Oluşturulma Tarihi: Ekim 18, 2007 11:24
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, bayramı hastanede geçirmemek için normal beslenme düzenine geçildiğinde öğün sayısını altıya çıkarmak ve her öğünde mideyi çok fazla doldurmamak gerektiğini bildirdi.
Yorulmaz, özellikle ramazanın hemen peşinden gelen bayram günlerinin beslenme rejiminin değişmesinden kaynaklanan sağlık sorunlarının yaşandığı dönemler olduğunu ifade etti. Yorulmaz, “Ramazanda beslenme süresinin zorunlu olarak sınırlandırıldığı dönemden, istendiği zaman
yemek yenilebilecek özgürlük dönemine geçildiğinde bazen aşırı beslenme, dost akraba ziyaretleri sırasında çoğu zaman normal zamanlarda olduğundan çok daha fazla tatlı, gazlı içecek ya da çay, kahve, kuruyemiş hatta yemek yenilmesi bu sorunların bayram günlerinde daha fazla yaşanmasına neden olabilmektedir” dedi.
Kimi kişilerin ramazan ayında geçici olarak bıraktıkları sigara ve alkol gibi kötü alışkanlıklarına bayramda yeniden başladığını ve bu durumun ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarını artırabildiğini belirten Yorulmaz, şunları kaydetti:
“Ramazanda oruç tutmayanların da bayramda normal beslenmelerini ziyaretler nedeniyle sürdüremedikleri, aşırı ve dengesiz beslendikleri bir gerçektir. Daha da önemlisi kalp damar hastalıkları, kolesterol yüksekliği, tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı, alerji, böbrek hastalığı, mide bağırsak hastalıkları olanlar bu fazla ve dengesiz beslenmeden çok daha fazla etkilenmekte, bazen bayramı hastanede, acil serviste geçirmek zorunda kalabilmektedir.
Toplum olarak kötü alışkanlıklarımızın biri de misafirlerimize ikram ettiğimiz yiyecekleri yemediklerinde ya da bitirmediklerinde ısrar etmektir. Hatta sağlık sorunu olanlara bile, ikram ettiğimiz gıdalardan bir parça yemelerinin zarar vermeyeceği gibi anlamsız ısrarlara sık rastlanmaktadır. Dostlarımızın sağlık sorunu yaşamasını istemeyeceğimize göre, böyle bir durumda ısrar etmenin dostumuza yaptığımız en büyük kötülük olduğunu bilmeliyiz.”
İkram edilen tatlıların çoğunlukla hamur tatlıları olduğunu, bu tür tatlıların besleyici değerleri çok yüksek olmayan ancak kaloriden zengin besinler olduğunu anlatan Yorulmaz, bu nedenle bayramda çok fazla tatlı tüketmenin hem mideye yük, hem de çok fazla
kalori alarak şişmanlamaya zemin hazırlayabildiğini, bu nedenle hamur tatlılar yerine sütlü tatlılar ve meyve ikram etmeyi alışkanlık haline getirmek gerektiğini ifade etti.
DOĞRU BESLENMEÖzellikle tansiyon yüksekliği olan hastalar, şeker hastaları ve kalp damar hastalıkları olanlar için tüketilen tatlılar ile çay, kahve ve kolalı içeceklerin daha da önem kazandığını bildiren Yorulmaz, bayramda sağlık sorunları yaşamamak için yapılması gerekenleri şöyle anlattı:
“Bayramı hastanede geçirmemek için normal beslenme düzenine geçildiğinde öğün sayısını altıya çıkarmak ve her öğünde mideyi çok fazla doldurulmamak gerekir.
Mutlaka sabah kahvaltısı yapılmalı ve kahvaltıda salam, sosis, sucuk gibi besinler yerine daha sağlıklı olan peynir, zeytin, bal, yumurta, tereyağı, kepekli ekmek, süt, çay gibi besinler tercih edilmelidir. Saat 10.00 gibi de kuşlukta meyvelerden oluşan ara öğün yenmelidir.
Çok ağır olmayan bir öğle yemeği, ikindi vakti hafif bir kahvaltı, ağır olmayan bir akşam yemeği ve gece saat 21.00 gibi yine meyveden oluşan bir öğün bayramda da sağlıklı bir beslenme biçimi olacaktır.
Öğünlerde ağır, yağlı ve tuzlu yemekler ile kızartmalardan kaçınılmalıdır. Bunların yerine sebze yemekleri, haşlama gibi daha sağlıklı besinler tüketilmelidir. Her gün mutlaka 1,5-2 litre sıvı almaya özen gösterilmelidir. Yoğurt, sebze yemekleri ve meyve yemek bağırsakların daha düzenli çalışmasını sağlayacaktır. Öğünlerde meyve ve yoğurt gibi besinler sağlığımıza en uygun besinlerdir. Kabızlığa karşı lifli besinleri tüketmek gerekmektedir.
Ramazan ayı boyunca bırakılmış olan kötü alışkanlıklardan tamamen kurtulmak için bu fırsat iyi değerlendirilmeli ve tekrar başlanmamalıdır. Ramazandan çıkan vücudun çok yemekle tembelleşmesine izin vermemek için hiç olmazsa yürüyüşler yapmak çok yerinde bir davranış olacaktır.”