Güncelleme Tarihi:
Bazı arkadaşlar kalıcıdır, ömür boyu sizinledir. Bazıları ise mevsimler gibi, gelir ve gider. Kimileri ise aslında bitmesi gerektiği halde devam eder ve toksik bir ilişkiye dönüşür. Bu ilişkide toksikliğe maruz kalan tarafın ilişkiyi sonlandıramaması da oldukça yaygın bir durum.
Biz de toksik arkadaşından vazgeçen ve vazgeçemeyenlerle konuştuk.
Ardından Uzman Klinik Psikolog Aslıhan Tellioğlu ile toksik arkadaşı konusunu tüm detaylarıyla inceledik.
ORTAK ARKADAŞLAR ETKİLENMESİN DİYE HAYATIMDAN ÇIKARMIYORUM
Serkan K. (40)
Uzun yıllardır tanıdığım yakın bir arkadaşım var. Bana gerçekten yıllar önce büyük bir kazık attı, kimsenin affetmeyeceği bir şeydi bu. Hatta öyle bir kazıktı ki arkadaş grubundakilere söylemedim onlar da tavır alır diye. Affettim ama unutmadım tabii ki. Sonrasında hayata dair görüşlerimizde büyük uçurumlar oluştu, bu fikir ayrılıkları bana çok batmaya başladı. Bu fikir ayrılıklarını bilerek beni kızdırmak için söylediğini düşünüyorum. Normalde bir sevgilimle böyle zihinsel bir kopuş yaşasam düşünmeden ayrılırım, neden bunu arkadaşlarımızda yapamıyoruz diye düşündüm uzun süre.
Ama sürekli aktif olan küçük çekirdek bir arkadaş grubunun da bir parçası. Benim bir adım atmam herkesin hayatındaki konforu bozacak, buluşma şekilllerini, mevcut dinamiği değiştirecek. O yüzden bir şey yapmadan, mesafemi artırarak hayatımda tutmaya devam ediyorum.
Ama bu durumdan hiç hoşnut değilim.
‘BİR KERE HESABIMI ÖDEDİ, PARASINI GERİ İSTEDİ’
Kerem B. (35)
Arkadaşlarımla aramda para asla sorun olmamıştır. Zaten mahalle kültürüyle büyüyen kişiler olduğumuz için kimin neyi varsa ortaya koyardı. Ancak arkadaşlarımızdan birinin durumu hepimiz gibi değildi, biz de bir yere gittiğimizde onun hesabını da öderdik. Zaman geçti, büyüdük ve işe girdik. Bazılarımız evlendi, bazılarımız yurt dışına gitti, hatta bazılarımız baba bile olmuştu.
Hayat koşuşturmacasından bazı kopukluklar yaşasak da arkadaşlıklarımızı canlı tutmaya çalıştık. Durumu bizden daha kötü olan arkadaşımız da gayet güzel bir işe girmiş, arabasını bile almıştı. O sırada benim arabam yoktu… Ancak her buluştuğumuzda yılların alışkanlığı sürüyor, yine hiç hesaba elini bile sürmüyordu. Bir de üstüne menüdeki en pahalı kahveyi içiyor, en iyi yemeği yiyordu.
Belliydi ki artık konu fırsatçılıktan başka bir şey değildi. Ben de yine dışarı çıktığımız bir gün menüdeki en güzel yemeği söyledim ve hesap sırası geldiğinde cüzdanımı arabada unuttuğumu söyledim. Mecbur kalan arkadaşım hesabımı ödedi ama daha eve bile gitmeden parayı göndermem için hesap numarasını attı. Yıllardır tek bir kuruşun lafını yapmayan ben bu davranıştan sonra çok üzüldüm. Yılların arkadaşlığı diye mecburiyetten hala sürdürsem de artık hem daha az görüşüyorum hem de hesap sırası geldiğinde sadece kendi yediklerimi ödüyorum.
‘KENDİ İŞ BULAMADIĞI İÇİN BİZİM DE İŞ KONUŞMAMIZI İSTEMİYORDU’
Buse G. (27)
Bu hayatta arkadaşlıklara hep çok önem veren biri oldum. Üniversiteden mezun olduktan sonra ben dahil tüm arkadaşlarım iş aramaya başladık. En hızlı iş bulan ben oldum.
Bir sene içinde çoğu arkadaşım sektörde belli başlı şirketlere yerleştikten sonra, bir arkadaşımız hala iş bulamamıştı. İşsizliğin verdiği öfkeyle, gruplarda işimizle ilgili bir şey konuşmamızı istemiyordu. Daha sonra iş buldu ancak istediği kadar iyi bir firma olmadığı ve biz daha bilinen yerlerde çalıştığımız için hala iş hakkında konuştuğumuzda sinirleniyordu. Hatta kendisinin iyi bir yerde çalışmıyor oluşunu neredeyse bize bağlıyordu. Bizi öyle bir suçluyordu ki hepimiz kendimizi ona iş ararken bulduk.
Artık özelden konuştuğum her arkadaşım bu durumdan rahatsız olduğunu söylüyordu. Fakat yıllardır birlikteydik ve iyi anlaşıyorduk, bu sebeple arkadaşlığımızı koparmak istemiyorduk. Biz de iş ile ilgili hiçbir şey konuşmamaya, arkadaşımız konuştuğunda ise cevap vermemeye başladık. Sonunda tepkimizin farkına vardı ve o da bizi suçlamayı bıraktı.
‘BİRİYLE KÜSÜNCE TÜM SIRLARINI ORTAYA SERİYOR’
Pınar T. (28)
Birlikte çok eğlendiğim üç kişilik bir arkadaş grubum var. Evlerimiz de yakın olduğu için iş çıkışlarında kahve içer, hafta sonlarını birlikte geçirir, kısacası sürekli görüşürüz. Yıllardır bu arkadaşlık güzel bir şekilde ilerlerken, diğer iki arkadaşımın arasında sorunlar çıkmaya başladı ve bir kişi grup dışı kaldı.
Artık her şeyi iki kişi yapmaya başladık, işte aydınlanmam da tam bu zamanlarda başladı. Dışarı çıktığımızda pek bir şey anlatmıyor, sadece benimle ilgili detayları konuşuyorduk. Asıl korktuğum nokta ise şu oldu; küstüğümüz arkadaşımızla ilgili bildiği her şeyi diğer insanlarla paylaşıyordu. Aslında kendisiyle ilgili hiçbir şey paylaşmaması ve anlatmamasının sebebi de buydu. Çünkü biriyle küstüğü an hakkındaki tüm sırları ortaya serebiliyor, kendi başına bunun gelmemesi için sadece dinliyordu.
Artık ben de farkındalık kazanıp hiçbir şey anlatmamaya başlamıştım. Ben de susunca görüştüğümüzde konuşacak hiçbir şey olmuyor, havadan sudan konuşup uzun sessizliklerden sonra ayrılıyorduk. Gruptaki asıl toksik arkadaş ise bu şekilde ortaya çıktı. Şimdi ikisiyle de görüşmüyorum. Yeni arkadaşlarımı ise daha dikkatli seçiyorum.
‘BEĞENDİĞİ RENK ARABA ALDIĞIM İÇİN BANA KÜSTÜ’
Neslihan M. (19)
Komik ama çocukluk arkadaşımla aramızın açılmasına sebep olan şey bir araba. Şimdiye kadar çoğu şeyi birlikte yaptık, ehliyet almak da dahil. Kursa beraber gittik, sınava aynı gün girdik ve nihayet ehliyetimizi aldık. Arkadaşımın arabası vardı ama benim arabam yoktu. Ben araba alana kadar sürekli onun arabasıyla gezdik, tozduk ve acemiliğimizi attık.
Sonunda ailem de bana hem 18 yaş hem de üniversiteye başlama hediyesi olarak bir araba aldı. İşte ne olduysa o andan itibaren oldu. Bir arabam olmasının heyecanıyla derhal en yakın arkadaşım olarak gördüğüm kişiye fotoğrafını attım. Önce bana görüldü attı. Ben de bir işi olabileceğini düşünerek umursamadım. Ardından akşam olduğunda evine doğru yola çıkıp aradım ve arabayla bir tur atma teklifinde bulundum. Hiçbir şey olmamışçasına kabul etti ve gidip onu evinden aldım.
Arabaya bindiği andan itibaren surat asıyor ve sorularıma ters cevaplar veriyordu. Bir sorunu olacağını düşünerek konuşmak istediğimi söyledim ve bir kafeye gittik. Etrafımızda onlarca insan yokmuşçasına bana bağırmaya başladı. Nasıl olur da onun istediği renk arabayı alırmışım… İşte o zaman arabayı kıskandığı için böyle yaptığını anladım ve ben de ona bağırmaya başladım. Çünkü böyle bir sebep yüzünden yediğin içtiğin ayrı gitmediği kişiyle kavga edilmez. Herkesin ortasında uzun bir tartışmadan sonra arabaya da binmedi ve bir taksiye atlayıp evine gitti. O günden sonra her yerde de istediği renk araba aldığım için benimle konuşmadığını dile getirmiş. Ortak arkadaşlarımız bile bu sebep karşısında ne diyeceklerini şaşırıp beni arar oldu. Sonunda bir daha konuşmadık ve hiç vakit kaybetmeden kendine aynı renkte bir araba aldırdı.
‘ESKİDEN TÜM GÜN BERABER OLMAK KEYİFLİYDİ, ŞİMDİ BİR SAATE TAHAMMÜL EDEMİYORUM’
Esra Ö. (30)
Okul döneminde sanki yalnız kalmaktan korkarmışçasına çok fazla arkadaş edindim. Zaten halihazırda çok olan arkadaşlarımın üzerine üniversitede ve iş hayatında bir yenilerini ekledim. Böylelikle kontrol edemeyeceğim kadar çok olmaya başladı. Öğrenciyken her birine ayıracak vaktim vardı ancak iş ve evlilik hayatı işin içine girince birçoğuna vakit ayırmam imkânsız hale geldi. Sadece iki gün olan hafta sonu için en az dört plan yapıyor, bir şekilde hepsiyle görüşmeye çalışıyordum. Çünkü biriyle görüşsem diğerinin kalbi kırılıyor, iki hafta görüşmediğim arkadaşım bana tavır yapıyordu.
Zamanla onlarca parçaya bölünmekten sıkıldım ve bir şeyler yapmam gerektiğinin farkına vardım. Öncelikle beni durmadan rahatsız eden ve sırf bir hafta görüşmedim diye tavır yapan bir arkadaşımı hızlı bir şekilde hayatımdan çıkardım. Çünkü önceden onunla tüm gün birlikte geçirmek keyif veriyorken şimdi bir saate bile tahammül edemiyorum.
Nasıl mı yaptım? Epey zor oldu ama artık eskisi kadar görüşmek istemediğimi ve bazı şeylerin değiştiğini söyledim. Tıpkı yıllardır hayatında olan bir sevgiliden ayrılmak gibiydi. Yine de tam bir kopma yaşayamadık, hala birkaç ayda bir görüşüyor ve bazı paylaşımlarda bulunuyoruz. Ancak bu süre uzadığı için eskiye göre daha fazla tahammül edebiliyorum.
TOKSİK ARKADAŞI BULUNAN KİŞİLER KENDİLERİNİ DEĞERSİZ HİSSEDER
Çoğu kişinin hayatının bir döneminde toksik arkadaşlıkları olmuştur. Peki toksik arkadaşlar kişileri nasıl etkiler?
Toksik arkadaşlıklara sahip olmanın özgüven eksikliğiyle birlikte kişinin kendine yüklediği değerlerinde negatifleşmesine sebep olduğunu söyleyen Uzman Klinik Psikolog Aslıhan Tellioğlu, “Toksik arkadaşlığı bulunan kişilerin kendilerini daha sık yetersiz ve değersiz hissettiğini gözlemliyoruz. Toksik arkadaş profilindeki kişiler genellikle rekabetçi, karşısındakini ve diğerlerini kıskanan, sık sık başkaları hakkında olumsuz değerlendirmeler yapan, sürekli kendine odaklanan ve kendini düşünen, çoğunlukla da eleştirel bir dil kullanan kişiler oluyorlar” ifadelerini kullandı.
EN ÖNEMLİ UNSUR KİŞİNİN ARKADAŞLIĞIN ZARAR VERDİĞİNİ FARK ETMESİ
Böyle bir durumla karşılaşan kişiler ne yapmalı?
Toksik arkadaşlığın faydadan çok zarar getirdiğini belirten Tellioğlu “Arkadaşlık ilişkinizde kendinizi daha geri planda hissetmeye başladıysanız, kendi duygu ve düşüncelerinize önem verilmediğini hissediyorsanız ve bununla birlikte karşı tarafın sizi çıkarları için kullandığını hissediyorsanız artık bu arkadaşlık toksik bir ilişkiye dönmüş demektir” dedi.
Tellioğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Toksik bir arkadaşlığı sürdürmek kadar sonlandırmak da zor olabilir. Bu noktada en önemli olan unsur kişinin bu arkadaşlığın ona zarar verdiğini fark etmesi ve kendi yararı adına net bir karar almasıdır. Bu kararlılığın ardından karşınızdaki kişiyle açık bir iletişim dili kullanarak ‘bu arkadaşlıkta bana iyi gelmeyen bazı şeyler var, ben kendimi seninle önemsiz hissettiğimi fark ediyorum’ gibi cümlelerle artık bu ilişkinin sonlandırılması faydalı olur.”