Güncelleme Tarihi:
Bugüne kadar yapılan pek çok araştırmanın sonuçları, doğru nefes almanın sağlığımız için çok önemli olduğunu gösterdi.
Geçtiğimiz günlerde Daily Mail’de yer alan bir haberde uzmanlar burundan nefes almanın beyin fonksiyonlarını artırabileceğini, kan basıncını düşürebileceğini, ağız kokusunu azaltabileceğini, yüzdeki kas ve doku yapısını değiştirdiği için daha iyi görünmeye yardımcı olabileceğini, hatta daha iyi bir seks hayatına bile katkı sağlayabileceğini söylüyordu.
Biz de bu noktadan hareketle ağızdan nefes almak yerine burundan nefes almanın sağlığımıza etkilerini konunun uzmanları ile masaya yatırdık.
Danimarkalı bir uzun ömür bilimci ve biyomekanik uzmanı olan Mads Tömörkènyi, Daily Mail'e yaptığı açıklamada “Doğru nefes alma teknikleri, düzensiz dişleri, yorgun görünen gözleri önleyebildiğinden dolayı ağzınızı kapatmak sizi daha çekici hale getirebilir” dedi ve yapılan çalışmaların burun yoluyla nefes almanın beyin fonksiyonlarını artırabileceğini, kan basıncını düşürebileceğini ve stres ve anksiyeteyi hafifletebileceğini doğruladığını ifade etti.
DAHA ÇEKİCİ GÖRÜNMENİZİ SAĞLAR
Bir fitness markasının kurucusu olan Tömörkènyi, "Ağzınız sadece soğuk veya alerjiler nedeniyle burun yolunuz tıkandığında nefes almaya yönelik olarak tasarlanmıştır, yeme ve konuşma dışında başka bir amaç için değildir" dedi. Tömörkènyi, burun yoluyla nefes almanın yüzdeki kas ve doku yapısını değiştirebileceğini ve sonuçta daha çekici görünmenizi sağlayabileceğini ifade etti.
Tömörkènyi, ağızdan nefes almanın yanak kaslarını aşırı uyardığını, bu nedenle yüzünüzün daha uzun görünmesine hatta burnunuzun şeklini değiştirmesine bile neden olabileceğini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: "Hava yolunun daralmasına neden olan ağızdan nefes alma, çeneyi oluşturan yüzdeki en büyük ve en güçlü kemik olan mandibulayı duyarsız hale getirir. Havayolları gibi, onun da boyutu küçülür."
Diş Hekimi Dr. Richard Marques, çene boyutunun küçülmesinin dişlerin ağız içinde düzensizleşmesine neden olacağını, burun yoluyla nefes almanın uzun vadede yüzdeki kasları destekleyerek çene pozisyonunu ve dişlerin hizalanmasını iyileştireceğini belirtti.
Dermatolog Dr. Yasemin Fatih Amato ise burundan nefes almanın yüzdeki kas ve doku yapısını değiştirip insanı daha çekici hale getirdiği iddiasının bilimsel olarak doğrulanmış bir iddia olmadığını söyleyerek söze başladı.
Yüz kaslarının değişimine ilişkin en önemli faktörlerin genetik, yaşlanma, cilt bakımı ve egzersiz olduğunu belirten Amato, ağızdan nefes almanın yan etkileri arasında yüz kaslarının aşırı uyarılması ve yüz şeklinde değişiklikler görülmesi olduğunu belirtti ve bu değişikliklerin genellikle uzun süreli ağız solunumu sorunları olan kişilerde daha belirgin yaşandığının altını çizdi.
Yanak kaslarının, ağız solunumu sırasında daha fazla kullanıldığını bunun da yanaklarda sarkmalara neden olabileceğini belirten Amato, ağızdan nefes almanın gözlerin "daha tembel" görünmesine neden olabilecek uyku apnesi gibi diğer uyku bozuklukları ile ilişkilendirilebileceğini de hatırlattı.
Amato, "Ağız solunumu yüz kaslarının aşırı uyarılmasına ve yüz şeklinde değişikliklere neden olabilir. Bu nedenle, sağlıklı bir solunum yolu olan burun yoluyla solunum yapmak önemlidir” diye konuştu.
SAĞLIKLI UZUN BİR ÖMRÜN ANAHTARI SAĞLIKLI NEFESTE SAKLI
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Muhammet Fatih Topuz, ortalama bir insanın nefes alıp verme davranışını ömrü boyunca bilinçli ya da bilinçsiz olarak yaklaşık yarım milyon kez gerçekleştirdiğini, burnumuzun nefes alıp verme organımız olduğunu, doğru nefes alıp vermenin da burundan solunum yapmak olduğunu ifade etti.
Topuz, burundan alınan nefesin faydalarını şu sözlerle dile getirdi:
“Burundan alınan hava akciğere ulaşmadan önce burun içindeki kılcal damar ağları sayesinde ısıtılır ve nemlendirilir. Ayrıca havada bulunan partiküller ve mikroplar burun içinde filtrelenir. Bununla birlikte burun ve sinüslerde bulunan nitrik oksit (NO) akciğerlere ulaşır ve buradan kana karışarak kana akımı ve damarların fonksiyonlarında önemli görevler üstlenir. Kan damarlarını genişleterek kan basıncının düşmesini sağlar, böylece kalp hastalıkları ve cinsel sağlık açısından koruyucu rol oynar."
AĞIZ KOKUSUNU ÖNLER
Dr. Marques, ağızdan nefes almanın diş, diş etleri ve genel ağız sağlığı için zararlı olduğunu belirterek, aşırı derecede ağızdan nefes almanın ağız kuruluğuna ve dolayısıyla kronik kötü nefes problemlerine, ayrıca diş eti hastalığı problemlerine yol açabileceği konusunda uyardı ve ekledi: "Ağızdan nefes almak ağızda bulunan asit seviyesinin artması nedeniyle diş çürümesi ve hassasiyetinin bir nedeni de olabilir."
Diş Hekimi Dr. Kevser Yarımbaş da ağız solunumu nedeniyle dişler ve çevre dokularda oluşacak tükürük akışı kaybının tükürüğün antibakteriyel ve temizleme etkilerini azaltabileceğini; bu nedenle, diş çürüğü sıklığını, diş eti iltihabı, diş eti büyümesi ve ağız kokusunda artış görülebileceğini söyledi.
Dişetinde görülen inflamasyonun yüzey kuruluğu ile ilişkili olduğunu ve ağız florasının ağız kuruluğu neticesinde bozulduğunu, özellikle uyku sırasında oluşan ağız solunumunun diş eti iltihabına ve ağız kokusuna neden olduğunun öne sürüldüğünü ifade eden Yarımbaş, ağız solunumu sırasında hava akışına en fazla maruz kalan bölge olması nedeni ile üst çene ön bölgede gingivitis ve ön dişlerde çürük riskinin arttığının gözlemlendiğini belirtti ve ağız içi negatif etkiler düşünülerek ağız solunumuna sebep olan etkenin tespit edilmesinin önemini vurguladı.
STRESİ AZALTIR, METABOLİZMAYI HIZLANDIRIR
Burun yoluyla nefes almanın stres ve anksiyeteyi azaltabileceğini, burundan nefes alıp verirken nefesi yavaşlatmanın kolay olduğunu ama ağız yoluyla yavaş nefes almanın fiziksel olarak daha zor olduğunu belirten kişisel antrenör ve yoga terapisti Yanar Alkayat, nefesi yavaş vermenin, vücudunun en kompleks ve en uzun siniri olarak vagus siniri boyunca sinyaller gönderdiğini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti:
“Burundan nefes almak kalp atış hızı değişkenliğini (HRV) artırabilir. HRV ne kadar yüksekse, sinir sisteminiz o kadar dengelidir. Bu, stres ve adrenalinde bir artış yaşayabileceğiniz anlamına gelir.”
Doç. Dr. Muhammet Fatih Topuz, burun içindeki hava akım direncinin ağız içinden daha fazla olduğunu, bu nedenle burun solunumunun neredeyse 100-150 kat daha fazla enerji sarf edilmesine neden olduğunu, bunun da metabolizmamızı hızlandırmak için önemli bir detay olduğunu söyledi ve devam etti: “Fiziksel ve ruhsal gevşeme ve rahatlama tekniklerinin başında burundan alınan kontrollü, derin ve sakin soluk alma teknikleri bulunur. Bu teknikle kandaki oksijen ve nitrik oksit düzeyi artırılarak damar genişlemesi ve tansiyon dengelenmesi sağlanabilir.
KAN BASINCINI AZALTIR
Edinburgh'da meditasyon öğretmeni olan Gillian McMichael, yüksek tansiyonun stres ve kaygının yanı sıra diğer birçok şeyden kaynaklanabileceğini, biriyle tartıştığımızda, ya da bir konuda tetikte olduğumuzda doğal olarak ağızdan nefes aldığımızı söyledi ve ‘kutu yöntemi’ gibi basit nefes alma tekniklerinin, düzenli olarak yapıldığında kan basıncını düşürdüğünün kanıtlandığını belirtti.
Uygulaması oldukça basit ve etkileri hızla görülebilen bir nefes tekniği olan kutu yöntemi aynı zamanda 4-4-4-4 nefesi olarak da biliniyor. Akciğerlerdeki tüm havayı boşalıp 4’e kadar sayarak yaklaşık 4 saniye kadar beklenir. Sonra yine 4 saniyede karın kasları ve diyafram da kullanarak, olabildiğince derin bir nefes alınır. Son olarak nefes 4 saniye kadar içeride tutulur ve bırakılır. Bu yöntemin etkisini tam olarak görebilmek için, bu döngüyü 5 dakika boyunca, ara vermeden uygulamak gerekir.
BEYİN FONKSİYONLARINI İYİLEŞTİRİR
Burundan nefes alındığında, vücuttan nitrik oksit salınır. Bu molekül kan damarlarını açar. Lulu Adams, burundan nefes almanın kan damarlarını açarak, özellikle akciğerlerde, nitrik oksitin vücutta daha iyi dolaşımını sağladığını, bunun da organlara daha fazla enerjinin iletilmesi anlamına geldiğini belirtti.
Melbourne'de yaşayan bir kişisel antrenör olan Mark Hallam da burundan nefes alıp verdiğimizde vücudumuzu verimli bir şekilde oksijenlendirdiğimizi söyledi.
Kore Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmada, burundan nefes alma ile ağızdan nefes alma arasındaki farka bağlı olarak katılımcıların daha yüksek beyin aktivasyonu gösterdiği ortaya atıldı.
Dr.Topuz, koku duyumuzun çalışabilmesi için burundan nefes alınması gerektiğini, bunun da hem beslenme alışkanlığımız açısından hem de ruhsal açıdan ne kadar önemli olduğunu hatırlattı ve koku duyusunun vücudumuzu nasıl etkilediğini anlattı:
"Koku duyumuz sayesinde yenen besinlerin tadı daha iyi alınır ve besinler daha cezbedici hale gelir. Ayrıca koku duyusu öğrenme, hafıza, korku ve sevinç gibi davranışların kontrol edildiği beynin limbik sistemi ile direkt bağlantılıdır. Bu bağlantı nedeniyle koku ve duygu durumu arasında kuvvetli bir ilişki vardır. Limbik sistem kadınlarda erkeklere göre daha gelişmiş olduğu için kadınlar kokulara daha hassastır."
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GELİŞTİRİR
Pratisyen hekim ve Tıbbi Beslenme Uzmanı olan Dr Sarah Brewer, burun pasajlarındaki hava akışının ağızdan geçen havadan farklı olarak bir arındırma sistemi içinden geçtiğini şu sözlerle anlattı:
"Bu, mikroplar, kirlilik, duman, toz, alerjenler ve zararlı maddeler gibi hava yoluyla taşınan kontaminantları filtrelemeye yardımcı olur. Bunun için burun, özel hücreler ve küçük tüylerden oluşan bir tabaka ile kaplıdır. Bu hücreler, kir ve mikropları yakalamak için yapışkan bir mukus üretirken, bu küçük tüyler sürekli olarak mukusu burun ve boğazın arkasına doğru temizlemek için çarparlar."
ASTIMA İYİ GELİR
Burun yolu ile nefes almak astımı iyileştirebilir, ağız yoluyla nefes almak ise astım belirtilerinin kötüleşmesine neden olabilir. Astım tedavisinde kullanılabilecek nefes egzersizleri hakkında bilgi veren "Close Your Mouth and Asthma-Free Naturally" (Ağzınızı Kapatın ve Doğal Yollarla Astımdan Kurtulun) kitabının yazarı Patrick McKeown, "Ağız yoluyla nefes almak, soğuk, kuru havanın akciğerlere girmesine neden olabilir ve bu durum hava yollarını daraltır. Burun yoluyla nefes almak ise içimize çektiğimiz havayı ısıtır, nemlendirir ve filtreler” dedi.
DAHA İYİ SEKS HAYATINA YARDIMCI OLUR
Pelvik taban, mesane, vajina ve penis gibi organları destekleyen kaslar ağıdır. İngiltere Ulusal Sağlık Sistemi NHS'ye göre pelvik kasalarını güçlendirmek "seksin daha iyi" olmasını sağlayabilir.
Kadınlarda hamilelik ve doğum sırasında pelvik taban kasları zayıflayabilir. Doğum öncesi ve sonrası egzersiz uzmanı Lulu Adams, "Burun yoluyla nefes almak, ağza göre daha küçük bir alanı kullanarak nefes almaya zorladığı için, boynun ve omuzların önündeki yardımcı solunum kaslarını kullanmak yerine diyaframı kullanmanızı sağlar. Daha iyi diyafram kullanımı, pelvik taban dahil tüm derin kasları olumlu yönde etkiler" dedi.
Adams, "Daha güçlü pelvik taban kaslarının daha iyi orgazmlar elde etmenize yardımcı olabilir ancak pelvik taban kasları çok sıkıysa, penetrasyonla ağrıya neden olabilir" şeklinde konuştu.
Burundan sağlıklı ve doğru nefes alıp vermenin cinsel sağlıkla çok ilişkilendirildiğini erkeklerde eril, kadınlarda dişil enerjinin sağlıkla akmasını sağladığını belirten Psikoterapist Cem Keçe, çiftlerin cinsel birlikteliğe başlarken nefeslerini dengelemelerinin önemli olduğunu, aynı anda burundan nefes alıp, nefesi tutup aynı anda nefesi bırakmanın erkeklerde ereksiyon kontrolüne kadınlarda ise daha kolay orgazm olmaya yardımcı olduğunu belirtti ve cinsel terapilerde doğru nefes almanın önemini şu sözlerle anlattı:
“Biz cinsel terapistler, cinsel işlev bozukluğu yaşayan çiftlere sağlıklı nefes almayı öğretiyoruz. ‘Bir çiçeği koklar gibi nefes alıp bir mumu üfler gibi nefes vermelerini’ istiyoruz. Düzenli nefes çalışmaları ile hem cinsel enerjinin vücutta sağlıklı akmasını sağlıyor hem de cinsel anksiyete gibi konularda yaşanan stresi doğru nefesle yenmelerine yardımcı oluyoruz.”