Oluşturulma Tarihi: Haziran 05, 2020 16:12
Hepimizin vücudunda bulunan benler, belli bir zamandan sonra riskli bir hal alabilir. Peki, riskli benleri nasıl fark ederiz?
Benler, hemen hepimizde belli oranlarda bulunan ve ciltte oluşan genellikle iyi huylu yapılardır. Doğumda daha az olan benlerin sayısı, çocukluk ve erişkinlik dönemi boyunca artmaktadır. Benler, hormonal etkilerden dolayı, ergenlik ve gebelik döneminde daha fazla artış gösterir. Genetik yatkınlık ve güneş ışınlarına fazla maruz kalmak da ben sayısında artışa yol açabilmektedir.
Benlerin çapları yıllar içinde artarak deriden kabarık hale gelebilir. Zaman içerisinde renginde değişiklikler olabilir. Ancak bu değişimler oldukça yavaştır yıllar içerisinde ortaya çıkar. Aslında tüm bunlar normal kabul edilebilir.
Dikkat edilmesi gereken, benler üzerinde aylar içinde genellikle 2 ay içinde ani meydana gelen değişikliklerdir.
Hangileri daha riskli?
Vücutta var olan bir bende asimetrik bir yapı mevcutsa ve ani gelişen büyüklük, renk ve şekil değişimleri gerçekleşirse dikkatli olmak gerekir.
Beş milimetreden büyük asimetrik görünümlü üzerinde açık, koyu kahverengi, siyah, kırmızı gibi iki ya da daha fazla renk olan benler tehlikeli olabilir.
Aynı zamanda ben üzerinde kanama, pürüzlü bir doku, sulantı ya da iyileşmeyen bir yara oluştuysa yine dikkat edilmeli. Sonradan oluşan leke veya vücuttaki diğer benlere şekil olarak benzemeyen, farklı görünen bir ben fark edilirse yine tehlike çanları çalıyor demektir.
Kontrolsüz bir biçimde güneş ışınlarına maruz kalma, bronzlaşma ve güneş yanığı sonucu deri hücrelerinde genetik hasar oluşabilmektedir.
Hasarla hücrelerin sınırsız çoğalması sonucunda zamanla benlerin üzerinde kötü huylu bir tümör olan malign melanom gelişebilmektedir.
Malign melanom diye bilinen bir tür deri kanseri yüzde 70 oranında sağlam deri bölgelerden gelişirken, yüzde 30’u önceden var olan bir ben üzerinden oluşabilmektedir. O yüzden benleri düzenli takip ettirmek gerekir.
Dermatolog Dr. Neslihan DolarA-B-C-D KRİTERLERİBenlerin değerlendirilmesi konusunda standart A, B, C, D kriterlerimiz var. Bir bene baktığımızda biz şu kriterleri dikkate alıyoruz:
Asimetry (Asimetri): Asimetrik benler kötüleşme riski taşır. Benin simetrik olması; yani benin üstüne ortadan bir çizgi çektiğimizde sağ ve solunun ya da üstüyle altının eşit görünmesi gerekir.
Border (Kenar): Benin kenarları düzenli olmalı; düzensizlik olduğunda kötüleşme riski gösterir.
Color (Renk): Renginin aynı renk tonunda olması gerekir. Bir yerde koyu kahverengi, bir yerde açık kahverengi gibi ton farkları olduğunda o ben riskli.
Diametre (Çap): Benin çapı 5 mm’yi geçiyorsa, yine riskli grubunda değerlendirilir.
Kimler tehdit altında?Açık tenli ve açık göz rengine sahip, kolaylıkla güneş yanığı gelişebilen cilt tipine sahip kişilerin malign melanoma yakalanma riski daha yüksektir. Bununla birlikte güneş ışınlarına kontrolsüz maruz kalmak, 50’den fazla bene sahip olmak, ailede cilt kanseri öyküsünün olması ve organ nakli geçirmek malign melanom gelişme ihtimalini artırmaktadır.
Hangi aralıklarla doktora gitmeli?Benlerde meydana gelen ve renk ve şekil değişiklikleri önemsenmelidir. Çok sayıda beni olan veya bir beninden şüphelenen kişilerin bir dermatoloji uzmanına başvurup düzenli takiplerini yaptırması çok önemlidir.
Ben tanısı ve takibinde dijital dermatoskoplarla benler düzenli olarak kontrol edilerek bir önceki kayıtlarla karşılaştırma yapılmaktadır. Ben haritaları sayesinde ben kaynaklı gelişebilecek kötü huylu cilt problemleri de önlenebilmektedir.
Genelde hastaları yaz öncesi, bronzlaşmadan görmek istiyoruz. Çünkü bronzlaştığınızda benin rengi tam olarak görülemeyebiliyor. Bu nedenle de mayıs-haziran ayında kontrol yaptırmak iyi olur. Şüphelendiğimiz benleri 6 ayda bir bakıp kontrol ediyoruz.
Güneşlenmek mi solaryum mu?
Riskli kişiler için doğrudan güneş ışınlarına maruz kalmamak önemlidir. Güneş ışınlarına maruz kaldığımızda cildimiz kendi koruma programını hayata geçirir. Bu bronzlaşmadır. Ama biz yeterli önlemi alamazsak bronzlaşırken UV ışınları hücrelerde DNA üzerinde bazen kalıcı tahribatlara yol açarlar.
Bu nedenle özellikle çocukların güneşten korunmalarına özen gösterilmelidir. Kontrolsüz güneşlenme ve solaryum ile bronzlaşmaktan kaçınılmalıdır. Her ikisi de deri sağlığı açısından zararlıdır.
Güneşten gelen zararlı ultraviyole ışınları (UV) ciltteki DNA’da zararlara yol açabilmektedir. Solaryuma giren insanların, kullanmayan insanlara göre malign melanom olma oranı yüzde 74 artmaktadır. Benleri olan ve bene benzer yeni lekeleri oluşan kişilerin mutlaka bir dermatoloji uzmanına başvurmaları gerekir.