Güncelleme Tarihi:
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki sıvı alımı ve akabinde artan idrar, taş oluşma sıklığını azaltıyor. Ayrıca limon ve portakal suyu içeriğinde bulunan sitrik asit nedeniyle taş oluşma riskini büyük ölçüde düşürüyor.
Erkeklerde kadınlara oranla üç kat daha fazla görülen böbrek taşının oluşumunun en önemli nedenlerinin başında ise yanlış beslenme geliyor. İşte böbrek taşı oluşumunu artıran ve azaltan etkenler.
Üriner sistem taş hastalığı oldukça sık rastlanan ve genelde ağrıyla seyreden bir rahatsızlık. Böbrek taşları, idrar yolu enfeksiyonları ve prostat patolojilerinden sonra üriner sistemi en sık etkileyen üçüncü patolojik durum. Çoğu hasta tarafından böbrek taşı düşürme doğum sancısına benzetilse de bazı durumlarda ağrıya neden olmuyor. Belirti vermeyen bu taşlar genellikle başka bir rahatsızlık dolayısı ile çekilen röntgen filminde ya da idrar tahlilinde ortaya çıkıyor. Bazen de sık tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları uzmanların böbrek taşından şüphelenmelerine neden oluyor. Ancak ister ağrıya neden olsun ister olmasın taş oluşumunun altında yatan sebebin mutlaka ortaya çıkartılması gerekiyor. Çünkü böbrek taşı hastası ek tedavi almadığı takdirde hastalık ilk yıl yüzde 10, beşinci yıl yüzde 35 ve onuncu yıl ise yüzde 50 tekrarlama eğilimi gösteriyor. Son yıllarda taş hastalığının görülme oranlarında artış yaşandığını dile getiren Aile Hastanesi Bahçelievler Üroloji Uzmanı Dr. Tansu Güdelci artışın en önemli sebepleri arasında yanlış beslenme şekli ve yetersiz sıvı alımı olduğunu belirtiyor.
AĞRI ATEŞ VE BULANTI EN ÖNEMLİ BELİRTİLERİ
Böbrek taşlarının, idrarın taş oluşturan tuzlar ile aşırı doygun hale gelmesi ve yine bu idrarın içinde taş oluşumunu önleyen maddelerin yeterli miktarda bulunmaması sonucunda oluştuğu tahmin ediliyor. Ağrı, idrarda kan, idrar yolu iltihapları, ateş, bulantı ve kusma gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Taş oluşumuna neden olan çok sayıda faktör bulunuyor. Bu faktörler kişisel ve çevresel olmak üzere ikiye ayrılıyor.
BÖBREK OLUŞUMUNA NEDEN OLAN KİŞİSEL FAKTÖRLER
1. Genetik etkenler: Böbrek taşı olan her dört hastadan birinde aile hikayesi bulunuyor. Yapılan bilimsel çalışmalarda taş hastalığının oluşmasında genlerin etkili olduğu gösteriliyor.
2. Yaş: Üriner sistem taş hastalığı genellikle 20-49 yaş arasında ortaya çıkıyor. Genellikle birden fazla taşı olan ve tekrarlayan taş hastalığı nedeniyle takip edilen hastaların taş ile ilgili şikayetlerinin 20’li yaşlarda başlamış olduğu görülüyor. Yapılan araştırmalar, 50 yaş üzerinde ilk kez taş oluşturma oranının çok düşük olduğunu ortaya koyuyor.
3. Cinsiyet: Taş hastalığı erkeklerde kadınlara göre 3 kat daha fazla görülüyor. Çocukluk döneminde ise erkek ve kız çocuklarda taş oluşum oranları arasında fark bulunmuyor. Bunun sebebinin ise ergenlik döneminden sonra salgılanmaya başlanan testosteron hormonunun dolaylı olarak böbrek taşı oluşumuna sebep oluyor olması.
BÖBREK OLUŞUMUNA NEDEN OLAN ÇEVRESEL FAKTÖRLER
1. Coğrafya: Dağlık, çöl ya da tropikal alanlarda yaşayanlarda böbrek taşı görülme sıklığı yüksek. Üriner sistem taş hastalığı A.B.D., İngiltere, Pakistan, Kuzey Hindistan, Kuzey Avustralya, Orta Avrupa, Akdeniz Ülkeleri ve Çin’ de sık görülürken, Orta, Güney Amerika, Afrika’nın büyük kısmı ve Avustralya yerlilerinin yaşadığı yerlerde daha düşük sıklıkta rastlanıyor. Ayrıca ülkemizde de böbrek taşı rahatsızlığı Güneydoğu Anadolu, Akdeniz ve Doğu Karadeniz’de diğer bölgelere oranla daha fazla görülüyor.
2. Sıvı Alımı: Yapılan araştırmalar gösteriyor ki sıvı alımı ve akabinde artan idrar, taş oluşma sıklığını azaltıyor. Ayrıca limon ve portakal suyu içeriğinde bulunan sitrik asit nedeniyle taş oluşma riskini büyük ölçüde düşürüyor.
3. Beslenme Şekli: Protein içerikli gıdaların ve tuzlu yiyeceklerin yenmesi tahıllı gıdalardan ise uzak durulması taş oluşumunu artırıyor.
4. Meslek: Fiziksel aktivitenin fazla olduğu meslek grubundaki kişilerde böbrek taşı görülme sıklığı oturarak çalışanlara oranla çok daha az. Yani rutin hareket, böbrek taşı oluşumunu azaltıyor.
5. İlaçlar: Bazı ilaçların taş oluşumu üzerinde farklı etkileri olabiliyor. Hipertansiyon tedavisinde kullanılan bazı ilaçlarla, kalsiyum ve sodyum içeren bazı ilaçların taş oluşumunu artırdığı öngörülüyor. İdrar söktürücü ilaçlar ise bazı durumlarda taş oluşma riskini artırabilirken bazı durumlarda da azaltabiliyor.
BÖBREK TAŞLARI İÇİN TEDAVİ YÖNTEMLERİ
1. Konservatif Gözlem: Kendiliğinden düşebileceği düşünülen taşlarda konservatif gözlem uygulanıyor.
2. Şok Dalgaları İle Taş Kırma: Vücut dışında ses ile oluşturulan şok dalgalarının, vücut içindeki taşa odaklanarak taşın kırılması sağlanıyor.
3. Üreterorenoskopi ile Taş Alınması: Vücutta herhangi bir kesi yapmadan, idrar yolunun içine bir kamera sistemi ile girilerek böbreğe ulaşılıyor. Bu yöntemle taş kırılıyor veya bütünüyle alınıyor.
4. Perkütan Nefrolitotomi: Böbreğin bulunduğu bölgeden çok küçük bir kesi yapılarak kameralı sistem ile direkt böbrek içine girilerek taşın gözlendiği ve kırılarak vücut dışına çıkartıldığı yöntemdir.
5. Açık Taş Cerrahisi: Yapılan cerrahi kesinin büyüklüğü nedeniyle ortaya çıkabilecek komplikasyonlar, yukarıda belirtilen daha az invazif tekniklerin başarısı bu yöntemi oldukça nadir kullanılan bir yöntem haline getiriyor. Endoürolojik ekipmanı yeterli ve bu konuda deneyimli üroloji kliniklerinde açık böbrek taşı cerrahisi oranı yüzde 1’lere kadar geriledi.