Beyin cerrahisinde minimalist yaklaşım

Güncelleme Tarihi:

Beyin cerrahisinde minimalist yaklaşım
Oluşturulma Tarihi: Eylül 29, 2024 13:23

Mantık olarak bozulmuş bir yapının sağlam dokuya zarar vermemesi için o bölgeden uzaklaştırılması gerekir. Ama beyin ve omurilik bölgesi çok hassas olması sebebiyle anormalleşmiş dokuya ulaşım o kadar kolay olmayabilir.

Haberin Devamı

Tıpta ‘önce zarar verme’ ilkesinden yola çıkıldığı için ‘minimal invaziv cerrahi’ yani küçük bir açılımla maksimum fayda sağlayan ameliyatlar önemli olur.

MİKROSKOP BURADA DEVREYE GİRİYOR

Derinliğine göre cildi büyük açmak, içeriye ışık vermek, detayları incelemek için büyük bir pencere oluşturmak, bunu yaparken de kanama olursa görüş mesafesi kapanmasın diye büyük ekiple ameliyata girmek...

Tüm bunlar, doku içini temiz tutma uğraşından kaynaklanıyor.

Yani uzun süren bir ameliyat, büyük bir ameliyat kesisi ve fazla kanama, başarı şansını azalttığı gibi, hayati risk yaratır, enfeksiyon kapma istihalini de katbekat artırır.

Bu aşamaları, tek bir ameliyat mikroskobuyla ortadan kaldırmak mümkün.

Mikrocerrahi mantığına daha önceki yazılarımda değinmiştim.

Haberin Devamı

Ameliyat alanı, sadece 1.4 cm kesiden yapılır.

Çünkü mikroskopla o bölgeyi çok net görme şansı vardır.

Soğuk ışık kaynağıyla da aydınlatarak detaylı temizlik yapılır.

Bu arada ince kılcal damarları, sinirleri, tümöral yapılar, net görüldüğü için zarar verme riski kalmaz.

Ve tabii bir kanamada görüş mesafesi bozulmaz.

MİKROCERRAHİ FAYDASI NEDİR?

Ameliyatın başarısı, hastanın sağ salim eve gitmesinden ibaret değildir.

Başarı, bugün olduğu kadar hastanın yarınını da büyük oranda güvence altına alınması için atılan adımlardır.

Önemli olan cilt kesisinin 1.4 cm olmasının yanı sıra iç kısımda hassas adımlarla ilerlemek ve normal dokuya zarar vermeden anormallleşmiş dokuyu alıp çıkarmaktır.

Mikroskop sayesinde bunu rahatlıkla yapılabilir.

DAHA ÖNCE AÇIK AMELİYAT OLANLAR MİKROCERRAHİ OLABİLİR Mİ?

Doku, çok esnek yapı olduğu kadar bir ameliyat sonrası reaksiyonunu tahmin edemeyeceğiniz kadar korumacı da olabiliyor.

Buna tutunma reaksiyonuna bağlı yapışıklık diyebiliriz.

Açık ameliyat sonrasında fazlaca gördüğümüz bu durumun tekrar bir operasyon gerektiğinde, kılavuzların yokluğu ve bölgenin anatomisinin değişmesinin yanında yapışıklıklar durumu iyice zorlaştırır.

Bir şanssızlık yaşamış ve açık ameliyata maruz bırakılmış bir hastanın artık tekrar aynı yanlışla devam etmemesi gerekir.

Haberin Devamı

Kısaca böyle durumlarda, mutlaka doktorunuza danışın.

O da büyük olasılıkla mikrocerrahi yöntemini tavsiye edecektir.

EVE VE İŞE DÖNÜŞ

Mikrocerrahi teknikle, bel, boyun veya sırt fıtığı ameliyatlarını gerçekleştirmenin sadece yara yeri küçük olmasından ibaret olmadığının altını çizmem gerekir.

Dokuya saygılı, detaylı temizlik yapabilmeyi sağlayan, felç, aşırı kanama riskini ve tekrarlama olasılığını en aza indiren bir yöntem olmasının dışında nekahat dönemi de çok kısalır.

Hastanın operasyon sonrası 2-3 saat içinde ayağa kalkması ve 1-2 hafta sonrasında işe dönmesi bu mikrocerrahi teknik ve mikrodiskektomi sayesindedir.

Yani AR-GE tüm hayatımızda varken tıpta olmaması imkânsız.

Haberin Devamı

Çevirmeli telefon kullanan kalmadığı gibi bel, boyun ve sırt fıtıklarında 40 kata varan büyütmeyle ameliyat yapan doktor da çok çok azalmıştır.

Yani bu gibi işlemlerde mikroskobu kullanmamak hastalar için büyük soru işareti olmalıdır...

 

 

 

BAKMADAN GEÇME!