Güncelleme Tarihi:
Eskiçorapçı, yaptığı açıklamada, ramazanda uzun süren susuzluk nedeniyle böbrek taşı oluşumu ve taş dökme şikayetiyle gelenlerin sayısının fazla olduğunu söyledi.
Türkiye'de üriner sistem taş hastalığına sık rastlandığını dile getiren Eskiçorapçı, böbrek taşlarının, idrar yolu enfeksiyonları ve prostat patolojilerinden sonra üriner sistemi en sık etkileyen üçüncü patolojik durum olduğunu belirtti.
Birçok hasta tarafından "böbrek taşı düşürmenin" doğum sancısına benzetildiğini ancak bazı durumlarda da ağrının oluşmadığını ifade eden Eskiçorapçı, belirti vermeyen bu taşların genellikle başka bir rahatsızlık nedeniyle çekilen röntgen filminde ya da idrar tahlilinde ortaya çıktığını aktardı.
Prof. Dr. Eskiçorapçı, "İster ağrıya neden olsun ister olmasın taş oluşumunun altında yatan sebebin mutlaka ortaya çıkarılması gerekiyor. Çünkü böbrek taşı hastası ek tedavi almadığı takdirde, hastalık ilk yıl yüzde 10, beşinci yıl yüzde 35 ve onuncu yıl ise yüzde 50 tekrarlama eğilimi gösteriyor" dedi.
Son yıllarda bu rahatsızlığın arttığını, bunun en önemli nedenleri arasında yanlış beslenme ve yetersiz sıvı alımının yer aldığını vurgulayan Eskiçorapçı, üriner sistem taş hastalığının genellikle 20 ile 49 yaş aralığında ortaya çıktığını, araştırmaların 50 yaş üzerinde ilk kez taş oluşturma oranının düşük olduğunu ortaya koyduğunu anlattı.
Taş hastalığı erkeklerde kadınlara göre 3 kat fazla
Eskiçorapçı, böbrek taşı rahatsızlığının, erkeklerde kadınlara göre 3 kat daha fazla görüldüğünü kaydederek, çocukluk döneminde ise erkek ve kız çocuklarda taş oluşum oranları arasında fark bulunmadığını söyledi.
Türkiye'de böbrek taşının Güneydoğu, Akdeniz ve Doğu Karadeniz'de daha fazla görüldüğü bilgisini veren Eskiçorapçı, protein içerikli gıdaların, tuzlu yiyeceklerin, hipertansiyon tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar ile kalsiyum ve sodyum içeren bazı ilaçlar ile tahıllı gıda tüketiminin yetersiz olmasının da taş oluşumunu artırdığını bildirdi.
Saadettin Eskiçorapçı, böbrek taşlarının herhangi bir tedavi olmadan kendiliğinden düşebildiğini ifade ederek, bu şekilde düşmeyen taşların da şok dalgalarıyla kırıldığını, üreterorenoskopi ile alınabildiğini ya da böbreğin bulunduğu bölgeden çok küçük bir kesi yapılarak kameralı sistem ile direkt böbrek içine girilerek kırılarak, vücut dışına çıkartılabildiğini söyledi.
"Yaza denk gelen ramazanlarda sıvı tüketimi çok önemli"
Bir kişinin, günde ortalama 2 litre su tüketmesi gerektiğini belirten Eskiçorapçı, "Taş oluşumu riski yaz aylarına denk gelen ramazanda arttığından bu ay sonrası uzun süren susuz kalma süresi ortadan kalkacağı için sıvı tüketimi bir miktar artırılmalı ve bütün güne yayılmalı. Böbrek taşı hastalığı olanlar suyun yanı sıra ev yapımı limonata içmeye özen göstermeli. Limonata böbrek taşı oluşumunu ciddi biçimde azaltıyor" diye konuştu.
"Evde sürekli limonata yapın"
Eskiçorapçı, ev yapımı limonatanın önemine dikkati çekerek, gazlı içeceklerden uzak durulması gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Eskiçorapçı, "Böbrek taşı hastaları ramazan ayında mutlaka böbreklerde kuruma olacağı için bu ay sonrası tükettiği su miktarını artırmalı. Limonatayı da ihmal etmemeleri lazım. Hatta terleme oranına göre daha da artırabilirler" ifadelerini kullandı.