Güncelleme Tarihi:
Hastahanenin dar koridorunda ilerleyip kapısı açık olan 13 numaralı odadan içeri girdiğimde ‘anne’ deyip ardından da hemen kahkahalarla gülüyordu. Makineden küçük kalbine bağlı beş kabloya aldırmadan yatağın üzerinde zıplıyordu. Tıpkı yaşıtları gibi.
Kabına sığmayan bir çocuk. Henüz iki yaşında. Ömrünün neredeyse tamamını hastane ve doktor muayenehanelerinde geçirmiş. Kalp damarları yeteri kadar çalışmıyor. Kalp yetmezliği var. Makine desteği ile damarlar fonksiyonlarını yerine getiriyor. Charite Hastanesi Çocuk Kalp Damar Servisinde 10 aydır tedavi görüyor, bağlı olduğu makinelerin desteği ile hayata tutuluyor.
Küçük bir odada kalıyor Cavit, tek başına. Yatağının tam karşısındaki dolaba ise ablalarının resimleri ile süslü. Minik parmakları ile o resimleri gösterip ‘abla’ diyor. Ardından gülümsüyor. Abla nerede diye sorulunca da hemen hüzünleniyor, siyah zeytin gözlerini gözlerine kilitleyerek bir an baktıktan sonra da iki kolunu yana açıp omuzları hafif kaldırarak bilmediğini anlatmaya çalışıyor.
"YAVRUMU ÖLÜME TERK ETMEMİ İSTEDİLER"
Yatağın yanında ayakta duruyor annesi. Üç çocuğunun en küçüğü olan Cavit’in elini hiç bırakmıyor 29 yaşındaki anne Sevinç Merkit. Elini bıraksa sanki hayattan kopup gidecek küçük yavrusu.
Braunschweig’dan Berlin’e 10 ay önce Cavit’i tedavi için getirdiğini söylüyor. ‘Bir kaç hastaneye tedavi için götürdük. Fakat götürdüğümüz tüm hastaneler ve doktorlar yapacakları bir şey olmadığını söylediler. Yavrumu ölüme terk etmemi istediler. En son Charite Hastanesi doktorları ile görüştük ve kalp nakli olması için buraya getirdik son umut olarak’ diyerek Charite Hastanesinde Cavit’i yaşatacak bir minik kalp bulunacağına olan inancının tam olduğunu anlatıyor.
Aslında dört ay önce Cavit için uygun bir kalp de bulunuyor. Uzun süren yorucu bir ameliyattan sonra kalp da takılıyor. Fakat korkulan oluyor. Kalp vücut ile uyum sağlamıyor. Şimdi ikinci bir kalp bekleniyor.
Cavit, ağızdan beslenemiyor. Mideye bağlanan hortumlar yoluyla besleniyor. Yemek yemesinin çok sorun olmadığını söyleyen anne Sevinç Merkit ‘En büyük sıkıntı su. Günde en fazla 200 mililitre su içebiliyor. Daha fazlasını içerse doktorlar öleceğini söylüyor. Suyu ölçülü vermem gerekiyor. Cavit de en çok su istiyor. Suyu fazla istemesin, unutsun diye sürekli oyalamak gerekiyor.”
Servisin maskotu Cavit. Herkes ona çok alışmış. Hemşireler, hasta bakıcılar ve temizlikçi kadınlar da kapının önünde geçince mutlaka maskotlarına selam verip laf atıyorlar. Onun da zaten gözü hep kapıda geçenlere ve seslenenlere meraklı gözlerle bakıyor. Onlarla iletişim kurmak istiyor. Çünkü odasından dışarı çıkamıyor. Altı metrekarelik odada kendisini hayata bağlayacak, yaşıtları gibi koşup oynamasını sağlayacak minik bir kalp bekliyor 2 yaşındaki Cavit.