Güncelleme Tarihi:
TBMM’ye geçen hafta sunulan ve tam güne yeni düzenleme de getiren torba tasarıda hekimlere revirlerde çalışmaları sonucunda "ruhsatsız çalıştıkları" gerekçesiyle hapis ve para cezası öngören yasada ayrıca hasta-doktor gizliliği de ortadan kalkıyor. Yasaya göre depresyona neden girildiği, son adet tarihi, hamilelik, kürtaj bilgileri de Sağlık Bakanlığı ile paylaşılacak. Başta Türk Tabipleri Birliği olmak üzere, İstanbul, Antalya, Bursa, İzmir tabip odaları da yasayı sert bir dille eleştirdi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Beyazıt İlhan, “Bu tasarı, Gezi eyleminde olduğu gibi kurulan revirlerde sağlık hizmeti sunan doktorlara, ‘ruhsatsız çalıştıkları’ gerekçesiyle hapis ve para cezası öngörüyor. Aile hekimliği ise paralı hale getiriliyor” dedi.
TTB: “ÇALIŞTIĞIN YERDE OTUR” ŞARTI
"Eğitimlerini yurt içinde almakla birlikte en az iki yıl yurt dışında çalışan veya daha önce yurt dışında eğitim gören hekimler devlet hizmeti yükümlüğünden muaf tutuluyor. Böylece Türkiye’de okumayı ve çalışmayı tercih etmiş hekimler yönünden devlet hizmeti yükümlülüğü bir cezalandırma uygulaması olarak devam ettiriliyor.
JET PROFESÖR
Kişilere özel düzenleme yapılıp üniversitelere gitmeden ‘jet profesör’ yapılan, Sağlık Bakanlığı’nda profesör unvanı ile ayrıcalıklı ücret ve görevlere getirilen insanlara, Yükseköğretim Yasasının 29. Maddesi çiğnenerek üniversitede çalışmış gibi profesör unvanı ile ilgili her türlü akademik ve özlük hakkı da tanınıyor. Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarına rağmen kamuda çalışan hekimlere kendi uzmanlık alanlarında mesai sonrası serbest meslek icrasını yasaklarken işyeri hekimliği yapın deniliyor."
ANTALYA TABİP ODASI: "BAKANLIK SİYASİ ERKTİR KARAR SİYASİ OLUR"
Bugün açıklama yapan Antalya Tabip Odası Başkanı Can Ertürk, ise doktorların meslekten men kararının Türk Tabipler Birliği (TTB) yerine Sağlık Bakanlığı tarafından verilmesine, "Bakanlık siyasi bir erktir. Hükümetin bakanı bunu yönetir. Alınan karar da siyasetin etkisinde kalır. Doktorlar tıbbi müdahale sırasında elinden gelen her şeyi yapar. Ancak zaman zaman hastayı kaybetmeye varan olumsuz durumlarla karşılaşılır. Bu tasarının kanunlaşması halinde siyasetin elinde insanlar hekimlere karşı silah olarak kullanılır." dedi.
"KAÇ KÜRTAJ OLDU, KAÇ DOĞUM YAPTI"
Antalya Tabip Odası Başkanı Ertürk, "Sağlıkta hekim aracıdır. Hekime mahremiyetini açan kişilerin bilgisini paylaşamazsın" dedi.
Tasarı ile kişilerin kaç kürtaj olduğu ya da doğum yaptığı, son adet tarihi, depresyon sebepleri gibi bilgilerin bakanlık tarafından kayıt altına alınmasının mahremiyet konusunda endişelere yol açacağını dile getiren Ertürk, bazı insanların eşiyle bile paylaşmaktan kaçındığı rahatsızlıkları olduğunu ve bunları paylaşmak istemediği takdirde gizli kalması gerektiğini hatırlattı. Ertürk, sağlık kuruluşlarına gidenlerin aldığı sağlık hizmetine dair bilgilerin nasıl muhafaza edileceği ya da paylaşılacağı konusunda soru işaretleri bulunduğuna da dikkati çekti.
"HİPOKRAT YEMİNİ VAR, DÜNYA TIBBINA HANÇER SAPLAMAK OLUR"
Acil durumlarda sağlık hizmeti vermeye çalışan hekimlere ruhsat sorulmasının çok yanlış bir uygulama olacağına dikkati çeken Ertürk, şunları söyledi: "Tasarı yasalaşırsa dünya tıbbına vurulan en büyük hançer olur. Öfkeyle, hekimleri cezalandırmak için gündeme getirilmiş bir tasarı bu."
Antalya Tabip Odası Başkanı Can Ertürk, acil olaylarda Hipokrat yemini eden hekimlerin öncelikle insan yaşamını kurtarmayı düşüneceğini hatırlattı. Ertürk, tasarının iptal edilmesi gerektiğini vurguladı.
BURSA TABİP ODASI: HEKİMLİK ANDININ YAZILDIĞI TOPRAKLARDA HEKİMLİĞİ MEZARA GÖMMEK
Bursa Tabip Odası da yine kendi internet sitesinden yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi:
20 Haziran 2013 günü yine TBMM’nin kapanmasına az bir süre kala, yine sağlık alanında bir Torba Kanun Tasarısı getirildi. Tasarı ile adeta, hekimlerin, akademisyen hekimlerin, cesurca, özgürce mesleğini, tıp bilgisini toplum yararına sunmasına pranga vurulması hedeflenmektedir.
Birinci basamak aile hekimliğinden, üçüncü basamak tıp fakülteleri hastanelerine kadar halkımızın sağlık hizmetinden yararlanması daha da paralı hale getirilmekte, ticarileştirilmektedir.
"Vatandaşı muayenehane çilesinden kurtaracağım" diyenler artık aile hekimliğindeki hizmetleri dahi yurttaşlara paralı hale getirmektedir. Üniversitelerdeki öğretim üyelerine muayene ve tedavi olmak dönüp dolaşıp parası olan yurttaşların ulaşabileceği bir ayrıcalık haline gelmekte, hocalara da güvencesiz çalışma, akademik özgürlüğün kaybı, yurttaştan para alarak hasta bakma ve bu paranın da yarıdan fazlasına el konması dayatılmaktadır.
Tıbbın kurucuları İstanköy’lü Hipokrates’tan, Bergama’lı Galenos’dan bu yana burada, bu topraklarda; hekimliğin insanlık yararına sunulmasının kuralları, ilkeleri, ahlakı yazıldı. Hekimliğin, doğduğu topraklarda, bu tasarı ile mezara gömülmesine sessiz kalmayacağız."