ SOĞUK SU ETKİSİ
SORUMLU SOĞUK SU REFLEKSİ
Buz kovası kampanyası katılımcıları ve soğuk suya atlayanları ilk bekleyen tehlike, deri yüzeyindeki ısının birden düşmesi sonucunda ortaya çıkan “soğuk refleksi”. Önce güçlü bir nefes alınıyor. Daha sonra hızlı nefes alıp verme aşaması geliyor. Bunun basitleştirilmiş halini sıcak su beklerken duşun soğuk akması sırasında çoğu kişi yaşamıştır. Ancak, soğuk suya dalınca ortaya çıkan bu refleks nefes tutmayı imkansız hale getirdiği için boğulmaya yol açıyor. Prof. Dr. Koylan, “Normalde suyun altında bir dakika kadar nefes tutmak mümkünken soğuk suya atlandığı zaman bu süre birkaç saniyeye iniyor ve ciğerlere su dolması sonucunda boğulma gerçekleşiyor. Otoriteler, tüm boğulma vakalarının yüzde 60’ının soğuk şoku refleksi sonucu olduğunu belirtiyorlar” diyor.
HEM GAZ HEM DE FRENE AYNI ANDA BASMAK GİBİ
Peki, soğuk suya atlamayan buz kovası kampanyası katılımcılarının durumu ne? Prof. Dr. Koylan şunları söylüyor:
“Bu durumda soğuk şokuyla birlikte dalma refleksi de uyarılıyor. Dalma refleksi atkisiyle kalp hızı aniden düşüyor ve kanın ön planda hayati organlara (beyin gibi) yönelmesi sağlanıyor. Bu etkiyle normalde dakikada 70-80 kez atan kalbin atış hızı dakikada 40-50 civarına düşüyor. Buna karşılık soğuk şoku ise tam tersine kalp hızını 110-120’ye kadar çıkarabiliyor. Ortaya çıkan durumu bir otomobilde hem gaz hem de frene aynı anda sonuna kadar basılmasına benzetilebilir. Her iki uyarının birarada olması kalbe giden uyarılarda çelişkiye yol açtığı için ani ritm bozuklukları ve kalp durmaları ile sonuçlanabiliyor.”
KİMLER RİSK ALTINDA
Soğuk suyla karşılaşma sonucu ortaya çıkan ritm bozukluğu çoğu zaman masum olsa bile hipertansiyon, koroner kalp hastalığı, kalp yetersizliği veya ritm bozukluğu gibi altta yatan kalp hastalığı olanlarda soğuk su etkisiyle ani kalp durmaları görülmesi çok daha olası. Prof. Dr. Koylan, “Üstelik, bu sayılan hastalıklara sahip olanların üçte ikisi böyle bir hastalığı olduğunu bilmiyor. Kimi allerji ilaçları, psikiyatrik ilaçlar ve antibiyotik kullananlarda da soğuk su ile ritm bozukluğu ve ani ölüm riski yüksek” diyor.
OTOPSİDE BİLE ÇIKMIYOR
Her iki refleksin uyaran sinir uçları da derinin yüzeyinin 0.2 mm altında, dolayısıyla soğuk su etkisi bunları anında uyarıyor. Soğuk şokunun uyarıcıları tüm vücuda yayılmışken, dalma refleksinin uyarıcıları öncelikle yüzde, göz çevresi, burun ve ağız çevresinde yoğunlaşıyor. Soğuk suya giren sağlıklı kişilerin sadece yüzde 2’sinde kalpte ritm bozukluğu görülürken, yüz de ıslanırsa oran yüzde 80’in üzerine çıkıyor. Soğuk suda ortaya çıkan ritm bozukluğu 10 saniye içinde başlıyor. Bu durum riskli ve acil koşullarda olayın stresinin de eklenmesiyle daha belirgin hale geliyor.
Sporcular da güvende değil. ABD’de 2003- 2011 arasında triathlon yarışmaları sırasında meydana gelen 43 ölümden 30 tanesi, yani ölümlerin % 70’i yarışmanın yüzme aşamasında meydana gelmiş. Bu vakaların tamamı her türlü sağlık testnden geçirilmiş herhangi bir sorunu bulunmayan sağlıklı sporcular. Bunlarda yarışma stresi ile soğuk suyun yarattığı reflekslerin birleşmesinin ölümcül ritm bozukluklarına yol açabildiğini belirtiliyor.
Bugüne kadar boğulma veya hipotermi zannedilen ölümlerin çoğunun da soğuk suyun yarattığı refleksler sonucu oluşan ani ritm bozukluklarına bağlı olduğu düşünülüyor, çünkü ani ritm bozukluğu sonucu ölümü sonradan otopside bile anlamak mümkün değil.
BUZLU KOVAYI DÖKERKEN YÜZÜNÜZÜ İNDİRİN
Prof. Dr. Koylan şu önerilerde bulunuyor:
* Asla soğuk suya atlamayın, bu çok tehlikeli.
* İlla başınızdan aşağı buzlu su dökülecekse, çenenizi göğsünüze doğru indirip yüzünüzü ıslanmaktan koruyun. Hiç değilse iki soğuk su refleksinden birini engellemiş olursunuz.
* Nefesinizi sakın gerektiğinden daha uzun süre tutmayın.
* En iyisi gidin istediğiniz kuruma doğrudan bağış yapın, buz kovası riskine girmeyin.