Güncelleme Tarihi:
Bazı insanlar özür dilemeyi bir gurur meselesi haline getirirken, bazıları da gün içinde defalarca özür dileyebiliyor. Bu özürlerin çoğu genellikle küçük sorunlar için dileniyor.
Sürekli özür dilemenin kırılması gereken yanlış bir davranış olduğu görüşü oldukça yaygın. Peki bu tavsiye ne kadar doğru?
Yapılan sıra dışı bir çalışmada, araştırmacılar gereksiz özür dilemenin etkisini test etti. Araştırma kapsamında bir adam yağmurlu bir günde tren istasyonunda bekleyen onlarca yabancıya yaklaştı ve cep telefonlarını ödünç almak istedi. Çoğu insan adamı geri çevirdi. Ancak adam farklı bir taktik deneyip söze "Özür dilerim" diye başladığında daha başarılı oldu.
Tren istasyonu araştırması, insan davranışı ve psikoloji alanındaki diğer araştırmalarla birlikte, çeşitli durumlarda "Özür dilerim" demenin başkalarına karşı empati göstermenin etkili bir yolu olduğunu öne sürüyor.
Araştırmanın başyazarı Doç. Dr. Alison Wood Brooks, “Özür dilemenin kötü bir şey olduğunu söyleyecek hiçbir özür araştırmacısı yok” dedi.
KADINLAR DAHA FAZLA ÖZÜR DİLİYOR
Kadınlara kıyasla erkeklerden daha az özür duyduğunuzu düşünüyorsanız, haksız değilsiniz. Hatta bunu destekleyecek bilimsel kanıtlar da var. Ortalamalara göre, kadınlar hayatları boyunca erkeklerden daha fazla özür diliyor.
Erkeklerin özür dilemek için fazla inatçı olduklarına dair söylentiler olsa da aslında daha az özür dilemelerinin inatçılıkla hiçbir ilgisi olmayabilir. Zira araştırmalar, erkeklerin ve kadınların ne tür davranışların özür dilemeye değer olduğu konusunda çok farklı fikirlere sahip olduğunu gösteriyor.
Pittsburgh Üniversitesi'nde görev yapan psikoloji uzmanı Doç. Dr. Karina Schumann da insanların başka birinden özür dilemenin ne zaman uygun olduğu konusunda farklı anlayışlara veya temellere sahip olduğunu söyledi.
Özür dilemek bazıları için çocukluktan kalma bir alışkanlıkken, bazıları için de sorunlara çözüm bulmak için etkili bir yol. Biz de durmadan özür dileyenler ve bunu bir alışkanlık haline getirenlerle konuştuk. Ardından neden bu kadar çok özür dilediğimizi Psikolog Dr. Gizem Sürenkök tüm detaylarıyla açıkladı.
‘ARABAYI BİRAZ SARSTIĞI İÇİN BİLE ÖZÜR DİLİYOR’
Gözde K. (26)
Arkadaşlarla yapılan tatilin tadına doyum olmaz. Ben de iki sene önce üniversite arkadaşlarımla bir tatile çıktım. İçimizden birinin arabasıyla yola çıkıp İzmir’in tüm turistik yerlerini gezdik ve doyasıya eğlendik. Daha önce çok kez tatil yapsak da hiç araba ile yolculuğa çıkmamıştık. Arabayla tatil, arkadaşımı tam anlamıyla tanımama yardımcı oldu.
Günlük hayatında da çok kibar biriydi ve herkes tarafından çok sevilirdi. Hatta bugüne kadar tanıdığım en kibar insan olabilirdi. Ve beni o güne kadar rahatsız etmeyen bu durum, tatil boyunca çok rahatsız etmişti. Çünkü arabayla kasisin üzerinden geçtiğinde bile sarsıldığımız için bizden özür diliyordu. Arabayla viraja hızlı girdiğinde veya çukura girdiğinde özür diliyordu. Hiç böyle söyleyeceğimi düşünmezdim ama bir özür daha duymaya tahammülüm kalmamıştı. Hatta dönüş için bir uçak bileti bile almayı düşündüm ama ayıp olur diye yapmadım.
O tatilde anladım ki kabalığın olduğu gibi kibarlığın da fazlası çekilmiyordu. Sürekli özür dilemek bir yerden sonra her şeyi anlamsız kılıyordu. Artık anlamsızca özür dileyen herkesi uyarıyorum.
‘AĞZIMIZ AŞINMAZ, SÜREKLİ ÖZÜR DİLESEK NE OLUR?’
Selma K. (42)
Bence biz kadınlar erkeklere kıyasla daha düşünceli, daha kibarız. Karşımızdaki insanları kırmamaya daha çok özen gösteriyoruz, bu yüzden daha çok özür diliyoruz. Eşimi, babamı, erkek kardeşimi, oğlumu düşünüyorum; genetik kodlarında özür dilemek yok gibi. Oğluma bebekliğinden beri özür dilemesi gereken durumları öğretiyorum ama hiç meyvesini toplayamadım. Bazen yaptığı kötü bir davranıştan dolayı özür dilemesi için diretiyorum, dilememek için pazarlık yapıyor, sanırsın etinden et koparıyoruz. Ben de bu konuda haddinden fazla ısrarcı olabilirim. Mesela arkadaşları ile aralarında bir şey yaşanıyor, tek özür diletmeye çalışan ebeveyn ben oluyorum. Sonra da 'Acaba bu özür dileme olayına ben mi çok takıntılıyım' diye kendime sormadan edemiyorum.
Bir kitap okumuştum 'Sorry' adında. Bir özür dileme projesinden bahsediyordu. Almanya’da yaşayan dört genç arkadaş Sorry adında bir ajans kuruyorlar. Ajansın işi 'şirketler adına, hata yapılan çalışandan özür dilemek'. En son yapılan anlaşmada özür dilenecek kişi bir ölü, olaylar bunun üzerine gelişiyor. Bu kitabı okuyunca daha çok özür dilemeye başlamış olabilirim. Kimsenin kalbini kırmak, yarın bir gün onlara bir şey olduğunda vicdan azabı çekmemek istiyorum. O yüzden 'Ağzımız aşınmaz sürekli özür dilesek ne olur' diye düşünüyorum.
‘YOLDA BİRİ BANA ÇARPSA BİLE OTOMATİK OLARAK ÖZÜR DİLİYORUM’
Dilan K. (29)
Benim annem anaokulu öğretmeni ve ben de onun öğrencisiydim. Ta o yaşlardan beri özür dilemeyle ilgili kafama kazınan bilgiler var. Çocukken çok sık özür dilediğimi hatırlıyorum. Kuzenlerimle kavga ederdik, aslında kavgayı ben çıkartmamama rağmen 'Birbirinizden özür dileyin' dediklerinde ben dilerdim ama kimse benden özür dilemezdi. Sonra artık ben alıştım nerede özür dilemem gerektiğini öğrendim ve hep çok sık teşekkür eden, özür dileyen biri oldum. Buraya kadar normal belki ama bir gün fark ettim ki ben gerekli gereksiz sürekli birilerinden özür diliyorum. Sevgilimle tartışıyoruz mesela, kavgayı çıkaran hatalı olan o, bunu o da biliyor ben de. Ama gidip özür dileyen 'Hadi barışalım' diyen ben oluyorum. 'Neden küstük? Ben ne yaptım ki? Neden o özür dilemiyor?' diye sorgulamıyorum. Yıllarca böyle davrandım çevremdeki herkese, 'Aman kırılmasın aman gücenmesin' diye anaokuluna giden o çocuk gibi sürekli özür diledim.
Yolda sokakta yürürken bile birine yanlışlıkla çarpsam hemen özür dilerim ama bir gün bu konuda farkındalık yaşamama vesile olacak bir olay yaşadım. Caddede yürürken kaldırımda yanımdan bir beyefendi geçti elini kolunu sallaya sallaya. Bana omzu ile öyle bir çarptı ki resmen sarsıldım, sonra birden otomatik olarak 'Özür dilerim' dedim. Baktım ki adam arkasına dönüp bakmıyor bile öylece yolunda ilerliyor bir 'Affedersiniz' demeden, cinlerim tepeme çıktı. Ben hatalı olmadığım halde özür diliyorum adamın bana çarpmış üstüme basıp geçmiş umurunda değil. Geri dönüp adamın arkasında bağırdım, ‘Benden özür dile’ diye… Bana öyle bir güldü ki o sırıtışı hiç unutamıyorum, 'Nasıl bir manyaksın sen?' der gibiydi adeta…
O gün anladım ki ben sürekli gereksiz yere özür diliyorum bu yüzden asıl özür dilemesi gerekenler dilemiyor. 'Bu huyumdan vazgeçmeliyim ve sadece gerçekten hatam olduğunda özür dilemeliyim' diye karar verdim.
Birkaç gün sonra annemi ziyarete gidince bu olayı anneme anlattım ve artık değişmek istediğimi söyledim. Annem ne dedi biliyor musunuz? ‘Özür dilerim… Seni bu kadar özür dileme odaklı yetiştirdiğim için gerçekten özür dilerim.'
Sanırım dünya üzerinde en çok özür dileyen insanlar listesinde annem ile ben üst sıralardayız.
‘HER ŞEYİN KOLAYCA ÇÖZÜLDÜĞÜNÜ ANLAYINCA HER KONUDA ÖZÜR DİLEDİM’
Doğuş Ç. (28)
Kız arkadaşımla dışarıdan harika gözüken ama bol inişli çıkışlı bir ilişki yaşıyoruz. Genel olarak uyumlu insanları sevsem de ilişkide biraz daha zoru seven taraf olurum. Doğal olarak kız arkadaş seçimimi de buna göre yaptım. Ancak ben zoru seviyorum derken, böyle bir ilişkiyi de hayal etmemiştim. Neredeyse hiç durmadan tartışıyorduk, sorunsuz bir günümüz bile geçmiyordu. Başta bu kavgaları uzatıyor, sadece buluşmaya 15 dakika geç kaldığım için bile günlerce kavga ediyorduk. Daha büyük sorunlarda bu süre bir haftayı bile buluyordu.
Tüm bu saçma tartışmalardan sonra gerçekten hatalı olduğum bir olay yaşandı. Ben de bunun sonucunda kavga edecek yüzü bulamayıp, özür diledim. Ve neredeyse beni bir daha affetmeyeceğini düşündüğüm bir konu hızlıca çözüme ulaştı. Daha sonra yaşadığımız birkaç küçük sorunda yine özür diledim ve hemen barıştık. Sonunda özür dilemenin gücünü fark etmiştim. İlişkimizin anahtarı özür dilemekti. Küçük bir özürle her şeyin çözüldüğünü anladığımda her konuda özür dilemeye başladım. Artık kavga etmiyor, gayet iyi anlaşıyorduk.
Tabii bu huzur bazı olumsuzlukları da beraberinde getirdi. Artık özür dilemek dilime yapışmıştı. İşte, evde, markette kısacası her yerde gerekli veya gereksiz önemsemeden sürekli özür dilemeye başladım. Çünkü işin kolayı buydu ama kurtulmam lazımdı. Şimdi de hem ilişkide hem de sosyal hayatta gereksiz yere özür dilemeyi engellemeye çalışıyorum.
‘BENİM İÇİN ÖZÜR DİLEMEK MERHABA DEMEK KADAR NORMALLEŞTİ’
Aslı A. (32)
İkili ilişkilerde genel anlamda uyumlu biriyim, en azından ben öyle olduğumu düşünüyorum. Nedense hep karşıma da uyumsuz insanlar çıkıyor. Son ilişkim ise psikoloji ders kitaplarına konu olabilecek nitelikteydi. Erkek arkadaşımın özür takıntısı vardı, ama kendisi dilemiyor karşısındakinin özür dilemesini istiyordu. Bunu içten içe de istemiyor, direkt olarak söylüyordu. Mesela masada otururken yanlışlıkla ayaklarımız birbirine çarpsa ‘Derhal özür dile’ diyordu.
Başlangıçta özür dilemeyi reddetsem de sonrasında çıkacak tartışmalardan sıkıldığım için istemeyerek de olsa diliyordum. Artık benim için özür dilemek ‘Merhaba’ demek kadar normal bir şeydi. Hatta neredeyse bir şey yapmadan peşinen özür dileyecek hale gelmiştim.
İlişkimizin birinci yılını aştığımızda beni ailesiyle tanıştırmaya karar verdi. Ailesi başta gözüme çok tatlı gözükse de biraz daha vakit geçirdiğimde şaşırmaktan kendimi alamıyordum. Çünkü erkek arkadaşımın annesi durmadan ‘Derhal özür dile’ diyordu. Erkek arkadaşımın kendisinden bu kadar çok özür dilenmesini istemesinin sebebi de kesinlikle annesiydi. Tıpkı erkek arkadaşım gibi annesi de olur olmadık her şey için özür dilenmesini istiyordu. Bunu şimdilik sadece oğluna yapsa da zamanla bana da yapabilirdi. Erkek arkadaşımın bu durumuna alışmıştım ama bir de annesine katlanabilecek gibi değildim.
Ben de sürekli özür dilemesini istediğinde kendisinden özür dilememeye başladım. Buna tahammül bile edemiyordu. Annesinin ona yaptığını, kendisinin de başkalarına yaptığını söylediğimde ise neredeyse delirdi ve benim pek de bir şey yapmama ihtiyaç kalmadan benden ayrıldı. Ben de bir daha kimseden gereksiz yere özür dilemedim.
KENDİ YAPMADIĞIMIZ ŞEYLER İÇİN ÖZÜR DİLEMEK ÖZSAYGIYI AZALTIR
Peki bazı insanlar neden olur olmadık zamanlarda sürekli özür diler?
Çok fazla özür dilemenin arkasında genellikle ortadaki problemin üstünü kapatmak veya ilişkinin mükemmel halini bozmama çabasının yattığını söyleyen Gizem Sürenkök, “Bir de karşımızdaki insanların bizi hep çok nazik, çok kibar, çok iyi bir insan olarak tanımlamasını istiyoruz. Bundan dolayı da gereğinden fazla özür dileyebiliyoruz. Ancak öz saygının düşük olması ve kişinin kendini değersiz hissetmesi de önemli bir etken” dedi.
Sürenkök sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak şunlar için özür dilemeliyiz; bizim yaptığımız hatalı şeyler, bizim kontrolümüzde olan şeyler, bizim yarattığımız ve insanlara zarar veren durumlar. Ama bizim yapmadığımız, bizim kontrol edemeyeceğimiz, başka insanların yapmış olduğu durumlar hakkında özür dilememiz gerekmiyor. Bizim bunlardan dolayı özür dilemeye başladığımız noktada aslında kendimize olan saygımız da azalıyor. O yüzden şunu da hatırlamamız lazım; ihtiyaçlarımız var, tercihlerimiz var, başka insanlardan farklı düşüncelerimiz var, başka insanlardan farklı duygularımız var ve bunlardan dolayı özür dilememiz gerekmiyor. Özür dilememiz gereken davranışları veya durumları ayırt edebilmekse bizi daha uyumlu ve daha sağlıklı ilişkiler kurabilen biri yapar.”
ÖZÜR DİLEMEK BİR ZAYIFLIK GÖSTERGESİ DEĞİL
Çoğu kişinin özür dilemeyi bir zayıflık olarak gördüğünün altını çizen Sürenkök, “Nedense kendimizi hiç hata yapmayan bir kişi olarak göstermek istiyoruz. Ama bu doğru mu? Hayır. Spontane davranışlarımız olabiliyor. Bu dürtüsel davranışlarımızın altında o an irademizin zayıf olması, çok stresli olmamız, öfkeli olmamız, yorgun olmamız, hasta olmamız gibi pek çok sebep yatıyor olabilir. O yüzden bu durumları kabul edip bizi zayıf ya da dayanıksız yapmadığını fark ettiğimizde özür dilememiz gerçekten çok daha kolay oluyor. Özür dilemek kişiyi ilişkide daha saygı duyulan bir pozisyona bile getirebilir. Çünkü karşıdaki insana hatalarımızı görebildiğimizi ve sorumluluk alabildiğimizi göstermiş oluruz” ifadelerini kullandı.
ÖZÜR DİLEMENİN ALTINDA YATAN SEBEPLER BULUNMALI
Yukarıda özür dilemenin bir zayıflık olmadığını söylesek de her şeyin olduğu gibi özrün de fazlası zarar. Bununla nasıl mücadele edileceğini Sürenkök şöyle özetledi:
"Sürekli özür dileyip kendini açıklamak, karşısındaki insanı sürekli mutlu etme çabasından kaynaklanabilir. 'Neden karşımızdaki insanları sürekli memnun etmeye çalışıyoruz?', 'Bizim ihtiyaçlarımız da önemli olabilir mi?' gibi soruları sorarak farkındalık sürecini başlatmak bu insanlarda işe yarayabilir. Onun dışında da eğer gerekirse, kişi bu huyun altındaki sebepleri bulmak için psikolojik destek almalı."