Güncelleme Tarihi:
Akkurt, hava kirliliğinin özellikle kış aylarının en büyük sorunu olduğunu söyledi.
Kış mevsiminde kirliliğin artmasına yanma potansiyeli düşük yakıtların kullanılmasının ve trafikteki araçların neden olduğunu belirten Akkurt, bu dönemlerde havada sirkülasyonun az olması nedeniyle yakıtlardan çıkan zararlı maddelerin insan sağlığını olumsuz etkilediğine dikkati çekti.
Akkurt, kirli havanın solunum sistemini, akciğerleri, üst alt solunum yollarını ve kalp damar sistemini olumsuz etkilediğini vurgulayarak, “Havada bulunan zararlı kimyasalların, partiküllerin, nitröz oksitlerin ve diğer gazların bir kısmı emilerek dolaşıma geçmektedir. Bununla birlikte havada bulunan zararlı gazların akciğer kanseri başta olmak üzere pek çok kansere de yol açtığı çalışmalarla ortaya çıkmıştır. Bunu destekleyen çalışmalar da vardır” diye konuştu.
KRONİK HASTALIĞI OLANLAR RİSK ALTINDA
Havadaki fiziksel ve kimyasal bakımdan zararlı maddelerin özellikle solunum yolu rahatsızlığı bulunan kişilerde hastalığın ilerlemesine sebep olduğunu dile getiren Akkurt, şunları kaydetti:
“Özellikle astım, KOAH, müzmin bronşit, anfizemi, kalp ve tansiyon hastalarının hava yoluyla bu ortamdaki maddeleri alma potansiyeli çok yüksek. Bu kişiler, kirli hava nedeniyle sık sık atak geçirerek acil servise başvuruyor. 60 yaşın üzerinde ve rahatsızlığı olan kişiler hava kirliliğinin yoğun olduğu saatlerde mecbur kalmadıkça dışarı çıkmasın. Özellikle sinüziti olan kişilerin bu havalarda dışarıya çıkmamasını öneriyoruz. Kirli hava, buruna açılan sinüs deliklerinin şişmesine ve ödem gelişmesine yol açacağı için çok şiddetli baş ağrılarına sebep olur, migreni tetikler.”
Prof. Dr. Akkurt, solunum savunma sitemi tam olarak yerleşmeyen çocukların da kirli havadan olumsuz etkileneceğini belirterek, ebeveynlere havanın kirli olduğu saatlerde çocuklarını dışarı çıkarmamalarını önerdi.